English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ J ] / Joie

Joie tradutor Português

38 parallel translation
Nasıl biri? - Çok güçlü ve hayat dolu bir kız.
Bom, tem grande vitalidade e "joie de vivre".
"Metres, kapatma, fille de joie." Bunlar değiliz.
"Amante, concubina, fille de joie." Isso não somos.
La plus grande joie. Nasıl söylüyorsunuz?
Como é que se diz em inglês?
"Joie de vivre", söylemek istediğim.
"Joie de vivre", digo eu.
- Evet en az 2 gün sürer. - Joie Stockwell danışmaya lütfen.
Sim, vai levar uns bons dois dias.
- Joie de vivre.
- Joie de vivre.
Belki sadece bir temasıdır, sadece günahın bir temasıdır bize yaşama sevinci veren.
, talvez só um Iigueiro toque de pecado nos dê esta... Esta joie de vivre.
Varsayıyoruz ki tekrar epeydir kaybettiğimiz neşeli hayatımıza geri döneceğiz Yeniden oynayacağız...
Somos gente outra vez Recuperámos a "joie de vie" É brincar outra vez Festejar outra vez
Göstereyim size Fransız usulü yaşam sevincini
Vão ver o que é joie de vivre
Buraya gelmeden önce de yaşama sevinci dolu olduğum söylenemezdi ve genel... -... anlamda hayatım berbattı.
Não vibrava exactamente com "joie de vivre" antes de me ver aqui, a vida é toda uma chatice...
Aşk nerede? Romantizm nerede?
O que é feito da "joie de vivre"?
Yaşam dolu biriydi. Her zaman gülerdi.
Ele tinha tanta joie de vivre, estava sempre a sorrir e a gargalhar.
Sende'Joie de vivre'yok
Não tens "joie de vivre".
... ama bu canlılığı korumayı başarabiliyor. Yaşam sevinci dolu.
Primeiro, perde o marido, depois tem de lutar para manter a filha... e mesmo assim tem um espírito incrível, uma joie de vivre.
Jill'in öldüğü gece Joie de Vive'de akşam yemeği randevusu vardı.
A Jill foi jantar com ele no "Joie de Vivre" na noite em que morreu.
Sokağın köşesindeki aşüfte çok güzel
"La fille de joie" é bela, ali na esquina de baixo.
Onca uçaklarına, adamlarına, parasına ve hayat sevgisine rağmen.
Nem com os aviões, nem com a gente, nem com todo o dinheiro dele e "joie de vivre".
Hiç yaşama sevinci yok.
Ele não tem joie de vivre.
En az başarılı olduğu kadar fiyaskoyla sonuçlanan bir kurum için özgürlüğümden yaşama sevincimden vazgeçmemi mi istiyorsun?
Estás a pedir-me que deixe a minha liberdade, a minha joie de vivre por causa de uma instituição que falha tantas vezes quantas tem sucesso?
Zeka, bilgi alışılmadık bir yetenek.
Graça, inteligência, uma invulgar'joie de vivre'.
Bende de o yetenek olsaydı asistanın olabilirdim.
Quem me dera ter'joie de vivre'. Assim podia ser seu assistente.
Son zamanlarda pek de yaşam sevinciyle dolu değildim.
Ultimamente não tenho andado com especial joie de vivre.
Maison de Joie konusu...
Desculpa, Kitty.
Zola, başta Meyhane olmak üzere pek çok diğer başyapıtlarında çizimlerinde kullanacağım kişileri gösteriyor ve bizlerin nelere ihtiyacımız olduğunu hissettiriyor.
Zola, em "La Joie De Vivre e L'Assommoir", e em tantas outras obras-primas, pinta a vida como nós a sentimos, desse modo, satisfazendo a necessidade que temos, de que as pessoas nos contem a verdade.
Bulaşıcı bir yaşama sevinci vardı kendisinde.
Ela tem uma contagiante joie de vivre.
Asıl mesele, tek kürekle mehtaba çıkabilmende değil. Onu öyle neşe dolu yapıyorsun ki...
Não é só a habilidade de chegares a ti mesmo, mas tu fazes isso com uma joie de vivre.
Elbette. Mutfaktan başlayabilirsin. Myrtle'ın itiraz edeceğini sanmıyorum, ya sen?
Ocorreu-me que poderá passar um dia em cada departamento, inebria-los com essa joie de vivre que parece jorrar de si.
Ben daha çok "eskort" veya "fille de joie" diye sesleniyorum.
Prefiro "escort" ou "acompanhante de luxo".
"Joie de vivre" için para verirler.
Estão a pagar por uma joie de vivre.
Joie de vivre mi?
Joie de vivre?
Bu joie de vivre ( neşe ) bizi öldürecek.
Esta alegria de viver está a matar-nos.
- Joie de vivre.
Melhor.
Biraz daha yaşama sevinciyle.
Um pouco mais de "joie de vivre"!
Görünüşe göre yemeği Joie de Vive'de yemiş.
Mas obviamente jantou no "Joie de Vivre".
Genelev.
É a história da maison de joie. O bordel.
Onun joie de vivre'ı.. ( Yaşama Aşkı )
A sua alegria de viver.
Aksanı, atkısı, "Joie de death"?
A "joie de morte"?
- Olmadı.
La joie de vivre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]