Jugo tradutor Português
105 parallel translation
Memleketimiz boyunduruk altında ezilip... kan ağlıyor, her gün yara üstüne yara alıyor, biliyorum.
Penso que nossa pátria afunda-se sob seu jugo. Ela chora... ela sangra. E, a cada novo dia, um corte junta-se às suas feridas.
Kararından asla vazgeçmeyecek bir adamın hükmü altındayız.
Estamos sob o jugo de um impiedoso que levará a dele avante.
Liderlerinin dediğine göre Roma'dan o kadar nefret ediyorlar ki... onun hakimiyetinden kaçmaktan başka bir şey istemiyorlar.
O chefe deles disse que era tal o seu ódio a Roma... que desejavam apenas escapar ao seu jugo.
Boyunduruğuma girin ve benden öğrenin. Ben yumuşak huylu ve alçakgönüllüyüm.
Tomai meu jugo sobre vós e recebei minha doutrina... pois sou manso e humilde e achareis repouso às vossas almas.
Boyunduruğum kolay taşınır, yüküm de hafiftir.
Pois meu jugo é suave e meu peso é leve.
Boyunduruğumu yüklenin ve benden öğrenin. Çünkü ben yumuşak huylu, alçakgönüllüyüm. Böylece ruhunuz rahata kavuşur.
Aceitai meu jugo sobre vós e aprendei comigo... pois sou dócil e humilde de coração... e encontrareis descanso para vossa alma... pois meu jugo é brando, e leve é o meu fardo.
- Düzinelerce küçük diktatörlük altında.
- Sob o jugo de dezenas de ditadores.
Maddeyi kontrol edebilen ve molekülleri diledikleri şekilde yeniden düzenleyebilen canlılarla karşı karşıyayız.
Ficámos sob o jugo de criaturas capazes de controlarem a matéria e rearranjar as moléculas como desejavam.
Onların da enselerine basıyorlar.
Estão sob o mesmo jugo.
Ülkemiz kıskaca alınıyor.
Nossa nação afunda-se sob o jugo.
- Öldürülen zavallı Bryce hakkında üzgünüm, ama Beth'i avucunun içine almıştı.
Lamento que o pobre Bryce tenha morrido, mas isso permitiu à Beth libertar-se do jugo dele.
Ama çocukları kurtuldu ve insanların köleleştirdiği kendi türünü onların boyunduruğundan kurtarmak üzere büyüdü.
"A criança sobreviveu, e cresceu para libertar seus irmãos... do jugo da escravidão humana."
Asya'nın büyük bölümü İngiliz hakimiyeti altındaydı. İngiliz hakimiyetinde olmayan yerlerin çoğunda da Flemenk ya da kimi Avrupa hükümranlığı mevcuttu. İnsanlar, kendi politik kuruluşlarının oluşturulması için can atmaya başlamıştı.
É claro que uma grande parte da Ásia estava sob jugo inglês ou então sob jugo holandês ou de outro povo europeu e o povo começava a almejar a criação das suas próprias instituições políticas.
Seçeneklere ve Hitler'le Stalin'in mizaçlarına bakıldığında ben onların yerinde olsam "Hitler'dense Stalin'i tercih ederim." diye düşünürdüm.
Dadas as hipóteses e a natureza de Hitler e de Estaline, se eu fosse polaco, preferia estar debaixo do jugo de Estaline do que de Hitler.
Ama esaretten kurtulamayacağız.
Mas o jugo da tirania não nos será levantado.
Ama siyahların bu boyunduruğu başlarından atacağı zaman gelecek.
Está a chegar o tempo, meu, em que o preto se vai libertar do jugo.
Açlıktana ve pislikten, binlerce kişinin öldüğü biliniyor mu?
Rússia viveu durante séculos sob o jugo do absolutismo. Alguém já se perguntou, quantos milhares de pessoas morreram de fome ou escorbuto?
Mançurya ile birlikte... Japonlar kuzey Çin'in tamamını ele geçirmiş oldular.
Com Manchukuo firmemente sob o seu jugo, os japoneses em breve controlavam a maior parte do norte da China.
Öküze vurulan boyundurluk da suçluluk hissettirmiyor ki.
O jugo no boi não sente culpa.
General Katana'nın hükmünde son kez acı çekiyorsunuz.
É a última vez que sofreis sob o jugo do General Katana.
Geriye bir tek zorbalık kalıyor ve ben bu boyunduruğun altına girmem.
Tudo o que eles têm sobre nós é tirania. E não viverei sobre esse jugo, por isso não ficarei cá mais tempo.
Zaman içinde yabani boğa bile boyunduruğa boyun eğermiş.
"Com o tempo, o touro bravo aceita o jugo."
Sekiz yüzyıl boyunca, hizmetli ve işçi olarak çalışmaya zorlanarak, egemenlikleri altında yaşadık.
Durante oito séculos, o meu povo viveu sob o seu jugo. Forçaram-nos a trabalhar como operários e servos.
Tekrar Kardasya yönetimi altında yaşamak mı istiyorsunuz?
Estão dispostos a viver sob o jugo cardassiano outra vez?
On yıllardır Dünya işgali altındaydık.
Estávamos sob o jugo terrano há décadas.
Ve yoldaşlar, kısa sürede.. özgürlük sevdalısı insanları barbarlığa ve savaşa sürükleyecekler.
E quando dermos por isso, camaradas... eles submeterão todos os povos amantes da Liberdade ao jugo da Barbárie e da Guerra.
boyunduruğundan, şu dünya yorgunu bedenimi kurtaracağım.
Ah, aqui farei eu o meu repouso eterno e soltarei o jugo d'estrelas aziagas desta carne do mundo fatigada.
Ölümse ölüm. Zincirsizsem kabulüm.
Pelo menos morreremos desembaraçados do jugo.
Ölümse ölüm. Zincirsizsem kabulüm. "
Pelo menos morreremos desembaraçados do jugo. "
"Zincirsizsem kabulüm."
"Desembaraçado do jugo."
Federasyon'un dağılması ve Dünya'nın, Dominion'ın kontrolünde başka bir fethedilmiş gezegen olması sadece an meselesi.
É uma questão de tempo até a Federação cair e a Terra se tornar outro planeta conquistado sob o jugo do Dominion.
O'nun Maas Araştırma Merkezinde... Müdürü sinirlendirme sebebi... elbette ki, haklı küstahlığı.
É esta arrogância justificada que o faz ficar agastado sob o jugo dos cientistas imbecis da Maas.
Kahramanlıkları ve kültürleri, Avrupa'nın mirası olan bu tarihi ve onurlu ülkeleri gördüğümüzde onları, bu nefret dolu ve acımasız yaratıkların kölesi olarak gördüğümüzde füzelerinin her hafta daha vahşi ve gözü dönmüş bir öfkeyle saldırdığını gördüğümüzde tüm bunları gördüğümüzde, adaletin kılıcını çektiğimizden emin olabiliriz.
Quando vemos estes países antigos e honrados, cujos feitos e tradições a Europa é herdeira, quando os vemos a contorcer-se sob este jugo estrangeiro odioso e sem misericórdia, quando vemos os seus patriotas a recuar a cada semana de um desespero cada vez mais feroz e furioso, quando vemos tudo isto, podemos ter a certeza de que seguramos a espada da justiça e que estamos determinados a usar essa espada com a maior severidade até onde for preciso.
Yeterli değil midir? Bizi Roma'ya tutsak ettin. Zaferlerine bir yenisini daha ekledin.
Não te basta sermos trazidos para adornar o teu triunfo, cativos do teu jugo romano?
Süvari parali bir Hessiyan askeriydi... Alman prensleri tarafından bu sahillere gönderildi... Amerikanları ıngiltere boyunduruğunda tutabilmek için.
O Cavaleiro era um mercenário bárbaro... enviado a estas paragens por príncipes germânicos... para manter os americanos sob o jugo da Inglaterra.
... Komünist baskı...
... o jugo comunista...
Tamam. Şey, Washington'a göre böyle bir yer yok, fakat 500.000 insan Khmer Rouge'un baskısı altında.
Aos olhos de Washington, é como se o país não existisse, apesar de meio milhão de pessoas estar sob o jugo dos Khmers Vermelhos.
Terör şebekesi, Tayvan, İngiltere, İsrail, Arjantin'den oluşuyordu, en azından neo nazi generallerin yönetiminde.. olduğu müddetçe.
Assim, a rede terrorista consistia no Taiwan, Grã-Bretanha, Israel, Argentina, pelo menos enquanto esta estava sob o jugo de generais neonazis.
Sahibi onu gördü, boyunduruğunu taktı ve onu tüccara geri götürdü.
Quando o mestre viu isto, colocou-lhe um jugo e levou-o de volta ao mercador.
Biz her zaman Wraithlerin gölgesinde yaşadık. Ama benim halkım hiçbir zaman böyle bir yer görmedi.
Nós sempre vivemos sob o jugo dos wraith, mas o meu povo nunca se viu num lugar como este.
Neyini neyine taktın?
Quem é o jugo?
Çünkü bizi bir daha yönetmelerine izin vermemeye yemin ettik.
Jurámos nunca mais nos submetermos ao jugo deles.
Başladığımız yerdeyiz. Başkan Roslin'la Kaptan Adama'nın boyunduruğu altında.
Voltamos ao ponto de partida, sob o jugo da Presidente Roslin e do Comandante Adama.
Nazi yönetimi altında Yahudiler dışında nispeten en çok acı çeken grup çingenelerdi.
Sob o jugo nazi, os ciganos sofreram mais do que qualquer outro grupo, com exceção dos judeus.
Barin ile, tüm Verden'i parmağımın altına alacağım. Kalan Kantonlar da onları takip edeceklerdir, ve hükümdarlığım muhteşem olacak.
Com Barin e os verden sob meu jugo, o resto das vilas logo me seguirá, e o meu reinado será supremo.
19. yüzyılda, Çin'de Qin Hanedanı'nın son dönemleri veba salgını gibi savaşlarla geçiyordu.
China em pleno século XIX... o sofrimento do seu povo debaixo do jugo da corrupta dinastia Qing montou o palco para a Rebelião Taiping.
"Eğer cesaretini kaybedersen, zalim isteklerinin getirdiği öfkeden kaçın ve duygusal esaretin getirdiği kokuşmuş ilişkiden özgürlüğünü nasıl koruduğunu gör".
"Se forte for a vossa vontade, fugi da ira da cruel vontade, e tentai manter-vos livre do vil jugo da escravidão sensual."
"Duygusal esaretin getirdiği kokuşmuş ilişki". Sevdim bunu!
"O vil jugo da escravidão sensual." Gosto disso!
Rahl'ın yönetimi altında bu kadar uzun süre yaşayınca insanlar bir kahramanın ne olduğunu unutuyorlar.
Após viverem tanto tempo sobre o jugo de Rahl, as pessoas esqueceram-se do que é um herói.
Şimdi.
O jugo da escravatura
Tabii ki kayıtlıyım.
Entrei porque me esforcei muito... e porque me submeti ao jugo, e absorvi o decano. Estou matriculado.