Juno tradutor Português
186 parallel translation
GOLD - JUNO PLAJLARI SAAT 06 : 49
PRAIAS DE GOLD E DE JUNO 06h49
İngiliz ve Kanadalılar Sword, Gold ve Juno'da düzenli ilerliyor.
Os britânicos e os canadianos avançam a passo firme de Sword, Gold, e Juno.
Ortada Jüpiter ve Juno...
No centro estão Júpiter e Juno,
Temmuz'un ilk sadık gününe çok yaklaştık.
Estávamos nos aproximando do dia fatídico de Juno.
Batıdan doğuya doğru, Utah ve Omaha sahillerine Amerikalılar Gold, Juno ve Sword sahillerine de Britanyalı ve Kanadalı askerler çıkacaktı.
de Oeste para Este : Utah e Omaha para os americanos, e Gold, Juno e Sword para os britânicos e canadianos.
Juno sahilinde Kanadalılar, ağır zayiat vermelerine karşın ilerledi.
Em Juno, os canadianos sofreram grandes baixas, mas avançaram.
Haziran'dan beri beni öldürmeye çalışıyor.
Desde Juno que me quer matar.
June, sağında.
À direita, Juno.
Elbette der.. onun tüm arkadaşları Fransızdı.
Holly, os amigos dele eram todos franceses. Já estive em Titã, Já estive em Juno,
Dünyadaki o evde 125 yıl geçireceksiniz. Bu süre boyunca Juno'dan sadece üç kere birinci sınıf D-90 rica hakkınız var.
Têm de passar 125 anos naquela casa... e usarem os vales D-90, para terem direito a três encontros com Juno.
- Danışmanınız Juno'yla.
- Por Juno, o responsável por vocês.
- Siz bizim danışmanımız Juno musunuz? - Evet.
- É a Juno, a responsável pelo nosso caso?
Onlar ki, karada ve denizde çetin savaşlara girmiş ve zalim Hera'nın acımasız gazabıyla lanetlenmişti.
Muito sofrido, ele, no mar e na terra... por determinação dos céus... e pela ira implacável de Juno.
- Juno Skinner.
- Juno Skinner.
"Juno Skinner, sanat eserleri ve antika satıcısı... İran konusunda uzman."
" Juno Skinner, negoceia artes e antiguidades... especializada na Pérsia antiga.''
Khaled, Juno Skinner'e 2 milyon dolarlık bir ödeme yapmış.
Há um pagamento de $ 2 milhões do Khaled para o Juno Skinner.
Juno'nun tüm nakliye acentelerini ve müşterilerini dinletiyorum.
Eu ordenei que se tomasse atenção a todos os importadores e clientes da Juno.
- Juno-Spears. - Güzel.
- A Juno-Spears.
Juno-Spears, tımarhane değil.
A Juno-Spears não é o Ninho de Cucos.
Juno-Spears Merkezi'ne girmek, SoHo House'a girmekten zordu.
Era mais difícil entrar no Centro Juno-Spears do que na SoHo House.
Şimdilik sadece o, ama Juno, Sword ve Gold'u geçmiş Utah ve Omaha'ya göndermiş.
Até agora, é só um golpe, mas ele transferiu Juno, Sword e Gold... diretamente para Utah e Omaha.
Ama Juno'daki bir onbaşı, Utah'taki bir er sonucu onlar etkileyecek, ben değil.
Mas um cabo em Juno, um soldado em Utah... são eles que mudarão o resultado final disso.
Ama bunu Juno'ya ben söyleyemem ki.
Mas não vou ser eu a contar à Juno.
Juno.
Juno.
Juno'nun protezi.
A protegida de Juno.
- Juno onu çiğ çiğ yer diye düşünmüştüm.
Sempre pensei que a Juno lhe desse de comer à boca.
Juno bir resim göstermişti bana. Beraber tırmanırken çekilmişti.
A Juno mostrou-me uma fotografia quando faziam escalada juntas.
Ben de Juno gibi kızlara takılıyorum.
Sou amante do desporto como a Juno.
Juno, bu yolun doğru olduğundan emin misin?
Juno, tens a certeza que este é o caminho correcto?
- Juno, daha gelmedik mi?
- Juno, já chegamos?
- Juno.
- Juno.
Juno, ara vermeyeceğim.
Juno, não vou tripar.
- Meraklanma. Bir yere gittiğimiz yok.
Não te preocupes, Juno, não vamos a nenhum lado.
Bu doğru değil mi, Juno?
Não é verdade, Juno?
Juno, değil mi?
Juno, é verdade, não é?
Tanrı aşkına, Juno.
Por amor de Deus, Juno.
Boreham mağaraları için aynen böyle bir rota verilir ki zaten burası Boreham mağaraları değil, ne dersin, Juno?
Deveria ser assim que funciona, excepto que eu dei o plano para as cavernas Boreham e estas não são as cavernas Boreham, pois não Juno?
Juno?
Juno?
Juno!
Juno!
Juno, yok bir şey.
Juno, está tudo bem.
- Juno, şu fişeklerden birini yaksana.
- Juno, acende um sinalizador.
- Juno, tahta niyetine bir şey bul.
Juno, arranja alguma coisa para fazer uma estaca.
- Hey, Juno. Baltalardan birini kullan.
- Juno, usa um dos machados de gelo.
- Juno, yardımına ihtiyacım var.
- Juno, vou precisar da tua ajuda aqui.
- Juno!
- Juno!
- Juno, fişek!
Juno, o sinalizador!
- Juno.
- É a Juno.
Juno'nun bana seslendiğini duydum.
Ouvi a Juno a chamar-me.
Bu Juno'nun.
Isto é da Juno.
Ölmüş, Juno.
Olha, ela está morta, Juno.
Titan'a gittim, Juno'ya gittim. Kavonoza girebilecek Sekiz şey sayabilirim.
Consigo nomear oito coisas Que podes guardar em frascos.