Jury tradutor Português
86 parallel translation
Tabi ki jury onların hakkında adil karar verirse.
Já está fazer tudo para garantir que consegue o júri certo.
Tabi ki jury onlar hakkında adil bir karar verecektir.
Isso está fora do nosso domínio. Mandei o Sam Brown ao Xerife.
Jury Duty II filminin 1000. yılı şerefine düzenlenen törende çözülmem gerekiyordu.
Eu deivia ter sido descongelado em Hollywood para o milésimo aniversário da exibição de "Jury Duty ll".
O olmadığını anladıklarında sizi fırlatıp atmışlar.
JURY DUTY II, COM O DR. PAUL SHORE GALA DE 1000º ANIVERSÁRIO Quando viram que não eras ele atiraram-te para uma vala.
- Evet.Evet. - Jury döndü.
- O Júri já decidiu.
Ve Barbara, sen de Pazartesi günü vücut çalışan jigolomuz Rocky'le salı perşembe arası Alet Boyu adlı porno filminin ekibiyle ve bütün bir hafta sonu Tonkiro'yla birlikteydin.
E Barbara, você passou a Segunda-Feira com o Rocky, o nosso bodybuilder e acompanhante masculino, De Terça a Quinta com o elenco todo do filme pornô'Hung Jury', e passou o fim-de-semana todo com o Tonkiro.
- Keenan'ın taşıdığı silahın adı "Jury".
- "Júri"? É o nome pela qual é conhecida na rua.
Geçen hafta Jury'den bir telefon geldi.
O Jury ligou na semana passada.
Belki de Indian Hills'e gidip Jury'ye yardım teklif edebilirim, o da silahlarımıza bir depo sağlar.
Posso ir a Indian Hills. Dou conselhos ao Jury e ele guarda as AK. Não.
Jury'nin bizi arayabileceğini biliyorlardı.
Sabiam que o Jury ligaria.
Peki Jury'yi ikna edebileceğini nereden biliyorsun?
- E consegues convencer o Jury?
- Jury Amca'yı ziyaret edeceğim.
- Visitar o tio Jury.
Jury babamın iyi bir arkadaşıydı, Clay.
O Jury era um grande amigo do meu pai, Clay.
Tamam Jury'nin çok güzel kadınları var.
- Muito bem. O Jury tem umas ratas bonitas.
- Jury Amca.
- Tio Jury.
Zamanı geldi, Jury.
- Está na hora, Jury.
Sen halledersin Jury.
Vais safar-te, Jury.
Jury ile anlaşabildiniz mi?
- Já trataste do assunto com o Jury?
Jury ve John Teller Vietnam'da aynı bölükteydiler.
Jury e John Teller estavam no mesmo pelotão no Vietname.
Jury'nin o harika tamamen genç sıkı kadınlarıyla.
O rancho do Jury... Caramba. Apenas tem ratas jovens, apertadas e perfeitas.
Olay çıktığında burada olup Jury'yi kollamak istiyorum.
Quero estar com o Jury quando começar a arder.
Jury hakkında endişelenme, o kendini koruyabilir.
O Jury não me preocupa. Ele trata de si.
- Görünüşe bakılırsa Jury'nin Mayalarla olan mücadelesinde desteği olacak. - Hangi cehennemdesin sen?
- Onde estás?
- Jury buna asla inanmayacak. - Hayır. .. belgelerle ispatlayamazsak.
O júri nunca irá acreditar nisto a não ser que documentemos tudo.
Jüri TV, duruşmayı baştan sona kaydetmiş.
A Jury TV tem os direitos de transmissão do julgamento.
Jüri TV'yi seyrediyorum.
Eu vejo a Jury TV. É assim...
Jury bunu istediğin kadar kullanabileceğini söyledi.
O Jury disse que podes ficar com isto o tempo que quiseres.
Jury'nin orada görüşürüz.
Vejo-te no Jury's.
Jury'nin orada görüşürüz dedim ya.
Eu disse-te que te vejo no Jury's.
Jury'nin adamlarıyla biraz zaman geçirmesi ona da iyi gelir belki.
Talvez lhe faça bem, passar algum tempo com o pessoal do Jury.
Keza, "Special Victim Units", "Criminal Intent", "Trial By Jury" nin de ve sert bir savcının, uzman bilirkişilere neler yapabileceğini gördüm.
"SVU", "Criminal Intent", "Trial By Jury", e vi o que um procurador duro pode fazer a uma testemunha especializada.
Seninle konuşmamızı Jury önerdi.
Foi o Jury quem me recomendou para falar convosco.
Jury'nin tayfasına ihtiyacımız olduğunu söyleyeceğim. Hayır.
Digo-lhe que precisamos do pessoal do Jury.
- Ben de Jury.
Também a ti, Jury.
- Jury'yi ararım.
- Eu vou ligar ao Juri.
Jury. Ben, Bobby Elvis.
Jury, é o Bobby Elvis.
Kayıp cesedin ismini Jury'den öğrendim.
Eu tenho o nome do corpo desaparecido, dado pelo Juri.
Çinlilere silahların yerini söyleyenin Jury olmadığını Lin'den öğrendik.
Jury que entregou as armas aos chineses. Foi o Barosky.
Packer'a Jury hakkındaki gerçeği söyledim.
Contei ao Packer a verdade acerca do Jury.
- Selam Jury.
- Jury.
Jury'yi ara ve 2 saate Selma'da olacağımızı söyle.
Avisa o Jury. Diz-lhe que ele deverá chegar a Selma daqui a duas horas.
Jury, Çinlilere saldırı Redwood'un savaşı.
Ouve, Jury, a vingança contra os Chineses é uma guerra de Redwood.
Jury!
- Juri?
- Sağ ol Jury. - Bir şey değil.
Obrigado, Jury.
Jury'nin tanıdığı adam hakkında Coletti'den bir şeyler çıkmalı.
E deveremos receber alguma contrapartida do Coletti acerca do individuo que o Jury conhecia.
- Jury?
- Jury?
Öğrenir öğrenmez... icabına bakıcaz. jury de var.
Com um júri.
Jury Duty II filminin 1000. yılı şerefine düzenlenen törende çözülmem gerekiyordu.
Ho, ho...
"CSI" da da kafam koparıldı.
SVU e Trial By Jury. E fui esfaqueada até a morte em CSI.
- Jury mi?
É nova.
- Bu gelecekle ilgili, Jury.
É pelo futuro, Jury.