Kabletown tradutor Português
18 parallel translation
Burada şirketimizin Kabletown, k ile yazlıyor, tarafından satın alınmasıyla ilgili endişelere cevap vermek üzere bulunuyorum.
Estou aqui para discutir as vossas dúvidas sobre a aquisição da nossa companhia pela Kabletown. Com'K'.
Ama bunun hepimiz için harika bir fırsat olduğunu düşünüyorum çünkü Kabletown büyük bir şirket.
Mas acredito que é uma óptima oportunidade para todos nós porque a Kabletown é uma óptima empresa.
Tüm bunlar Kabletown üzerine araştırmalar.
Isto é pesquisa sobre a Kabletown.
Doğrusunu söylemek gerekirse, Kabletown hakkında fazla bir şey öğrenemedim.
Para dizer a verdade, não aprendi muito sobre a Kabletown.
Ama günün ilerleyen saatlerinde beş yıl önce Kabletown için G.E.'yi bırakan eski bir meslektaşımla buluşacağım.
Mas hoje vou encontrar-me com um antigo colega que deixou a G.E. pela Kabletown há cinco anos.
Onu kafalayacağım ve Kabletown'nun nasıl çalıştığını öğreneceğim.
Vou esmiuçá-lo e aprender como é que a Kabletown funciona.
Peki Dave, bana Kabletown hakkındaki her şeyi anlat.
Dave, conta-me tudo sobre a Kabletown.
Kabletown'nun kıdemli müdür yardımcılarıyla bir toplantı yapmayı istemenin haddime düşmediğini biliyorum, ama sizinle paylaşmam gereken bir şey var.
Eu sei que não tenho o direito de marcar uma reunião de vice-presidentes da Kabletown. Mas tenho algo que preciso de partilhar connvosco.
Her yerde Sheinhardt'ın NBC'yi Kabletown'a satacağını konuşuyorlar.
Andam a dizer que o Sheinhardt vai vender a NBC à Kabletown.
NBC'yi Kabletown adlı bir firmaya satıyorlar,
Eles vão vender a NBC a uma companhia chamada... Kabletown.
Ailemin Pennsylvania'da Kabletown'ları var.
Os meus pais usam a Kabletown lá na Pennsylvania.
Federal İletişim Kurulu artık Kabletown'a yapılan büyük çaplı multi-milyon dolarlık satışı inceleyecek.
A FCC vai investigar esta venda milionária de grande escala à Kabletown.
Demeye çalıştım şey, sen bir iş dünyası muhabirisin ve ben de Federal İletişim Kurumu'ndan Kabletown anlaşmasının onayını almaya çalışıyorum. Düzgün gözükmez.
Estou só a dizer, tu és uma jornalista de negócios e eu estou a tentar obter a aprovação da FCC para o negócio da Kabletown...
Örneğin, bir cumartesi günü Kabletown'dan adamlara etrafı gezdirmek için buradayım.
Por exemplo, estou aqui num Sábado para andar a mostrar uns tipos da Kabletown.
Onlar Kabletown yöneticileriydi.
Aqueles eram os executivos da Kabletown.
- Kabletown.
- Kabletown.
Bekle... Kabletown fare kapanı mı yapıyor?
A Kabletown faz ratoeiras?
Kabletown hiçbir şey yapmıyor.
A Kabletown não faz nada.