Kader tradutor Português
2,812 parallel translation
Kader.
Um acto aleatório.
Böyle şeyleri başlatan... kader midir, kaza mıdır bilmiyorum.
Não sei se é intencionalmente ou por acidente que estas coisas começam.
Kader buydu
Se tal é o seu desejo...
Kader, hileli bir olgudur.
O destino é complicado.
- Kader diye birşey yoktur, Abin.
- O destino não existe, Abin.
Kader bizi kötülükle savaşmak için bir araya getirdi.
O destino uniu-nos... para lutarmos contra o mal.
Yoksa kader mi?
Ou destino?
Fellik fellik her yerde beni aradın. Ama kader seni hayal kırıklığına mahkum etti.
Tu procuraste por todo o lado por mim mas o destino amaldiçoou-te...
Bütün bu yaptıklarından sonra, dinozor katili Burton olarak hatırlanmak, hayli acımasız bir kader gibi görünüyor.
Depois de tudo o que conseguiste, ser recordado como o Burton, assassino de dinossauros, não parece um destino muito bom.
Kader ve kısmetin evlilikte büyük rolü vardır.
O destino tem... um papel fundamental nos casamentos.
Bu kader. Kesin yani. - Hayır.
É a sina., É garantido.
Kader kazanılmalı.
A sina é um prenúncio. O destino tem de ser conquistado!
Kötülük tanrısı Hades ile bir kader anlaşması yaptım.
Fiz um acordo terrível com o deus malvado, Hades.
Sizce bu kader mi? O burada, ben de buradayım.
Acham que é destino estarmos aqui os dois?
Nedense, Kader manevra karar's şişman bir gaz devi etrafında sırayla sıraya yıldız ile.
E por qualquer motivo a Destino resolveu usá-lo numa manobra para se alinhar com a estrela.
Kader sadece Uçacak yakın doğru Yolumuzun kırmızı cüce.
A Destino dirigir-se-á para a anã vermelha mais próxima da nossa rota.
Kader gerekiyor Onun rezervleri doldurmak ve sadece belirli türde kullanır yıldız yapmak.
A Destino tem de recarregar as reservas e só usa certos tipos de estrelas para o fazer.
Tek yolu emin olmak için uçağı beklerken olmayacak bir yıldız almak için Kader bu içine sinek olmaz Bir milyon yıl.
A única forma de termos a certeza que os robôs não estarão à espera é escolher uma estrela que a Destino jamais escolheria.
Kader dışarı damla 20 dakika içinde, biz kapısı kapalı gemi bundan sonra 10 dakika.
A Destino vai sair de FTL dentro de 20 minutos, e 10 minutos depois sairemos da nave.
Kader aşağı kilitli Bu bölme.
A Destino bloqueou este compartimento.
Peri masallarında iki kişinin bir araya gelmesine kader denir.
Em contos de fadas, a coisa que os une chama-se destino.
Kader, en çok çabaladığımız şeyi geride bırakmaktır.
Bem, a fé tem uma maneira de nos pôr à frente o que mais queremos deixar para trás.
kader bana iyi davranıcaktır.
O destino será bondoso comigo.
Bir keresinde bana demiştinki.. .. devrim hayattır.., .. sadece kader gibi..
Um vez disse-me isto, a revolução é vida, não apenas viver, mas destino.
Kader yeniden yazıldı.
O destino nos trouxe de volta aos trilhos.
Külden kararmış gözler. Cesaretlerini göstermek için kader tarafından yönetilen kadınlar.
Os seus olhos estão maquilhados com cinzas, e quis o destino, fazer da coragem a sua virtude.
Kader bizi bir araya getirdi.
O destino é sábio.
Kader, yeni bir yol bulmak için onları kullandı.
Para protegerem os seus filhos tomaram o destino nas próprias mãos. E encontraram um novo caminho...
Oyun Kader akşamı.
A Directa.
"Kader" yazıyor.
Diz "destino".
Hadi ama ne bu kader mi?
Vá lá, o que é isto? Um destino de convenções?
Loki'yle nasıl savaşırız kader bize karşıyken?
Como podemos combater Loki se o destino está contra nós?
Kader benden yana.
O destino está do meu lado.
Gerçek kader budur.
Esse é o verdadeiro destino.
- "Kader ya da hür irade" deki kader gibi.
- Como "destino x livre arbítrio".
Kader mi kısmet mi rastlantı mıdır bilinmez ama gönül gidip bir kişiyi seçer.
Não há como saber se é sorte, destino ou coincidência mas o coração vai e escolhe uma pessoa.
Kader gibi birşeymiş gibi.
Como se fosse o destino ou algo.
Kader ajanlarından biri misin?
Vocês são os agentes do destino?
Eğer kader ajanıysan, yalan söylemek çok basit.
Se vocês são agentes do destino, não deviam de mentir.
"Ne kader, ne şans, ne de alınyazısı... "... kararlı bir ruhun dönüşümüne engel olabilir. "
"Não há sorte ou destino que impeça os propósitos de uma alma determinada."
Beni bekleyen bir dünya var - bir kader
Há um mundo que está a esperar e um destino
O zaman, eğer kader izin verirse, Madam iletişim kuracak.
Então a Madame fará contacto se o destino favorecer.
Kader Kulesi'nin anahtarıdır.
É a chave para a Torre do Destino.
Böyle bir kader çizildiğinde, kendini bile şaşırtabiliyorsun.
Surpreender-te-ias a ti mesmo se tal destino te tocasse.
Tanrı benim kaderime karar verdi. Ve bu kabul edeceğim bir kader olacak.
O Senhor decidirá o meu destino e o meu destino é aceitar a Sua decisão.
Bazen kader en iyisini bilir, Leydim.
Às vezes, o destino é quem sabe melhor, minha senhora.
Evrendeki pek çok yıldızı bekleyen kader budur.
Este é o destino que aguarda a maioria das estrelas do Universo.
Kader acımasız olabiliyor.
O destino pode ser cruel. Mas não se pode lutar contra ele.
Kader dilediği kadar kıçını yırtabilir.
Se vós morrerdes, as visões mudarão.
Kader gitmene müsaade etmez.
O destino não o permitirá.
# Aşk tesadüfleri sever # Kader ayrılıkları
Love Likes Coincidences