English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ K ] / Kadır

Kadır tradutor Português

8,589 parallel translation
Evet, genelde kadınlar doğum sonrasında vajinal kaslarının kontrolünü geri kazanmak için kullanır ama çok yardımı dokunur. "Gece terlemelerine" yani.
São mais comummente usados por mulheres, para recuperar o controlo dos músculos vaginais, pós-parto, mas podem ser muito úteis com os suores noturnos.
Bir şirketteki tek kadın olmaktan daha beter olan yegane şey iki kadından bir olmaktır. Of be.
Cristo!
Biz kadınlar ağır yükler taşıyoruz.
Nós, as mulheres, carregamos pesados fardos.
Hamile kadınlar ve araçta midesi bulananlar binmeden önce doktor kontrolünden geçmek zorundadır.
As grávidas e quem sofra de enjoos devem consultar um médico antes de entrarem.
- Hayır. Ben o kadını düşünüyorum.
Não, estou a pensar naquela mulher.
Ailemdeki kadınların çok genç yumurtalıkları vardır.
As mulheres na minha família têm ovários muito jovens.
Hayatımın kuzey ve güney kapıları kandırılmış bir kadını destekliyor gibiydi.
Parece que nas portas Norte e Sul da minha vida há uma mulher delirante.
Gitmiyor ama üç ayda bir profesyoneller evime damlayıp da bu kadının ne olduğunu anlatmaya çalışınca zoruma gidiyor. Anlayacağınız, son 15 yıldır istisnasız her gün onunla baş ediyordum zaten.
Não, mas ressinto-me quando os profissionais aparecem aos três meses e tentam dizer-me como é esta mulher, que eu tenho de aguentar diariamente nos últimos 15 anos.
Erkekler hep kendi haz kadınların sırtlarını kullanacaktır.
Os homens sempre usaram as mulheres para o seu benefício.
Yaşlı kadının senede bir gün diğer taraftan birini getirdiğine inanılır.
Acredita-se que havia um dia por ano onde a "Crone" podia levar alguém para o outro lado.
Hançer yeri kınıdır... Kadının yeri evidir...
Uma adaga merece uma bainha uma mulher merece um lar.
Ben onu limelere ayırırken oğlu için ağlayan kadının?
Chorava pelo filho enquanto eu a despedaçava.
Hayır, o Rochester'daki kadın.
Não, essa era a mulher de Rochester.
Sanırım tuhaf bir kadın.
Acho que é um bocado esquisita, pá.
Senin başka bir kadını sikerken görmekten hoşlanacaktır.
Ela vai gostar de ver-te a foder com outra mulher.
Evleneceğim kadın hazır olmadığını söyledi, ve ayrılmak istediğini söyledi.
A rapariga que eu queria casar, decidiu que não estava pronta, e largou-me.
Vicki adında bir kadın vardı, sanırım.
Uma mulher de nome Vicki, acho eu.
Ballentree Bozkırı'nın... Kesici Ebesi olarak tanıdığım bir kadına.
Procurei por uma mulher que vim a conhecer como a Madame-Corte de Ballentree Moor.
Kadın doğum uzmanıdır kendisi.
Ela é obstetra.
İyi bir kadın temel eğilimlerimizi yatıştırır.
Uma boa mulher acalma os nossos instintos básicos.
"Kadınla yatıştığı gibi, ikisi de iğrençlik yapıyorlardır. Kendi kanlarında boğulacaklardır." Koydum.
"Como ele se deitar com mulheres, eles estão ambos a cometer uma abominação, eles irão sem dúvida condenados à morte, o sangue deles descerá sobre eles." Boom.
İncil'de de dediği gibi "Eğer bir erkek kadınla yatmışçasına erkekle yatarsa ikisi de iğrençlik yapmış sayılır."
Sabe, como a Bíblia diz... "Se um homem também se deita com alguém do seu género, da maneira como se deita com mulheres..." "ambos cometeram uma abominação."
Bir kadının bızırının, tırtıla dönüşmesi bir cümle ile başlayıp tüm paragrafa yaymış.
Ela tem uma frase que dura um parágrafo inteiro, sobre o clitóris de uma senhora qualquer que se transforma numa lagarta!
Senin derdin kadınlar hapishanesinden gizlice kadın iç çamaşırı kaçırıyor olman.
O que lhe interessa é estar a contrabandear cuecas de mulher para fora de uma prisão feminina.
Kadınlar bunları anlama konusunda zorlanır.
As mulheres às vezes são difíceis de entender.
Kırk yıldır sevdiğim kadına nasıl "Mutlu olmak istiyorsam seninle olamam," derim?
Como posso dizer a mulher que eu amo há 40 anos que não posso estar com ela
- Tabii ki. Sürekli kadını kaldırıp durmasana dostum.
Não a faça levantar-se constantemente, meu.
Bu ahlaksız şeyler kadınlara karşı duyduğum aşırı ilgiden kaynaklanıyor.
Dou por mim a desejar energia feminina.
Güzel kadınlarla birlikte olan erkekler vardır bilirsin. Ben o güzel kadınla seks yapmaktan yoruldum.
Lá diz o ditado : mostra-me um homem com uma mulher bonita e eu mostro-te um homem que está farto de fazer amor com ela.
Boston'da sana kuyruk sallayan bir çok kadın vardır.
Há muitas mulheres em Boston a bajular-te.
Fakat bu kadın James Pierce'la 30 yıldır evli.
Mas, a mulher foi casada com o James Pierce durante 30 anos.
Öyle anneyi hak etmiyorlar dersen sana katılırım ama kadının bu çocuklar dışında kimsesi yok.
Pode dizer que não a merecem? Talvez. Mas são tudo o que ela tem.
Bir haftadır konuşmaya çalışıyorum. Hem o kadınlar cevap bekliyor.
Tenho tentado falar contigo a semana toda, e aquelas senhoras querem uma resposta.
Hatta tuhaftır bana eroini ilk defa damardan aldıran kişi de senin gibi bir kadındı.
Tem piada, na verdade. Foi uma mulher como tu que me fez usar pela primeira vez.
Bir erkek hem bir kadına hem de evcil hayvanına aşırı değer verebilir.
Um homem pode importar-se profundamente com uma mulher e um bichinho.
Yedi yıldır bu kadınla olan ilişkin istikrarsız ve bir yıldır nişanlısınız.
Vais e voltas com essa mulher durante sete anos e estás noivo faz um ano.
Sanırım döndüğünde ben evli bir kadın olacağım.
Suponho que serei uma mulher casada quando regressardes.
Az kalsın kadını kırbaçlatıp çocuğu nehre attırıyordum.
Quase mandei que a espancassem e que jogassem o bebê no rio.
- Evet. Güçlü, saygın hatta korkulan bir kadındır ama halk içinde kocasının sözünü hiç kesmedi.
Mulher forte, respeitada, até temida, mas nunca desrespeitou o marido em público.
Çok fazla çocuğu olan işi başından aşkın bir kadındır.
Ela é uma mulher instável e cheia de filhos.
Yaşlı kadınlar hastalanır.
As senhoras de idade adoecem.
Başka kadın olsa babamın ne olursa olsun evlenmemizi istediğini ve bize iyi dileklerini ilettiğini ve rızasını verdiğini söylerdi.
Uma mulher menos digna diria que ele nos queria desejar felicidades, que queria que casássemos, fosse como fosse, e que nos tinha abençoado.
Su buz gibi ama kadınlar çok sıcaktır.
A água é fria como tudo, mas as mulheres são muito quentes.
Orada otomatlarda kullanılmış kadın çamaşırı sattıklarından haberin var mı?
Sabes que podes comprar cuecas lá em máquinas de auto atendimento?
Eminim senden her zaman "hayır" ı kabul etmeyen bir kadın diye bahsediyorlardır.
Aposto que toda a gente diz que é o tipo de miúda que não aceita um não.
Sanırım Eşit Çalışma Fırsatı Komisyonu'nda öyle kadınlar vardır.
Creio que a Comissão de Igualdade de Oportunidades de Emprego tem um.
Bu arama... Chester Kadın Cezaevi Binasındandır.
Esta chamada é do reformatório feminino de Chester.
Güzel bir kadına bakmak dikkatinizi dağıtacaktır ve etkisini azaltacaktır.
Olhar para uma mulher bonita iria apenas distraí-lo e diminuir o efeito.
Saga, nerede kaçırıldığının bir önemi yok. Kadın Danimarka vatandaşı.
Saga, não interessa onde foi raptada, é uma cidadã dinamarquesa.
Eşine, kadının fotoğraflarını korkunç bir sırıtışla gösterdin.
Terias mostrado imagens da mulher dela com aquele horrível sorriso.
Bay Flores'i, bu üç genç kadını öldürdüğünü düşündüğünüz için mi vurdunuz? - Hayır.
Disparou sobre o Sr. Flores porque achava que ele tinha morto aquelas três jovens?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]