Kapı açıldı tradutor Português
536 parallel translation
Kapı açıldı ve bir adam sandaldan dışarı çıkmıştı.
A porta abriu-se e um homem saltou do barco.
Kapı açıldı, ama insanlar nerede?
Abre-se a porta, cadê a gentinha?
Kapı açıldı ve Subay ortaya çıktı. Sivil kıyafetlerini giymişti.
A porta abriu-se e o oficial apareceu vestido em trajes civis.
Kapı açıldığında çın çın çalacak... ve dostların geldiğini anlayacaktım.
Vamos pendurá-lo na porta, por dentro,... para que avise quando alguém abrir a porta, compreende? Quero saber da chegada dos meus amigos para colocar outro café.
Kapı açıldığında, işaretimle beraber bütün hortumların olağanca gücüyle girişe su püskürtmesini istiyorum.
Atento ao meu sinal. Que as mangueiras enfoquem a entrada.
Sence kapı açıldı ve onlar da uçup gittiler mi?
A porta abriu-se e cairam ao espaço?
Sevgili anne, bu kapı açıldı.
Querida mãe, esta porta está aberta.
Kapı açıldı ama gelen Tanrı bir örümcekti.
A porta abriu-se mas o Deus que saiu era uma aranha.
Dışarıda hiç basınç yok, yani kapı açıldığı anda kürenin içinde vakum oluşacak.
Não há pressão lá fora. Ou seja, quando abrirmos a escotilha... a esfera toda será um vácuo... o que será fatal para Kate, pois só temos 2 trajes.
Bu gece şu kapı açıldığında benim yanımdan ayrılma.
Quando abrirem o portão logo á noite, fica junto a mim, como uma pulga num cão.
Bu çok garip. Zili çalmadan kapı açıldı.
Que estranho, ia eu tocar e a porta abriu-se.
Işıklar söndü. Kapı açıldı ve ikisi odaya girdi.
A luz apagou-se, entraram os dois.
Lanet kapı açıldığında, kapıların cehenneme açıldığını sanacaksın.
Quando o raio dessa porta abrir, vamos pensar que se abriram as portas do inferno.
Kapı açıldığında onu mümkün olduğu kadar çabuk diğer tarafa geçirin.
Quando a porta abrir, leva-o o mais rapidamente possível.
Bu kapı açıldığında, eğer açılırsa önce Boxey ve yaralıları geçireceğiz, sonra da diğerleri geçecek.
Quando esta porta abrir, se abrir... passamos o boxey e os feridos primeiro, e depois vamos nós.
Kapı açıldığı saniye kızı öldürürüm.
Mal essa porta se abrir, mato-a!
fakat on dakika sonra bir kapı açıldı ve içeri bir kadın girdi.
Mas a porta abriu naquele momento e entrou uma mulher no quarto. - Ele diz "Nunca".
Bu kitap sayesinde, dün akşam okudum ve bir kapı açıldı.
É este livro. Li-o ontem á noite, e as portas abriram-se, fez-se luz.
Kapı açıldı, gelin!
Por aqui, vamos lá!
Kapı açıldı!
A porta!
Birden kapı açıldı ve apartman görevlisi, onda anahtar var,...
E a porta abre-se, e entra o porteiro...
14. kapı açıldı.
Porta 14, os passageiros já estão a entrar.
- Üzgünüm. Kapı açıldı.
O alvo está pronto.
Kapı açıldı ve siz de bindiniz.
A porta abriu-se, e você entrou.
Karanlığın kapıları açıldı ve ölümün gölgeleri, yeryüzünde av peşine düştü.
Os portais das trevas estão abertos, e as sombras dos mortos caçam pela Terra...
Sadece cesurların en cesurunun açmaya cesaret edebileceği yıldızlara uzanan bir şeref yoluna açılan bir kapı vardı.
Eis uma porta que somente o mais corajoso de todos ousou abrir, um caminho de glória rumo às estrelas!
Arkamdaki kapının açıldığını duydum.
Cobri minha mãe e ouvi a porta detrás de mim.
Franz, bana bütün kapılar açıldı.
Tu, camarada? Religioso? Franz, todas as portas se abriram para mim.
Kapısı açıldı ve o içeriye yürüdü.
Ela abriu-se e ele entrou.
Ama kamyonun arka kapısı 2 kilometre ötede açıldı Prew... ve yola yuvarlandım.
A porta de trás só se abriu a cerca de dois quilómetros daqui... e eu caí na estrada.
Halıya ayağı takıldı, sandalye yoktu, kapı açılmadı.
Ele tropeça num tapete, não há cadeira, a porta não abre.
Vagon kapıları açıldığında yere düşen cesetlerin izlerini mi?
Traços dos cadáveres que tombaram quando as portas dos vagões abriram?
Ceset yere düştüğünde,... üst kattan ön kapıya doğru ayak sesleri duyduğunu üst kattaki kapının açıldığını ve ayak seslerinin merdivenlere indiğini söyledi
Quando o corpo caiu, ele disse que ouviu passos no andar de cima, a correr para a porta de entrada. Ouviu a porta do andar de cima abrir-se, os passos começaram a descer.
Televizyon programından sonra kapılar ardına kadar açıldı.
Depois do programa de TV, abriram-se as portas.
- Çıldırdın mı! - Kapıyı aç!
- Deve estar louco.
Yakındaki bombalanmış evden bir direk bulduk ve sonunda kapı korkunç bir gürültüyle açıldı.
Pegámos então numa viga de uma casa próxima, e finalmente a porta cedeu com uma barulheira infernal.
Kapı açıldı ve biri onu vurdu. Marie kim olduğunu görmedi çünkü baygındı.
A Maria não viu quem o assassino era porque estava inconsciente.
Kapıları açıldı ve mekiğin girişi için hazırlandı.
Portas do hangar abertas e a postos para a entrada do vaivém.
Bir çoğunun girişi kapatıldı. Özellikle bu kapıyı açık bulmalı.
A maioria estão fechados mas este vai ficar aberto.
Bu kapılar açıldığı zaman Diana'nın havuzundaki sular akacak ve özgür kalacak.
Quando essas portas abertas... piscina de água Diana vai... e ser livre.
'Eğer köprü eğilmezse'günahlarının ağırlığı altında'onu geride bıraktığın anda'karanlık bir kapının'önündeki kayalarda açıldığını göreceksin.
Se a ponte não se dobrar sob o peso de vossos pecados... Tendo-a cruzado... Vereis uma porta negra abrir-se na rocha diante de vós.
Kapıların açıldığı ilk anda, içeriye hava doldu.
E assim que as abriram entrou uma lufada de ar.
Hapishanedeki kapılar açıldığında ünlü Sachsenhausen toplama kampının esirlerinden Yahudi bir Rus doktor da oradaydı.
Quando saímos da prisão, estava connosco um médico russo judeu, que esteve num campo de concentração com Sachsenhausen, o famoso...
Hatta asansörün kapısının açıldığını ve içeride kanlar ve kesikler içinde yatan bir kadın olduğunu da o gördü.
A porta do elevador abriu-se e eu vi aquela... mulher lá dentro, toda esfaqueada e a sangrar.
"Ve gün gelip de cehennemin kapıları açıldığında ölüler yürüyecek bu dünyada."
"No dia em que as portas do inferno forem abertas..." "... Nesse dia os mortos voltarão a andar na terra ".
Kapı sonuna kadar açıldı. Ama açan nine değildi.
A porta abriu-se de par em par, Mas não foi a avozinha quem abriu.
Bu, kapının açıldığına dair bir sinyal olur.
É o sinal para as comportas se abrirem.
Bu da Temiz Yüzlü Tamar. Şeytan onu zindana atmış, fakat birden etraf aydınlanmış zindanın kapıları açılmış ve kutsal Tamar sabah yıldızı gibi parlamış.
Dev trancou-a numa masmorra, mas as trevas dissiparam-se, a porta da masmorra abriu-se e a divina Tâmara voltou a brilhar nos Céus, qual estrela da manhã.
Sanırım babası ona arabayla çarpınca acıma duygusuna kapıldı.
Acho que teve pena dele, por o pai dela o ter atropelado.
Kapıların her an açılmasını bekliyoruz. 5 yıldır ilk kez Los Angeles'a gelen Kraliçe'yi kısa bir süre de olsa görmeyi umuyoruz.
A qualquer momento, esperamos que as portas se abram e que avistemos a rainha, neste início da sua primeira visita à zona de Los Angeles em cinco anos.
Belki de Ghorusdanlara, onların bakış açısına fazla kapıldım.
Talvez me tenha envolvido demasiado com os Ghorusdans com o ponto de vista deles.
açıldı 34
kapı çalıyor 27
kapı açık 188
kapı çaldı 17
kapı orada 19
kapı açılır 17
kapı zili 19
kapı kilitli 66
kapı sıkışmış 16
kapı açıktı 87
kapı çalıyor 27
kapı açık 188
kapı çaldı 17
kapı orada 19
kapı açılır 17
kapı zili 19
kapı kilitli 66
kapı sıkışmış 16
kapı açıktı 87