English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ K ] / Katrine

Katrine tradutor Português

104 parallel translation
Ben Katrine.
Eu sou Katrine.
Ben Katrine.
Eu sou Kathrine.
- Katrine.
- A Katrine.
- Katrine!
- Katrine!
Katrine.
Katrine. Ben.
Bugün ne yapıyorsun, benim küçük Katrine'im?
O que vais fazer hoje, minha pequena Katrine?
- Selam, Katrine.
- Katrine.
Nelere bulaştın böyle, Katrine?
Em que complicação estás envolvida, Katrine?
Katrine senin iyi biri olduğunu düşünüyor gibi.
Katrine parece acreditar que é um homem bom.
- Katrine, Nicholas gitmiş.
Katrine, Nicholas foi-se embora.
- Katrine?
Katrine...
Ve tatlı Katrine ile de tanıştığınızı sanıyorum.
E penso que já conhece a nossa adorável Katrine.
İşin içinde çok para var. Ve sen Katrine, harcanabilir bir değersin.
Há muito dinheiro envolvido e Katrine, é plenamente descartável.
Bayan Katrine, kim olduğunuzu ve kimin için çalıştığınızı unutmayın.
Miss Katrine... não se esqueça. Lembre-se para quem trabalha.
Sen John Charter olduktan sonra bile Sterling seni Serik için yem olarak kullanıyordu. Katrine'in güvenliği için.
Mesmo depois de se transformar em John Charter... e Sterling a usava como isca para Serik Katrine estava segura.
Kime? Katrine mi?
A quem, Katrine?
- Onu öldürecekler.
Katrine? - Vão matá-la.
Katrine'i benimle görüşmeye başladıktan sonra mı ayarttınız?
Esteve com a Katrina após ela ter começado a ver-me?
Kafamı çok karıştırıyorsun, benim küçük Katrine'im.
Deixas-me completamente confuso, além de seres a minha pequena Katrine.
Sevgiler, Katrine.
Com amor, Katrine.
Katrine'e ayrıIdığını söylemedim henüz.
Ainda não disse à Katrine que te vais embora.
Etrafa bir göz atalım.
Fala a Katrine. O apartamento está vazio. Vamos dar uma olhada.
Katrine.
- Katrine?
- Thomas seni şarap içmeye davet etti mi? - Hayır.
Katrine, o Thomas ofereceu-te um copo de vinho?
Dünya sana bağIı değil.
O mundo não depende de ti, Katrine. Já fizeste tanto.
Bir ipucu yakalamış olabiliriz.
Katrine, talvez tenha algo.
- Bak, bırak artık.
- Katrine, esquece. Ele foi embora.
- Katrine!
Katrine!
- Katrine?
- Katrine?
Ben Katrine.
Fala a Katrine.
Polis merkezinden geliyoruz. Katrine Jensen ve Thomas Schaeffer.
Somos da policia, Katrine Jensen e o meu colega, Thomas Schaeffer.
Bana bir bomba imha uzmanı bağlayın.
Fala a Katrine. Preciso falar já com um especialista em bombas.
- Yardımın lazım.
- Peter, é a Katrine.
Dinliyorum.
- Katrine! - Estou a ouvir.
- Bana ne gördüğünü anlat.
Katrine, diz-me exactamente o que estás a ver.
- Ne oluyor, Katrine?
- O que se passa, Katrine?
- Başka şansın yok.
- Katrine, é a única opção.
- Katrine. O burada bir yerde. Bunu görmek istiyor.
Katrine ele está algures por aqui.
Bir şey oluyor şu anda.
Katrine, algo está a acontecer.
Seni bıraktığımda Katrine ile hızlıca koşmaya başlayacaksın.
Quando estiveres solto, tens de correr depressa com a Katrine. Prometes?
Katrine, geri dön!
Katrine, volta aqui!
Katrine, iyi misin?
Katrine! Estás bem?
Merhaba Katrine. Bu Mikkel, yeni stajyer fotoğrafçımız.
- O Mikkel é o nosso fotógrafo estagiário.
Katrine bunu yazacak sen de düzenlemesini yapacaksın Hanne.
A Katrine escreve isto e tu editas, Hanne. Combinado?
- Ben de Katrine.
- Eu também.
Katrine Fonsmark, Dışişleri Bakanını ifşa edecek.
A Katrine Fønsmark é que vai expor o ministro dos negócios estrangeiros.
Katrine... hayattasın.
você sobreviveu.
Katrine.
Katrine.
- Ben Thomas.
Katrine, é o Thomas.
Yarın görüşürüz.
- Katrine!
- Neler oluyor, Katrine?
- O que se passa, Katrine?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]