Kazara tradutor Português
1,848 parallel translation
Kazara bir şey düşürürsen üstünde parmak izi bırakırsın.
Se deixas cair algo acidentalmente, deixas uma impressão digital.
- Ateş etmesinin kazara olma şansı var mı?
Há alguma hipótese de o tiro ter sido acidental?
Kazara olmamıştı...
Não foi acidente nenhum.
Bilerek ya da kazara kaçırmışım ne fark eder ki?
Que diferença faz se o perdi de propósito ou sem querer?
Kazara olduğunu söylemiştin. Ayrıca senin doğum günündü.
Porque disseste que foi sem querer e era o teu aniversário.
Ne bilerekti ne de kazara. Öyle oldu işte.
Não foi sem querer nem de propósito, apenas aconteceu.
Sahte veb siteleri kurar,.. ... sonra da insanların, kazara bizi konferanslara davet etmelerini bekleriz.
Falsificamos sites da net, e esperamos que nos convidem acidentalmente para conferências.
Kazara oldu... Elden ne gelir?
Acidentes... o que pode ser feito?
Yani kazara, başörtünü mü çıkardın?
Tiraste, sem querer, o véu islâmico? - Tirei.
Şimdi söylediğimiz şeyi aslında ima etmediğimizde, bunu kazara yaparız.
Agora, fazemos isto por acidente quando não acreditamos no que dizemos.
1 ) Bunlar bitki salları üzerinde kazara taşınmış olabilirlerdi. 2 ) Belki de kıtalar arasında kara köprüleri varolmuştu. Ama, kendisi bile bu iki savın doğruluğundan emin değildi.
Uma delas era que eles poderiam ter atravessado acidentalmente flutuando em jangadas de vegetação, e o outro é que talvez houvessem pontes de terra entre os continentes, mas mesmo ele não estava convencido por qualquer uma dessas explicações.
Adamlarım, senin öğrencilerini kazara bir yere kapattılar. Zavallı gençler bir dondurucunun içinde bekliyor.
Bem, os meus colegas acidentalmente trancaram o teu aluno,... e uma rapariga dentro do congelador.
Yine kapıları kazara kilitlediler.
E acidentalmente trancaram a porta.
Tamam, ben yaptım. Ama kazara oldu.
Pronto, encravei, mas foi um acidente.
- Kazara oldu.
- Foi um acidente.
Eğer öyleyse, kazara olmuştur. Kusura bakma.
Se demos, não foi de propósito e pedimos desculpa.
- Kazara oldu. Kazara mı?
- Foi um acidente!
Kuğu şantiyesindeki Dharmacılar toprağı delecekler ve devasa bir enerjinin kazara açığa çıkmasına neden olacaklar.
O pessoal da Dharma que trabalha na estação Cisne vai perfurar o chão e vão atingir acidentalmente uma bolsa de energia massiva.
Bence asıl sebep, şirketin onu soğutma tekniğiyle bir yıllığına dondurması ve birkaç gün sonra kazara çözülmesine neden olması.
Pessoalmente, acho que é porque a empresa o tentou congelar durante 1 ano, só que alguns dias depois foi acidentalmente descongelado.
Kazara ölmek vardır, kendini öldürmek vardır, bir de başkasını öldürmek vardır.
Há uma morte acidental, há suicídio, e depois há o assassinato.
Kazara boynunu falan kıramaz mıydın?
Não podias ter-lhe partido o pescoço acidentalmente?
Kazara oldu.
Foi um acidente.
Kazara bile olsa sakın gözüme görünme.
Não quero-te ver novamente, nem por coincidência.
Dr. Garcia, bu sertifikanın üzerine kazara ölüm yazdı. Ama ben, bunu kurşun kalemle yazmasını rica ettim. Çünkü ikinci bir görüş almak istiyordum.
Dr. Garcia escreveu "Morte acidental" na certidão, mas pedi para escrever a lápis porque queria uma segunda opinião.
Fabrikanın birini "kazara" havaya uçurmamın hesabını ödetmeye çalışmıştı.
Tentou pagar-me para rebentar uma fábrica acidentalmente durante uma operação.
Tek bir kararın, hayatını değiştirdiğini düşünmüyorum. Tabii kazara zombi virüsü filan keşfetmediysen.
Não acho que nenhuma decisão interfira na sua vida, a menos que se invente algum tipo de vírus zumbi ou algo assim.
Kazara oldu.
Foi sem querer.
Evet, avlanırken kazara oldu.
Sim, foi um acidente de caça.
O hâlde gerçekten kazara olmuş.
Então foi mesmo um acidente.
Kazara oldu!
Foi um acidente.
- Kazara oldu!
- Foi um acidente.
Kazara mı oldu?
- Eu fui um acidente?
Yan dükkândaki müşteriler kazara buraya mı geliyor?
Os clientes da "Boba Tea", passaram aqui por engano?
Onlar kazara yakalanmıyorlar - yüzgeçleri servet değerinde, yüzgeçlerinden yapılan oryantal tatlardaki çorba yüzünden.
eles só são capturados acidentalmente - - suas barbatanas valem uma fortuna, graças ao gosto oriental pela sopa de barbatanas de tubarão.
Kazara ölüme sebebiyet verme?
Morte por negligência?
Bir önceki gece, Ryan ve Gregory ile "kazara" bir çifte randevum vardı.
na outra noite, eu "acidentalmente" marquei com o Ryan e com o Gregory.
Sorunun nedeni. kazara iki tane aynı hesabın oluşturulmasından kaynaklanan bir sistem hatasıymış.
O problema foi causado por um erro de sistema provocou quando duas contas idênticas foram acidentalmente geradas.
Baskin-Robbins Dondurma Keki almak için, ki daha sonra ondan çok zevk aldık, arabamı geri geri yola çıkarıyordum ve kazara kafasını ezdim, hem sol arka hem de sol ön tekerleğimle.
Quando estava a sair com o carro, para ir buscar o bolo da Baskin-Robin Que nós todos adorá-mos muito. Eu sem querer passei por cima da cabeça dele, com o meu pneu de trás esquerdo... e depois com o da frente esquerdo.
Senin peşindeydi ve kazara bu olayın içine daldı.
Ela estava atrás de ti quando acidentalmente acabou por começar a bisbilhotar.
50 yıl önce hastasını ameliyat sırasında kazara öldüren hayalet mi?
Um fantasma que acidentalmente matou um dos seus pacientes durante uma cirurgia, há mais de 50 anos?
Başına gelen şey çok kötü bir şeydi ama kazara oldu.
O que te aconteceu foi terrível... Mas foi só um acidente.
Kazara oldu.
Isso foi um acidente.
Kazara Troy'u mu ısırdın?
Espera lá. Mordeu o Troy acidentalmente?
Ya yeşil bir at laboratuardan geçti ya da kazara biraz LSD aldım.
Ou um unicórnio verde passou a correr no meio do laboratório, ou acidentalmente tomei algum LSD.
Bu konu hakkında tarih kitaplarında yazılmayan şey onlar kazara ölmediler.
O que os livros de História omitem, é que as pessoas que foram mortas, não estavam lá por acaso.
Kazara eğdim kafamı, millet.
Acenei sem querer, malta.
Ben de dönüp ateş ettim ve kazara Steve'i vurdum.
Eu quando retalie acidentalmente atingi o Steve.
İlaç dolabınızı kontrol et. Jimmy'nin aldığı bütün ilaçları getir. Kazara alabileceği senin ilaçlarını da getir.
Vá ao armário dos remédios e traga-me todos os comprimidos que lá tem e que o Jimmy possa ter tomado.
Kazara.
Sem querer.
Tabii. Bana ters çevirip ver böylece kazara okumam. Bekle.
Oh, claro.
Seni kazara vurmak zorundayım. Sana zarar vermeye ya da içeri atmaya gelmedim.
Não vim cá para o magoar nem mesmo para o levar comigo.