Kaçmıyorum tradutor Português
281 parallel translation
- Ben kaçmıyorum.
- Eu não. Não fujo.
Artık kaçmıyorum.
Bem, já não ando a fugir.
Sayın hakimler, yaptıklarımın sorumluluğundan kaçmıyorum.
Senhores... Não vou fugir à responsabilidade pelas minhas acções.
- Artık kaçmıyorum.
- Já não fujo mais.
Kaçmıyorum, Levius.
Eu não vou fugir, Lívio...
İşte. Artık geçmişimden kaçmıyorum, değil mi?
Não estou a esconder nada.
Hayır, kaçmıyorum.
Não, não estou a fugir.
Yapma Angel, bir yere kaçmıyorum.
Puxa, Angel. Não vou sair daqui.
Neden şimdi kaçmıyorum?
Porque é que não fujo agora?
- Ben devrimden kaçmıyorum!
- Eu não abandono a revolução!
- Kaçmıyorum.
- Näo vou fugir.
Bu durumda kaçmıyorum!
Desta vez não vou correr!
Beni kovalamıyor ve bende kaçmıyorum.
Nem anda atrás de mim, nem eu fujo dele.
- Ben kaçmıyorum.
Eu näo vou fugir.
Ve kendi ülkemden kaçmıyorum.
E não vou fugir do meu país.
Ve bu rüyayı gerçekleştirmek için ödenen bedel bazen pek hoş olmuyor. Evet, ben kaçmıyorum.
E se o preço desse sonho tem de ser um acto ilegal não o evito.
O günden beri hiç kaçmıyorum Tim. Asla.
E eu não voltei a fugir.
- Kaçmıyorum.. Sadece bir çarpışmaya tanık olmak istemiyorum.. .. hele de çarpılan araç benimse..
Não gosto de ver acidentes, especialmente um do meu carro.
Bir yere kaçmıyorum, Larry.
Não vou desistir, Larry.
- Kaçmıyorum.
- Não fujo.
Ben kaçmıyorum. Buraya seni çalmaya gelmedim.
Eu não vim aqui para roubar-te.
Kaçmıyorum ama sana söylemem gerekenler var.
Não estou a fugir, mas antes de nos deitarmos tenho algo a dizer-te.
Ben sorumluluklarımdan kaçmıyorum!
Não estou revoltada.
Kaçmıyorum, aceleyle gidiyorum.
Não estou fugindo, só estou saindo às pressas.
Kaçmıyorum.
Não estou a fugir.
- Kaçmıyorum ki.
- Não estou a fugir.
Kaçmıyorum. Sorunu çözmeye çalışıyorum.
Não estou a ignorá-lo, estou a tentar resolvê-lo.
Bitti, artık kaçmıyorum.
Acabou-se, não vou fugir mais.
Kaçmıyorum ki.
Não vou fugir.
- Kaçmıyorum.
- Não estou a fugir.
Kaçmıyorum!
Não estou a correr!
- hiçbirşeyi atlatmayacağım... ben bayrak yakmıyorum, ve Kanada'ya kaçmıyorum.
- Não vou fazer isso... Não vou queimar bandeiras, nem vou fugir para o Canadá.
Neden kaçmıyorum?
Por que é que eu não fujo?
Ben kaçmıyorum.
Não estou fugindo.
Kaçmıyorum. Bu konuşmayı koridorun ortasında yapmak istemiyorum.
Não quero ter esta conversa no átrio.
Yoktu. Senden de kaçmıyorum.
Não tem e não ando.
Hiçbir yere kaçmıyorum
Não estou hesitando.
Doğru, kaçmıyorum.
Não vais abandonar a minha irmã.
Kaçmıyorum.
Não estou!
Ben kaçmıyorum.
Não estou a fugir.
Bir yere kaçmıyorum.
Não vou fugir mais.
Kaçmış olmalıyım, hatırlamıyorum.
Devo ter escapado. Não me lembro.
Kaçmıyorum artık.
Decidi que não correrei mais.
Kaçmıyorum, çünkü sizinle anlaşabiliriz.
Não tenciono fugir.
J-Rock, dün akşam hapisten kaçmış, onu arıyorum.
O J-Rock fugiu. Ando à procura dele e preciso de ajuda.
- Kaçmıyorum.
- Eu não estava a fugir.
Yüzünü hiç görmedim ama sesini tanıyorum. Jakuzi teklifim biraz kaba kaçmış olabilir ama bana hiç ilgi duymuyor musun?
Percebo que a história do banho quente era um bocado tosca mas não estás intrigada comigo?
Kaçmış. Bulamıyorum.
Não a encontro.
Hiçbir şeyden kaçmıyorum.
Não estou a fugir de nada.
Üzgünüm.Önceden bir göz atmaya çalışıyorum.Sanırım bu aradan kaçmış.
Desculpa, tento fazer a triagem.
- Senden kaçmıyorum.
- Não te estou a evitar.