Kaçıyorlar tradutor Português
904 parallel translation
Bilirsin, bazı insanlar nedense kaçıyorlar.
Sabes, isso por vezes assusta as pessoas.
- Baba, acemi köpekler kaçıyorlar!
- Pa, o cão novo está a fugir!
Kaçıyorlar!
Estão a fugir!
Kaçıyorlar!
Estão a escapar-se!
Vurup kaçıyorlar, sonra da biz suçlanıyoruz.
Eles atacam e fogem nós ficamos com a culpa.
Herhalde bir zepline binip Amerika'ya kaçıyorlar..... ve herkes çılgınca şarkı söylüyor.
Penso que fogem para a América num zepeIim com todos a cantarem que nem loucos.
Alabildikleriyle kaçıyorlar.
As pessoas fugiam com o que podiam.
Kaçıyorlar ve vebayı da beraberlerinde götürüyorlar.
Elas fogem e levam a peste consigo.
Kuşlar neden kaçıyorlar?
O que é que os pássaros | estão procurando?
Kaçıyorlar. Kaçtılar bile.
Já fugiram.
Şimdi kaçıyorlarsa, korktukları için kaçmıyorlar!
Se agora fogem, não é por terem medo!
Kaçıyorlar!
Vejam como eles correm.
Kaçıyorlar.
Eles estão a fugir.
Bu İtalyanlar çok tuhaf! Önce kovalıyorlar sonra kaçıyorlar.
Estes italianos são estranhos!
- Kaçıyorlar! - Korkaklar!
- Eles estão a fugir!
Kaçıyorlar. Bu daha ilk devre.
E esta é só a primeira rodada.
- Kaçıyorlar mı?
- Por causa do Cain?
Bu ödlekler mavi gömleklilerin adını duyar duymaz kaçıyorlar.
Assim que estes cobardes vêem uma camisa azul, fogem.
Kaçıyorlar!
Estão a ir-se embora!
Gemiden kaçıyorlar!
Saltam do navio!
Kaçıyorlar.
Vão a fugir.
- Johnson, kaçıyorlar!
- Johnson, eles väo-se embora!
Kaçıyorlar, peşlerine düşelim.
Hey Christ, vamos lá!
- Bu sefer kesinlikle kaçıyorlar, bayan.
Agora estão indo, senhora.
İçindekiler, arabadan inip ormana doğru kaçıyorlar. Tamam.
Os ocupantes saíram da viatura e esconderam-se na mata.
Kaçıyorlar!
Vamos pô-los a fugir!
Hapishaneden kaçıyorlar.
estão fugindo da prisão.
- Kaçıyorlar Albay.
- Estão a fugir, Coronel.
Kaçıyorlar işte.
Bem, foram-se todos embora.
Benden kaçıyorlar. Topu birden.
Não ficou nem um.
Demek, af işi iptal olduğu için Kuzey'e kaçıyorlar.
Vão para o norte a tentar fugir agora que não há amnistia.
Birşeyden kaçıyorlar gibi.
- Queriam fugir, está claro.
3. çıkışa gidin! Kaçıyorlar!
Vão a fugir.
- Kaçıyor, kaçıyorlar!
Eles fugiram!
Onu denizden kaçırmayı planlıyorlar. Gümrük listelerini kontrol ediyoruz.
Estão a tentar tirá-la do país por barco.
Ama kaçıyorlar.
Mas eles estão a fugir!
Kaçıp gitmelisin sevgilim. Seni arıyorlar.
Querido, tens de fugir, eles andam à tua procura.
Şey, onlar gözlerini kancalara dikiyorlar ya da gözlerini onlardan kaçırmaya çalışıyorlar.
Bem, eles eles não paravam de olhar para os ganchos ou ou olhar fixamente para outro lado.
Hazineyi kaçırıyorlar.
Estão a fugir com ele!
Beni kaçırtıyorlar.
Estão a obrigar-me a fugir.
- Kadınları kaçırıyorlar. - Şansımı deneyeceğim.
Eu vou convosco para supervisionar.
Üç adam kimseye görünmeden 100.000 $ ile kaçıyor parayı harcamıyorlar, neye benzediklerini ya da nerede olduklarını bilmiyorsun ve benden onları bulmamı istiyorsun. Ve de parayı.
Três homens que ninguém viu fogem com 100 mil dólares que não gastaram, não sabe como eles são e nem onde estão e mesmo assim quer que eu os encontre e ao dinheiro.
Bizden kaçınıyorlar.
Eles evitam-nos.
Hayır, bu İtalyanlar çabucak kaçıp, geride sadece boş şişe bırakıyorlar.
Estes italianos fogem depressa mas não deixam nada... só garrafas vazias
Kızılderililer bufaloları kaçırıyorlar.
Os índios espantaram os búfalos!
Çok alçak uçarak radardan kaçıp avcılardan kurtulmaya çalışıyorlar.
Estão a tentar evitar os caças descendo abaixo do nível do radar.
Basitçe söylemek gerekirse, yaşlanmıyorlar. Kaç yaşında olduklarını ise söyleyemem - 20 ile 20000 arası.
Em termos simples, Jim... eles não estão a envelhecer e eu não posso dizer-lhe quantos anos é que eles têm... 20 anos ou 20,000 anos.
- Kaçıyorlar.
- Vão a fugir.
Onun bir kaç arkadaşı ve alacaklıları 200 yaşın baharında ani ayrılmasına ağlıyorlar.
Seus poucos amigos e seus numerosos credores choram seu prematuro desaparecimento... à jovem idade de 200 anos.
Aşşağıda kaç sat boyunca çalışıyorlar?
- Quantas horas trabalham aqui em baixo?
Giderek daha fazla direnişle karşılaşıyorlar ve bir kaç tane daha hasta ile karşılaştılar.
Estão a encontrar mais resistência e encontraram mais casos de infecção.