Kedi tradutor Português
6,609 parallel translation
- Söylemek zorundayım, Matty humustan nefret eder. Ona kedi kusmuğunu hatırlatır.
Ouve, o Matty odeia húmus, mais valia servires vomitado de gato.
Kedi maması gibi parçalarlar.
Eles acabaram por ser transformados em comida para os gatos.
Bak sen, kedi ne getirmiş?
Vejam só o que me caiu na sopa.
Hiçbir şey. Ağaçta kalmış kedi bile yok.
Nada, nem um gato que subiu a uma árvore.
Dilini kedi mi kaptı?
O gato comeu-te a língua?
Kedi uzağa gitti, hadi eğlenelim?
Quando o gato sai, os ratos fazem a festa.
Yok, elektrik süpürgesi üstündeki bir kedi hakkındaydı sadece.
Não, era sobre um gato e um aspirador.
İlk bakışta, katilimiz avı ile kedi fare oyunu oynadı diyebilirim, ta ki sonunda kancayı ona sapladı, Onu öldürdü.
À primeira vista, diria que o nosso assassino brincou ao gato-e-rato com a sua presa, até que finalmente lhe acertou com o gancho, acabando com ela.
Bakın kedi ne getirmiş.
Olha o que o gato trouxe.
Çinça, Peru'da kedi yemek sıradandır.
Em Chincha, Peru, é comum comer-se gato.
Kedi balığı gizli silahımı kullandığımın farkında değil.
Os peixes gato ignoram que uso uma arma secreta.
Kedi gibisin.
Maldição. És tipo um gato.
Geçen sene, birleşme pazarlıklarımızı bir kedi yüzünden mahvetti.
No ano passado, estragou as negociações da nossa fusão por causa de um gato.
Kedi gittiğine göre fare biraz oyun oynayabilir.
Bela festa. Bem, com o patrão fora, a nossa loja pode ter um dia santo.
Şu kedi videolarını yükleyip duran kim acaba?
E quem diabo é que anda a "postar" todos estes vídeos de gatos?
Pis kedi seni.
Meu maldito mulherengo!
Schrodinger "Kedi" diye cevap vermiş.
Schrodinger responde "Um gato".
"Bu kedi ölü."
"Este gato está morto".
Polis memuru "Bakayım" demiş. Sonra da bagajı açmış ve... "Bu kedi ölmüş" demiş.
O polícia diz "Deixe-me ver", abre o porta-bagagens e diz "Este gato está morto".
Tanrım. Gerçekten kedi köpek yavrusu gibi.
Meu Deus, realmente são cachorrinhos e gatinhos.
Aslında olasılıkları azaltıyor sayılır. Ve kokusuna bakacak olursak... kirpi, köpek, kedi, tilki ya da sığır olmadığını söyleyebilirim.
Isso já restringe um pouco, e pela prova aromática, não é upino, canino, felino, lupino ou bovino.
Ve çöpte, 10 taneye yakın, kutulanmış şekilde kedi ve köpek buldu.
E encontrou para ai 10 gatos e cães enfiados em caixas dentro do caixote do lixo.
Çok fazla kedi.
Muitos gatos.
Evet, kedi meselesini düşünmek için zamana ihtiyacı olduğunu söyledi.
Sim, ele queria ficar sozinho para pensar no gato.
Bu yolda bulduğun kedi.
- É o gato que encontraste.
Kedi almayı düşünmelisin.
- Devia pensar em ter um.
O benim kedi versiyonum gibiydi.
Ele era a minha versão felina.
- Kedi evinden uzaklaştığında...
- Quando o gato está longe...
Ölü kuşların arasına dalan kedi gibi mi?
Como um gato a trazer aves mortas?
"Bu çok ilgi çekici bir kedi kıyafeti."
"Esse fato colante ao corpo é muito interessante."
Bahse girerim sesi güneşlenen bir kedi kadar sıcaktır.
Aposto que o som é quente como um gato no sol, não é?
Boğulmuş kedi gibiyim, biliyorum.
Uma ratazana afogada. Eu sei.
Kafasında bir kedi besleyen böyle bir adamı unutamazsın.
Não pode esquecer-se de um tipo que vive com um gato na cabeça.
Kedi delisi bir bayan vardı aile?
Tens uma louca por gatos na família?
Uh-huh. Altı kedi eksantrik.
Seis gatos é excêntrico.
Konserve kedi mamasında bulunabilecek şeyler.
É o que se encontra numa lata de comida de gato.
- Mesele kedi değil kedinin yediği kuş.
Não é o gato, mas o pássaro que ele comeu.
Zehirli kedi maması konservesini elinizden aldı bu sırada kendi elini kesti.
Ele tirou-te a lata de comida envenenada e cortou a mão.
Bir kedi dili kuru ve kamaşmış.
Secas e ásperas como a língua de um gato.
- Joe'ya eşek kostümü aldım Stella'ya da kedi kulakları.
Comprei ao Joe um fato de burro e umas orelhas de gato para a Stella.
Dün mikrodalgada kedi yapıyordum, bugün konuşma yapıyorum.
Ontem eu estava a aquecer um gato no micro-ondas, hoje eu estou a fazer um discurso.
Bir kaç gün önce Grace'i arkadaşıyla konuşurken duydum ve galiba kedi resmen torbadan çıktı.
Há dois dias atrás, ouvi a Grace a falar com um amigo e acho que o gato está, oficialmente, fora do saco.
- Kedi torbadan çıktı demek. - Evet.
- "O gato está fora do saco"?
Yani kim torbaya kedi koyar ki?
Quem é que coloca um gato num saco?
Yoksa kedi dişi mi?
Ou o gato é uma menina?
Anam ne güzel kedi. Maşallah.
Que gato tão bonito.
Kedi çok düşünceli.
Há alguma coisa...
Ve sen de onu aşağılıyorsun çünkü küçük, sevimli kedi yavrusu memelerin var.
Ele faz pouco de ti por temer a cintura de gueixa. E tu diminui-lo porque tens esses mamilos de gato.
- Kedi hangi kuşu yemiş?
- Qual pássaro?
Sonra da kedi sorunu çıkıyor ortaya.
Os gatos fazem uma confusão.
Affedersiniz. Küçük, aptal kedi ayaklarım işte.
- Estúpido andar de felino.