Kelimeler tradutor Português
1,892 parallel translation
Kelimeler, orda olduklarını biliyorum ama her zaman doğru düzgün çıkmıyorlar.
As palavras, eu sei que elas estão aqui dentro, mas elas não saem sempre direito.
Büyük kelimeler kullanıyor.
Agora está a usar palavras caras. Santuário.
İnsanlar bunu cehennemin kapısında söyler, bu kelimeler yazılıdır orada :
As pessoas dizem que nos portões do Inferno, essas palavras são escritas...
Kelimeler zihninde şekillendiği anda yazmak zorundaydı. Bir saniye bile geciktiremezdi.
Tinha de fazê-lo quando a sua mente o ditava, não podia atrasar nem um segundo.
Sadece kafiyeli kelimeler söyleyeceksin.
Você apenas tem que rimar as palavras.
Onu bir yere koy, kelimeler güzel yazılmış olmalı, yoksa işe yaramaz.
Põe aqui, em qualquer sítio. As palavras têm de ser perfeitas, senão não funciona.
Ayrıca "zırva" gibi kelimeler kullanıyorum.
E usam palavras como "desabafar".
Joey 0ne-Way bir numarasın demelerini istiyorum insanların. Ama onurlu bir numara bir adam. Bu kelimeler bir dahinin işi.
Quero que as pessoas digam Joey One-Way você é o chupador no 1, mas é um chupador honrado.
- İşte duymak istediğim sihirli kelimeler. Gidelim.
- Palavras mágicas, vamos.
Sonra gittiler ama bana "tatlım, yalarım ve meme" gibi kelimeler söylediler.
Eles finalmente saíram, mas me chamaram nomes e falaram palavras como "gostosa", e "lamber" e "seios".
Taşlar ve sopalar kemiklerimi kırabilir ama kelimeler beni incitemez.
Paus e pedras podem magoar-me, mas as palavras não me atingem.
Kendini aşan kelimeler kullanıyorsun.
Isso é uma grande palavra para ti.
Kelimeler. Şişenin ötesinde.
Para além da garrafa.
Kelimeler...
Palavras... para mim.
Kelimeler.
Palavras.
Bu kelimeler bir bayana yakışmıyor.
Essa não é exactamente a linguagem de uma dama.
" Kelimeler ağzımızdan dökülüp ayaklarımızın dibinde ölüyorlar!
"As palavras caem-nos da boca e morrem-nos aos pés!"
Ziyaretlere çocukların gitmesine izin verilmemesine nasıl üzüldüğümüzü kelimeler anlatmakta kifayetsiz kalır.
É impossível exprimir por palavras a nossa tristeza, quando soubemos que as crianças não podiam fazer visitas.
Özellikle kullandığın kelimeler.
Até as palavras que você usa.
# Haleti ruhiyemi anlatmaya kelimeler helak #
Faltam-me as palavras para explicar o meu estado de espírito
Yanlış kelimeler.
- Péssima escolha de palavras.
- Kelimeler.
Palavras.
Güzel yerlere gidecek ve ilham verici kelimeler edeceksin.
Vais a locais bonitos e proferir palavras de inspiração.
Sıradan günlük kelimeler aşk şarkılarına dönüşüverir.
Todos os dias as palavras parecem se transformar em canções de amor
Başka kelimeler de aklıma geliyor.
Estava a pensar noutras palavras.
O günden beri gözyaşı döktüğümüz acı ve kederimizi anlatmaya kelimeler kâfi gelmez.
São palavras que não têm lugar face à dor e ao sofrimento, face a todas as lágrimas vertidas desde há 25 anos.
Hadi normal haldeki kelimelerden saygı ifadeli kelimeler türetelim.
Vamos conjugar a dicção padrão com a honorifica.
Doğru kelimeler olmadan ben kendim bile bulamıyorum.
Lixado se não encontrar as palavras certas.
Müslümanlar ve Hristiyanlar için kelimeler anlamsız.
Para muçulmanos e cristãos, as palavras nada significam.
Kelimeler anlamsız.
As palavras não fazem sentido.
Ne yazdığını bilmiyorum, sadece... Ağzından duymak istediğim kelimeler sadece bu kâğıtta yazan şeyler.
Não sei o que diz, por isso As únicas palavras... que ouvir dessa boca... são as palavras no papel.
Bu kelimeler, kayboldu Sana elves öldürdüğünü sanıyordum.
Quando eu não tive noticias tuas, pensei que os elefos te tinham morto.
Kesinlikle kullanmaman gereken bazı kelimeler var.
Certas palavras nãos e podem dizer dentro do carro.
Asıl kelimeler bu akşamki partide dillendirilecek.
A palavra é que terás uma pequena festa mais tarde.
Benim yanımdayken böyle kelimeler kullanma.
Não uses essa palavra ao pé de mim.
Kelimeler öylesine ezgili çıkıyor ağzımdan.
As palavras saem-me musicadas.
Kullandıkları kelimeler, işleri ele alış biçimleri sanki yanlış bir uçağa binmişim ve gitmemem gereken lanet bir ülkede inmişim gibi.
As palavras que usam, a forma como as coisas acontecem... É como se tivesse entrado no avião errado e fosse parar a um país qualquer esquisito.
Kitaptaki kelimeler bana yardım edemez mi?
Então, o que está escrito no livro não pode ajudar-me?
Sadece kelimeler mi?
Isso funciona?
Neden kelimeler uyduruyorsun, Maurice?
Por que é que estás a inventar palavras, Maurice?
Kelimeler ifade edemez.
Não encontro palavras.
Onları adlandırmakta kelimeler kifayetsiz kalır.
Desde que aprendeste a habilidade que é especial neste mundo.
Ama bazı kelimeler, bazı umutlar ve rüyalar kağıda dökmek için anlamsızlardı.
Mas algumas palavras, algumas esperanças e sonhos nunca foram destinadas a ser passadas para o papel.
"Hapse tıkılmak" gibi kelimeler kullandığında koskoca yığını tüketiyorsun.
Sabes, fica estranho usares palavras como "encarcerado".
Yardım çağırmaya kalkarsan kelimeler ağzından çıkmadan ölmüş olursun.
Se tentares chamar por ajuda, estarás morto antes das palavras saírem da tua boca.
O kendindekine yazınca, kelimeler bunda beliriyor.
Ele escreve no livro dele, e as palavras aparecem neste.
Ve birden kelimeler geliveriyor.
Vêm-me as palavras.
- DİKKAT - Altyazıda yer yer ağır argo kelimeler yer almaktadır.
Baby, estás pronta para lamber-me sensualmente? Baby, nós estamos nus e estamos a pinar sensualmente
- DİKKAT - Bazı kelimeler komedi konseptini güçlendirmek için özellikle sokak aksanıyla yazılmıştır.
Ama-me sensualmente!
Günaydın, uykucu. FİLM ARGO KELİMELER İÇERMEKTEDİR, ÇOCUKLARIN İZLEMESİ UYGUN DEĞİLDİR.
Bom dia, dorminhoca.
Rancho konuşmasında bazı kelimeler değişiyor gibi kombine, hizmet ve quot ; Sam So quot ;
Como milagre, que virou estupro.