English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ K ] / Kendrick

Kendrick tradutor Português

421 parallel translation
Bayan Kendrick.
Mrs. Kendrick.
Kendrick küçük hanımefendi.
Miss Kendrick.
- Peki Bayan Kendrick, efendim.
- Sim, Mrs. Kendrick.
- Bayan Kendrick, efendim.
- Mrs. Kendrick.
Bayan Kendrick.
Miss Kendrick.
Üzgünüm Bayan Kendrick, O'nu ikna etmeye çalıştım ama bankasının müdürüyle önemli bir toplantı yapması gerekliymiş.
Lamento, Mrs. Kendrick, tentei persuadi-lo mas ele achou importante reunir com os directores do banco.
Hoşçakalın Bayan Kendrick.
Adeus, Mrs. Kendrick.
- Ethan Kendrick, CGNN.
Ethan Kendrick CGNN.
Ben Ethan Kendrick, CGNN Haber Merkezi.
Ethan Kendrick, CGNN notícias.
Ethan Kendrick. CGNN. - Evet.
Ethan Kendrick, CGNN.
Ben Ethan Kendrick. CGNN'de muhabirim.
Sou Ethan Kendrick, repórter da CGNN.
Kendrick. Kişla amiri.
Kendrick, oficial intendente da Divisão.
Steve Kendrick kötü değildir.
O Steve Kendrick não é má gente.
Bay Kendrick!
Kendrick!
Kendrick piçi nereden bildi?
Como é que o Kendrick soube?
Bu nedenle basına değil Kendrick'e sızdırıldı.
Por isso falaram com o Kendrick e não com a imprensa.
- Kendrick'le konuştum.
- O Kendrick?
Kendrick'i tahmin ettiler.
Adivinharam quanto ao Kendrick.
Kendrick hakkında ne düşünüyorsun?
O que acha do Kendrick?
Benim Kendrick'le olan fikrimin herhangi bir- -
O que acho não tem...
Yarın başını belaya sokmadan önce, müfreze komutanı Teğmen Jonathan Kendrick'in adamlarıyla bir toplantı yaptığını ve Santiago'ya dokunulmayacağını özellikle belirttiğini bilmelisin diye düşünüyorum.
Jonathan Kendrick reuniu os soldados da base... e exigiu que ninguém tocasse no Santiago.
Müfreze komutanı Teğmen Jonathan Kendrick'in adamlarıyla bir toplantı yaptığını ve Santiago'ya dokunmamalarını özellikle belirttiğini söyledi.
Disse que o Kendrick reuniu os soldados... e ordenou que não tocassem no Santiago.
Kendrick'ten hiç söz etmedim.
Não falei no Kendrick.
- Efendim. - Bu, ikinci komutanım Yarbay Markinson ve müfreze lideri Teğmen Kendrick.
Estes são os meus assistentes, coronel Markinson e o tenente Kendrick.
Teğmen Kendrick, size John diyebilir miyim?
Tenente Kendrick... posso tratá-lo por Jon?
Teğmen Kendrick, sizce Santiago öldürülmüş olabilir mi?
Tenente Kendrick, acredita que o Santiago foi assassinado?
Şimdi, bu noktada Yarbay Markinson ile Teğmen Kendrick'i ofisinize çağırdınız. - Doğru mu?
Então o senhor chamou o Markinson e o Kendrick para uma reunião.
Bana göre Kendrick Kırmızı Kod emri verdi, sana göre de öyle.
Acho que o Kendrick pediu o "código", e você também.
- Kendrick, Kırmızı Kod emri verdi mi?
- O Kendrick pediu o "código vermelho"?
Teğmen Kendrick, size Santiago'ya Kırmızı Kod uygulama emrini verdi mi?
O tenente Kendrick mandou aplicar o "código vermelho" ao Santiago?
Teğmen Kendrick, Santiago'ya dokunulmaması konusunda katı talimatlar verdiğini söylüyor.
O Kendrick diz ter ordenado que ninguém tocasse no Santiago.
Teğmen Kendrick bizim odamıza geldi, hanımefendi.
- O Kendrick foi até ao nosso quarto.
Teğmen Kendrick, Santiago'ya Kırmızı Kod uygulamamızı emretti.
O Kendrick mandou-nos aplicar o "código vermelho" ao Santiago.
Kendrick, Santiago'ya dokunulmayacağını o adamlara bilhassa söyledi. Ondan sonra da Downey ve Dawson'ın odasına gidip Kırmızı Kod uygulamalarını bilhassa söyledi. Bu doğru.
O Kendrick ordenou-lhes que não tocassem no Santiago.
- Kendrick farklı dedi.
- Ele não disse isso.
Emir ; A : Kendrick emretti.
A ordem : a ) Foi dada pelo Kendrick ;
Ross bizim müvekkillerimizi sunuyor. Biz ise onlara Kendrick'i sunacağız.
O Ross dar-lhes-á os nossos clientes, e nós, o Kendrick.
Onbaşı, Teğmen Kendrick'in 6 Eylül öğleden sonra İkinci Müfreze üyeleriyle yaptığı toplantıda bulunuyor muydun?
Estava presente numa reunião convocada pelo tenente Kendrick... a 6 de Setembro, com os homens do seu pelotão?
Teğmen Kendrick grubumuzda bir muhbir olduğunu Er Santiago'nun komuta zincirine uymadığını ve müfrezemizden bir üyeyi N.I.S.'e rapor ettiğini söyledi.
Ele disse que havia um delator entre nós... que o Santiago tinha quebrado a hierarquia... e denunciado um membro do nosso pelotão.
Onbaşı, Teğmen Kendrick o toplantıda daimi bir emir vermiş miydi?
O tenente Kendrick deu alguma ordem naquela reunião?
Savunma düşüncesi altında, Teğmen Kaffee bilhassa konu ile ilgisi olduğu görünen bir müfreze liderinin apaçık talimatlarının üzerine çıkmayı planlıyor.
Perante a defesa que o advogado Kaffee planeia... as ordens do coronel Kendrick são muito relevantes.
Bu gece 07 : 00'da son bir kez Kendrick konusunu gözden geçiririz.
Hoje vamos ensaiar o interrogatório do Kendrick.
- Emri Kendrick mi verdi?
- Foi. E o Kendrick deu a ordem?
Bu esnada da, Kendrick'i mahkemeye çıkarıp biraz eğleneceğim.
Enquanto isso, vou divertir-me um pouco com o Kendrick.
Pekala, sana söylemem gereken bir yükümlülük var eğer Kendrick veya Jessup'ı elinde yeterli delil olmadan herhangi bir suçla suçlarsan görevi kötüye kullanma suçundan askeri mahkemeye tabi tutulursun. Doldurduğun her iş başvurusu formunun ilişiğinde yer alacak bir şey bu.
Tenho a obrigação de te informar que, se acusares o Kendrick ou o Jessep sem provas... enfrentarás o Tribunal Marcial por má conduta profissional... e isso constará de qualquer ficha de emprego que preencheres.
Sırf aynı üniformayı giyiyoruz diye, beni Kendrick ve Jessup'la aynı kefeye koymaya sakın cüret etme.
Não ouses comparar-me ao Jessep só porque uso o mesmo uniforme!
Teğmen Kendrick, sizin fikrinize göre, Er Santiago iyi bir Denizci miydi?
Tenente Kendrick, o Santiago era um bom fuzileiro?
Talebiniz doğrultusunda, Teğmen Kendrick, bu mahkemeyi uygun bir yetkili olarak tanımadığınız kaydını yansıtabilirim.
Portanto, tenente, não reconhece a autoridade deste tribunal?
Teğmen Kendrick, Dawson acıkan birine biraz yiyecek getirdi.
O Dawson deu comida a um tipo faminto. Que crime cometeu ele?
Bay Kendrick!
Mr.
Teğmen Kendrick, güvenilebilir mi?
Pode?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]