Kessler tradutor Português
348 parallel translation
"Berlin'den Felix Kessler."
"Felix Kessler de Berlim."
Bir de Bay Kessler, üçüncü kattan.
Com o Sr. Kessler do terceiro.
Sonra, iyi bir temsilcim olan Kessler her şeyini ortaya koydu. Sadece tamirat işiyle değil bilyalı rulmanların, onlarla aynı nitelikte olmasa da aynı işlevi görev başka aygıtlarla ikame edilmesi konusunda çalıştı.
Mas depois eu tinha um representante muito bom, Kessler, e ele fez tudo, não só a reparação, mas também substituiu os rolamentos por outros aparelhos que também serviam ;
Kessler bizim Zoska'yı listeye yazdı.
Kessler inscreveu nossa Zoska.
Kessler ile görüşeceğim.
Vou falar com ele.
İşe yaramaz.
Falar com Kessler é inútil.
Kessler ile bizzat ilgileneceğim.
Eu mesmo vou tomar conta do Kessler.
- Bay Welt gitti mi? - Bay Kessler'e gitti.
Será anunciada em uma semana e entrará em vigor em duas.
- Çok uzakta oturuyorum.
- Ele foi à casa do Sr. Kessler.
Bay Kessler harika teklifiniz için teşekkür ederim ama Borowiecki, Lodz'da sizden daha büyük bir adamdır.
Sr. Kessler... Muito obrigado pela maravilhosa oferta... mas Borowiecki é mais poderoso em Lodz que você.
Evet, Kessler'le birlikteydim, bir çıkrıkhanede çürümek istemiyorum
Sim, eu estive Kessler, eu não quero morrer numa fábrica.
- Kessler'den mi?
- Kessler?
Kessler'i bana bırak...
Deixe ele comigo...
- Kessler ve Rolling rock.
- Kessler e Rolling Rock.
Jerry, bize iki Rolling Rocks ver. Bir tane de Kessler ver.
Jerry, dá-nos duas Rolling Rocks e dá-me uma Kessler.
Şimdi nerede olmak isterdin Kessler?
Para onde, Kessler?
Bay Kessler?
Sr. Kessler?
Dr. Hirsch, Bay Kessler az önce sayıkladı.
Dr. Hirsch, o Sr. Kessler acabou agora de falar.
- Bay Kessler!
- Sr. Kessler!
Lütfen Bay Kessler!
Por favor, Sr. Kessler.
Bay Kessler? Bay Kessler kendinizi telaşa vermemeye çalışın.
Sr. Kessler, tente não se excitar.
Anladığımıza göre Bay Kessler'in şuuru yerine gelmiş.
Depreendemos que o jovem Kessler recuperou a consciência.
Bay Kessler kırdaki saldırı hakkında herhangi bir şey söyledi mi?
O Sr. Kessler disse alguma coisa sobre o ataque na charneca?
Beni bağışlamalısınız Bay kessler, ifadenizi göz önüne aldığımda kötü bir şok yaşamış birinin verdiğini görüyorum.
Perdoe-me, Sr. Kessler, se considerar o seu testemunho vindo de alguém que passou por um choque terrível.
- Bay Kessler.
- Sr. Kessler.
Bay Kessler beni zor durumda bırakıyorsunuz.
Deixa-me numa posição ingrata, Sr. Kessler.
Bay Kessler yemeniz için sizi zorlamalı mıyım?
Vou ter que o alimentar, Sr. Kessler?
Kessler'in getirildiği hastanede çalışıyorum.
Trabalho no hospital para onde eles levaram o Kessler.
Hemşire Price'ın, taburcu olduktan sonra Kessler'in çocuğunu görüp görmediğini biliyor musun?
Sabe se a Enfermeira Price tem visto o Kessler desde que ele teve alta?
Olabildiğimizce çabuk Bay Kessler'i bulmalıyız.
Encontraremos o Sr. Kessler rapidamente.
David Kessler ile dün geceki cinayetler arasında bir bağlantı olduğunu kabul edemem.
Não vejo ligação entre o Kessler e os assassinatos desta noite.
David Kessler ya da herhangi biri.
O prefixo telefónico é o 516 4723402. David Kessler, qualquer um que atenda.
David Kessler, bu da Gerald Bringsley.
David Kessler, este é o Gerald Bringsley.
Ölmek zorundasın David Kessler.
Tem de morrer, David Kessler.
Tanıştığımıza sevindim demeyecek misiniz Bay Kessler.
Não é um prazer conhecê-lo, Sr. Kessler.
Evet, Kessler'la.
Pois, com a Kessler.
Kessler yerde o halde oturup beni arzularken mi?
Com a Kessler nua deitada no chão a chamar-me?
Bay Ligget, Bay Kessler ile olan davranış problemlerini benimle görüşmek ister misiniz?
O Sr. Ligget quer que eu discuta o meu problema com Sr. Kessler.
Bay Kessler'in sizin davranış problemlerinden bıkıp usandığını düşünüyorum.
Acho que o Sr. Kessler está a ficar cansado do teu comportamento.
Bir hafta kadar önce Barbara Stone adında bir kadın kaçırıldı.
Sr. Kessler, há cerca duma semana, uma senhora chamada Barbara Stone foi raptada.
- Kessler nerede?
- Onde está o Kessler?
Danny Kessler benim...
- Danny Kessler achou...
İsmi Leopold Kessler.
Chama-se Leopold Kessler?
Yeğeniniz muayene için hazır mı, Bay Kessler?
O seu sobrinho está preparado?
Teşekkür ederim, Bay Kessler.
Obrigado, Herr Kessler.
Alçakgönüllülük, Kessler.
Humildade, Kessler.
Görüyorum ki, genç bay Kessler teminat parasını henüz.
Vejo que o jovem Herr Kessler ainda não pagou a caução.
Buraya gelin, Kessler!
Por aqui, Kessler!
Sana hemen burada söylemenin, daha iyi olacağını düşündüm, Kessler. 2306 nolu vagon, düzgün çalışır halde, yolculuğa çıkmaya hazır şekilde geri döndü.
Devo confidenciar-lhe, Kessler, que a carruagem 2306 segue viagem.
Kontrolör! 8.ci ray, Kessler. 8.ci ray.
Linha 8, Kessler!
- Evet, Tanrının cezası, Kessler, EVET!
- É, sim!