Kindle tradutor Português
34 parallel translation
Kindle Bölgesi Temyiz Mahkemesi'nde duruşma başlamıştır.
O Supremo Tribunal de Kindle County está em sessão.
İddia makamı, Kindle Bölgesi savcı yardımcılarından...
As provas oficiais mostrarão que, em 1 de Abril,
Carolyn Polhemus'un 1 Nisan günü vahşice öldürüldüğünü... kanıtlarla gösterecektir.
Carolyn Polhemus, Agente Promotora em Kindle County, foi brutalmente assassinada.
Kindle Bölgesi adına iddia makamının başka tanığı yok.
Em nome de Kindle County, o Estado suspende o caso.
Kindle'ını dışarı atacaktık. Almaya gittiğinde ise kapıyı kilitleyip soğuktan donup ölmesini sağlayacaktık.
Íamos atirar o Kindle dele para a rua e, quando o fosse buscar, íamos trancar a porta e deixá-lo morrer congelado.
- Kindle'ım var.
- Tenho um Kindle.
Kindle'ıma bir kitap aktarıyorum.
Estou na verdade a scannear o livro para o meu Kindle.
Ayrıca Kindle'ım da var.
Além disso, tenho um Kindle.
Son baktığımda, kitabım Kindle'da okunamıyordu.
Da última vez que vi, as minhas merdas ainda não eram suficientemente boas para o Kindle.
Elektronik kitap okuyucunuza aktarın.
Ponham-no no Kindle, no iPad.
Kindle'a binecektim, ama insanlar ne kadar derin olduğumu göremedi.
Eu ia ler pelo Kindle, mas depois as pessoas não perceberiam o quanto eu sou profundo. Certo.
Ve bugünlerde, artık gazete kalmadığına göre Kindle kullanmak zorundayım.
E hoje em dia, não há jornais, por isso coloco "kindles".
Kindle'ındaki tek kitap.
O único livro que tens no Kindle.
Bu arada Kindle'ımda birden fazla kitap Cricket dergisine üyelik ve bir sürü de PDF'im var!
E eu tenho mais do que um livro no meu Kindle. Tenho uma subscrição da Cricket e muitos PDFs.
Denetimli, enerji-verimli. Aslında bütün koleksiyon bir Kindle'a da sığabilirdi, ama en azından öğrencilerin yağmurdan kaçmak için bir yeri daha olacak.
Bateria de controlo climático, eficiência energética, agora vejam bem, toda a coleção poderia caber num Kindle, mas pelo menos os cadetes terão um outro sítio para se abrigarem da chuva.
- Tablet bilgisayarın var mı?
Tens um Kindle ou um iPad?
- Hayır yok.
Não, não tenho um Kindle ou um iPad.
Bay Kindle ben Finn, Sycamore apartmanından, sizi Bay Bezzerides ile ilgili aramıştım.
Olá, Sr. Kindel, fala o Finn do Condomínio Sycamore. Estou a ligar-lhe novamente a propósito do Sr. Bezzerides.
Kindle Paperwhite e-okuyucular geldi.
Desculpa. Os leitores do e-books chegaram.
Dün gece biri idari ofise girmiş ve birkaç tane Kindle Paperwhite e-okuyucu şu anda kayıp.
Alguém entrou no escritório da administração ontem à noite, e estão a faltar alguns leitores digitais.
- Ona bir elektronik kitap veremedin mi?
Não lhe podias ter dado apenas um Kindle?
Allahtan Kindle var, yoksa bir kaç seneye işsiz kalmıştım.
Obrigado, Deus, pelo Kindle. Ou eu estaria sem trabalho há alguns anos.
Anneleri çocuklarına isim verme konusunda biraz aceleciymiş ve "Kindle" adlı kitabı muhtemelen okumamış.
Aquela mãe tem uma lata : dar o nome "Kindle" ( leitor de ebooks ) a alguém que nunca leu um livro.
Kindle'da birileri kendisini öldürdü.
- Alguém se matou no Kindle.
Güzel bir günde, her yolun Kindle'a çıktığını görebilirsin.
Num dia bom, consegue-se ver o caminho para o Kindle.
Bana Kindle bölgesinden bahset.
Fale-me sobre o distrito Kindle.
Kindle onun çalışma yeri.
O Kindle é a zona dele.
Önümüzdeki 5 yıl, Araştırmalarımızı Kindle bölgesine taşıyacağız.
Ao longo dos próximos 5 anos, vamos mudar a nossa pesquisa para o distrito Kindle.
Kindle'ı gerçekten görebilirsiniz.
Realmente consegue-se ver o Kindle daqui.
Merkezden uzak Kindle bölgesine taşındı.
Mudou-se para o distrito Kindle, longe do centro.
- Bugün Kindle bölgisinde miydin?
- Foste ao distrito Kindle hoje?
Ambro, Kindle bölgesini devraldı.
A Ambro tomou posse do distrito Kindle.
Kindle'ıma yükleyeceğim.
No meu Kindle.
Tahmin edeyim, Kindle'ın var.
Deixa-me adivinhar : tens um Kindle.