Klan tradutor Português
1,500 parallel translation
Uğraşılacak 200 klan, 200 lider, 2,000 sıkıntı.
200 Clã, 200 chefes... 2000 ressentimentos para acomodar.
Sadece Klan'ın bir sonraki lideri olan Gaashah'ın oğlunun emriyle.
Somente sob o comando do líder. O filho de Gaashah.
Hangi klan saldırdı? Bir klan değil.
Qual Clã atacou?
İki klan lideri öldürüldü.
Que outros? Dois líderes foram assassinados.
Sadece onun klanının liderine hakaret ettiniz.
Você está insultando o líder deste Clã.
Belki de Aeryn başka bir klan liderini götürmeden ilerlemeye devam etmeliyiz.
Nós devemos continuar andando... antes que Aeryn pegue outro líder.
Klanına ihanet etmenin ne anlama geldiğini biliyorsun.
Você sabe o que sua traição significa para o Clã?
O adamlardan bazıları çok azimli ırkçılardı.
Alguns desses rapazes aspiravam ao Klan.
Bu çok karmaşık bir işlem, bilimadamlarımız tarafından açıklanırsa daha iyi olur.
e um processo complicado, que e melhor explicado pelos nossos cientistas.
Çok gıdıklanıyorsun.
Ouve lá!
Sumoto gıdıklanıyor gibi.
Parece que o Sumoto tem... cócegas.
Lucian, Lycan Klanı'nın en korkulan ve en acımasız lideri sonunda öldürülmüştü.
"Lucian, o mais temido e implacável líder do clã Licantropo" "tinha sido finalmente morto."
Corvinus Klanı'nın oğulları.
Os filhos do clã Corvinus.
Haziran ayında, Yeni Cumhuriyet okurlarına bir özür yazısı yayımlandı. Bu yazıda Stephen Glass'ın 41 makalesinden 27'sinin kısmen ya da uydurma olduğu açıklanıyordu.
Naquele mês de Junho, a revista "The New Republic" imprimiu uma matéria de desculpas aos leitores, admitindo que 27 das 41 matérias que Stephen Glass escreveu para a revista foi parcialmente ou inteiramente inventado.
Ben bir Klan adamıyım.
Eu sou do Klan.
Bankacılık Klanı'nın Muunilist'de gizli büyük atölyeleri bulunuyor. Devasa droid orduları ve muazzam savaş gemileri üretiyorlar. - Hemen harekete geçmeliyiz.
O Clã Bancário tem escondido enormes fábricas em Muunilinst, construindo enormes exércitos de droides e naves de guerra gigantescas.
Galaksilerarası Bankacılık Klanı teslim olmuştur.
O Clã Banqueiro IG rendeu-se.
Leyasu Klanından olmalılar.
Devem ser do clã Ieyasu
Eğer söylemem uygunsa bunların Leyasu Klanından olduğuna dair hiçbir kanıtımız yok.
Se posso dizê-lo, não temos provas de que sejam do clã Ieyasu
Gıdıklanıyorum...
Pára já..
Bu yüzden BAFTA adayı olduğu açıklanınca çok sevinmiştim.
Fiquei satisfeito com a nomeação no ano passado para o BAFTA para a inovação.
CEO ve Walfram ve Hart'ın başkanı olarak Santa Monica Körfezi'ne ham iblis atıkları atan bir şirketi batırdın. Bir Pyro Warlocks klanını cehennem boyutuna gönderdin ve aileleri vampirler tarafından öldürülen çocuklar için bir gelişim ve bakım programı başlattın.
Como director e presidente da Wolfram Hart... faliste uma empresa que deita lixo demoníaco na baia de Santa Monica, baniste um clã de feiticeiros piromaniacos para um inferno e criaste um programa de adopção para crianças... cujos pais tenham sido mortos por vampiros.
Peki, onu Çingene klan kurtardı.
Nós salvamos o clã cigano dela.
Birincisi sabahtan beri duş almadım... ve Vulcan burnunun ne kadar hassas olduğunu biliyorum... ve birazcık da gıdıklanırım.
Primeiro, não tomo banho desde manhã, sei como o nariz dos Vulcanos é sensível, e... tenho um pouco de cócegas.
Tüm Maloof klanı burda.
O clã dos Maloof está aqui hoje.
Virgina Üniversitesinden 9 öğrenci kumsalda parti veriyormuş. 02 : 30 gibi havai fişek sandıklan sesler duymuşlar.
Por volta das 02h30, julgaram ter ouvido fogo-de-artifício na água.
Gıdıklanıyorum.
- Cócegas.
İIginç, kapı tıklanıyor.
Uau, bater à porta. Está aberta!
Savcılık, o tarihlerde Jackson İlçe Şerifi olarak görev yapan Loewen'ın, Ku Klux Klan örgütünün vahşi cinayetlerine yardım ve yataklık yaptığını iddia ediyor.
Os fiscais dizem que Loewen quem era xerife do condado Jackson nesse momento assistiu a membros do Ku Klux Klan nos brutais assassinatos.
Sen Uchiha Klanının şanına yaraşır birisisin.
Tu honras a reputação do clan Uchiha.
ben konoha nın aburame klanındanım. biriyle dövüşürken asla küçümsemem.bir böcek bile olsa elimden geleni yaparım.
Eu sou do clan Aburame, de Konoha. Mesmo que o nosso inimigo seja apenas um pequeno insecto, nós não o sobrestimamos. Lutaremos com tudo o que temos.
Gıdıklanıyorum! Aman Tanrım. Aman Tanrım.
Isso faz cócegas!
- Brick? - Yapma! Gıdıklanıyorum!
- Fazes-me cócegas.
Kazıklamaya çalışsaydım, kazıklanırdın.
Se eu te tivesse a tentar lixar, estarias lixado.
Biraz gıdıklanıyorum.
- Faz cócegas.
Bir zamanlar Çin'de 1003 yıllarındaki bir inanışa göre Beyaz Nilüfer Klanı baş rahibi Pai Mei, koyu koyu düşünerek ki sonsuz güçlere sahip olan Pai Mei gibi bir adam koyu koyu ne düşünürse - bu da "Kim bilir?" demenin bir diğer yolu - yolda yürüyorken karşı yönden gelen bir Shaolin keşişi yolda bitivermiş.
Era uma vez na China alguns acreditam por volta do ano de 1003, O sacerdote chefe do Clã Lótus Branca, Pai Mei, caminhava por uma rua contemplando, o que um homem com poderes infinitos como Pai Mei poderia contemplar, o que é um maneira de dizer, "Quem sabe?" - Quando um monge de Shaolin surgiu no caminho, viajando em direcção contrária.
Heather klanını buldu :
A Heather encontrou um grupo.
Dur, gıdıklanıyorum.
Pára, faz cócegas!
Bizler Tokugawa Klan'ının yıllardan beri süregelen savaşçılarıyız.
Somos os vassalos hereditários do Shogun Tokugawa.
Her ne kadar uzun müddet esaret altında tutulmuş olsa da Hazama hâlâ klanın en çetin kılıç ustası.
Apesar de enfraquecido devido à prisão, o Hazama ainda é o melhor espadachim no clã.
Sana klanın bir emridir bu!
- É. É uma ordem do seu clã.
Klan'ın bir emriydi.
É uma ordem do clã.
Klan için, hatta ülke için yaptığımız şey bu!
O que estamos a fazer é pelo clã e pelo país!
Benim... Unasaka Klanı'nın en iyi kılıç ustası benim!
Sou o melhor espadachim do clã Unasaka!
- Bir düzine klan üyesi görmüş onu!
Dezenas de homens do Clã a viram?
Klan üyelerinin öfkesini kullanmak kolay.
É fácil explorar o ódio do homens do Clã.
Klanıma ben emir veririm. Ya bana saygı göster ya da öldür beni.
Eu ordeno meu Clã.
- Hayır. - Neden? Çünkü ben bu klanın lideriyim.
Porque eu é que sou a líder do clã, quem governa a casa, o macho alpha, e aquela com os pés adormecidos, por isso, não há a mínima hipótese de me mover.
Dün gece, odandan domuz gıdıklanıyormuş gibi sesler geliyordu.
Vão para a Europa no Verão, com tudo pago.
Klan'ın emri bu yönde.
O clã ordena-o.
Tüm klan bana gülmüştü.
O clã inteiro riu-se de mim.