Koman tradutor Português
34 parallel translation
Yanıklar iyileşiyor, ama silindirik nesnenin yarattığı komanın nedenini bulamıyoruz.
Nesse caso, sim. As queimaduras estão a sarar, mas não diagnosticámos o transe causado pelo objecto cilíndrico.
Bu arada, kesinlikle büyük bir komanın içindeydim. Ancak birkaç saat sonra uyanabildim.
Mas desta vez estava mesmo num coma profundo, do qual despertei várias horas mais tarde.
Bu komanın ardından, onlar bu şüphelerini asla benimle paylaşmadılar. Ama gözleri hep Claus'un üstündeydi.
A partir daí, embora nunca me tivessem transmitido as suas suspeitas, mantiveram o Claus debaixo de olho.
Bu yaşam ve ölüm. Karın, komanın kollarında uzanıyor.
Isto é a vida e a morte.
Fakat şunu anlamalısın, şunu anlamalısın ki ilk komanın ardından... O büyük bir öfkeye büründü.
Mas para entender isso tem de entender que, após o primeiro coma, ela ficou em estado de fúria.
İşte, komanın güzel yanı da bu.
É o que o coma tem de bom.
2'deki komanın tahlilleri geldi.
Já temos os resultados do coma da 2.
- Komanın nedeni bu mu?
- E está a causar o estado de coma?
Komanın tadını çıkart.
Deixa-te ficar em coma.
Seni aşağılık nar koman.
Estúpida drogada.
Koman çinin kalça kemiğinde 47 kalibrelik kurşun bulduk.
Encontrámos uma bala de calibre.475 no fémur de um Comanche!
- Komanın sebepleri metabolik, yapısal- -
O coma pode ter causas metabólicas, estruturais...
Bu da komanın kötüye gittiğini anlamına geliyor.
Significa que o coma está a piorar.
- Komanın dibindeyim.
A soro severo.
Hâlâ komanın etkisinde.
Ele ainda está com a mania do coma.
Komanın herhangi bir yan etkisi gözlemlendi mi?
Nenhum efeito colateral do coma?
Tek aşman gereken komanın kendi etkileri.
Portanto, agora, só precisas de recuperar dos efeitos da coma.
Peki söyler misin, Ajan Walker'ın yeğeni ve onun sınıfı Smithsonian Müzesi dışındalar. Şu an neden kimsenin onlara refakat etmediğini merak ediyorum. Alara Koman.
Então, consegue explicar-me o motivo por que a sobrinha da agente Walker está com a turma dela da 3ª classe à porta do Smithsonian, neste preciso momento, a perguntar-se porque motivo ninguém tratou de organizar uma visita?
Alara Koman, Ridley'nin karısı.
Bonita, morena, 35 anos. É a Alara Koman, a mulher do Ridley.
Kalıcı bir zarar yok ama komanın ne kadar süreceğini söylemek imkansız.
Não houve nenhuma lesão permanente, mas não posso dizer-lhes quanto tempo vai ficar em coma.
Komanın, organizmanın beklenmedik tepkisi olarak ortaya çıktığı... ve kimsenin hatası olmadığı belirtildi.
O coma é uma reacção física imprevisível e não é culpa de ninguém.
Ayrıca bu komanın geçici olabileceğini belirttiler.
E é muito provável que essa coma seja temporária.
Komanın tedavisini buldum!
Encontrei a cura do coma!
Bo'nun kendi yarattığı bir komanın içinde olduğunu mu söylüyorsun?
Espera, estás a dizer-me que a Bo está num coma que ela criou?
- Komanın yan etkisi.
Efeito colateral do coma.
Sanırım, komanın arkasına sığındın.
Eu vejo. Pensavas que te ias esconder atrás do coma?
Sizi inanılmaz yapan şey hepimizin yaşadığı bu komanın dışına çıkmış olmanız.
O que vos torna incríveis é o facto de terem viajado para fora deste coma em que todos estamos.
- Adım Koman Nyagah.
- Chamo-me Koman Nyagah.
Koman Nyagah ile röportaj yapmıştım.
Entrevistei o Koman Nyagah.
Sanırım erkek kardeşin kızlarla tanışmak için komanı bahane olarak kullandı.
Acho que o teu irmão usou o estado de coma como uma desculpa para conhecer miúdas.
Türk İstihbaratı tarafından eğitilmiş ve şimdi de ücretli çalışıyor.
Alara Koman.
Hepsi Koman'ın örgütünün istekleri gibi görünüyor.
Todos parecem ter sido pedidos pela organização da Koman.
Ya bu Koman karısı seni açığa çıkarmaya çalışıyorsa?
E se esta Koman está a tentar livrar-se de ti?
Alara Koman öldü.
A Alara Koman está morta.