English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ K ] / Komşular

Komşular tradutor Português

3,673 parallel translation
- Komşularınızın gürültüden şikayetleri var.
Bom dia, senhora.
Komşuları Lewisler'in kayıplara karıştığını söylüyor.
Os Lewis desapareceram.
Burada yaşayan herkesin tütünle bir bağı vardır. Onların yoksa ailelerinin, komşularının vardır.
Quase todas estas pessoas estão ligadas ao tabaco, se não diretamente, por meio dos pais ou vizinhos.
Sence yeni komşular hangisini tercih edicekler, yani, dört ayrı güveç mi, yoksa, bir tane büyük, parti-boy güveç mi?
Achas que os vizinhos vão querer quatro estufados individuais ou um grande, de festa?
O hâlde, sanırım Bay Sloan komşular arasında pek tutulmuyordu.
Acho que o Sr. Sloan não era muito popular na vizinhança.
Komşular evinden korkunç bir ses geldiğini söylediler.
Os vizinhos disseram que ouviram um som horrivel que vinha do apartamento dele.
Komşular evinde vahşi bir hayvan varmış gibi bir ses duyduklarını söylemişler.
Os vizinhos disseram que parecia que "estava um animal selvagem à solta" no seu apartamento.
Komşularınızın ödlerini kopartacaksın.
Vais matar os vizinhos de medo. - Queres umas guloseimas?
Eşleriyle, komşularıyla konuşabiliriz. Kimmiş bu adamlar bir fikrimiz olur.
Podemos falar com as mulheres, vizinhos, ficar uma ideia de quem são.
Bazı komşularına göre, ayda birkaç kez özel hemşire olarak serbest çalışıyormuş. Dairesinde bu kimliği buldum.
Segundo um dos seus vizinhos, ela era freelancer, a trabalhar como enfermeira.
Eğer boks maçı olsaydı, adı kesinlikle amigdala komşularının kavgası olurdu.
Se fosse um combate de boxe, poder-se-ia chamar-lhe "O combate adjacente à amígdala."
Komşularım yüzünden kafayı yemek üzereyim.
Estou prestes a passar-me com os meus vizinhos.
- Komşularım yüzünden kafayı yemek üzereyim.
- Estou prestes a passar-me com os meus vizinhos.
Komşularım çok yüksek sesli bir parti veriyorlardı bu yüzden bende öfke kankası şeyini kullandım ve Lacey ve Nolan'ı aradım ve onlarda gelip beni sakinleştirmeye çalıştılar ve sonrasında her şey kontrolden çıktı.
O meus vizinhos estavam a ter uma festa muito barulhenta, eu usei o coiso de amigo e liguei à Lacey e ao Nolan, e eles foram a minha casa tentar acalmar-me, e depois as coisas descontrolaram-se.
"İmza : komşularınız Bay ve Bayan Bent."
" Assinado : os seus vizinhos, Sr. e Srª.
Komşuların silah sesi duyması erkek arkadaşın hikâyesini destekliyor.
Os vizinhos ouviram um tiro, o que confirma a história do namorado.
Bütün komşuları aradım.
Liguei para os vizinhos... Sr. Fielsing?
Peki ya komşularıyla bir husumet, parasal anlaşmazlık ya da ailenizin işleri battığında canı yanmış birileri olabilir mi?
E disputas com vizinho ou financeiras, talvez alguém que se tenha sentido traído quando o negócio da sua família se afundou?
Öldürülmeden hemen önce komşuları Viktor'u evde birisiyle Mavi Orkide hakkında tartışırken duymuşlar.
Pouco antes de ser assassinado, o Viktor foi ouvido na sua casa a discutir sobre A Orquídea Azul.
Avel avel bakan komşuların yanından caddenin karşısında geçtim.
E passei pelos vizinhos admirados e atravessei a rua.
- Komşuları topla.
- Junta os vizinhos.
Bu arada Teena Milford ile bağlantılı her telefonu takip ediyoruz. Komşularını ve tüm aile üyelerini sorguluyoruz.
Enquanto isso, procuramos todos os telemóveis ligados à Teena Milford, a investigar o bairro dela, a questionar toda a sua família.
- Ortalamanın üstünde fiziki raporları var. - Komşularıyla konuştum.
- Exames físicos acima da média.
- Tamam, herkes sakin olsun. - Komşular silah seslerini duymuş.
Pessoal, acalmem-se.
Bu kızlar mükemmel ve süper komşuları var IQ'ları yüksek ve tasarımcı elbisesi giyiyorlar.
Estas raparigas são perfeitas. Todas vêm de boas vizinhanças, têm QI altos e vestem-se bem. Atendem aos nossos requerimentos.
Komşular gürültüden şikayetçi mi oldular?
O que se passou? Os vizinhos reclamaram do barulho?
Arkadaşlarıyla, komşularıyla, meslektaşlarıyla görüştük.
Interrogamos amigos, vizinhos, colegas de trabalho.
Komşular sesler duymuş.
Os vizinhos telefonaram por causa do barulho.
Komşuları onu en son mavi bir sedan araba sürerken görmüşler.
Os vizinhos viram-no num carro azul.
Komşular şikayetçi.
- Os vizinhos reclamam.
Komşularına göre hafta sonlarının çoğunu Sonny Amador ve oğluyla beraber geçiyormuş.
De acordo com os vizinhos do seu apartamento, ele passa a maior parte do tempo com o Sonny Amador e os amigos.
Komşular birini sigara içerken görmüşler. Yeri kontrol ediyorlar.
Os vizinhos viram alguém a fumar, estão a verificar o local.
Konuştuğumuz komşular onu haftalardır görmemişler fakat normal olduğunu söylediler.
Os vizinhos com que falamos não o viam há semanas, mas disseram que não era incomum.
Bir bıçak bildirmiş, fakat Cannady'nin komşularını sorgulamamızı engelleyemedi.
Ela emitiu um alerta, mas não pode impedir que interrogássemos os vizinhos do Cannady.
Yeni sinir bozucu komşularım sağ olsun sabah 5'den beri ayaktayım.
Graças aos meus vizinhos irritantes que não me deixaram dormir até às 5h.
- Benim de durmadan kavga eden komşularım olmuştu.
- Tive vizinhos que nunca paravam de discutir.
İyi komşular zor zamanlarda böyle yapar.
É o que os bons vizinhos fazem nas horas difíceis.
Komşular bağırışlardan şikayetçi.
Os vizinhos relatam muitos gritos.
Evlerini kaybeden yan komşuları adına bir dava açmış. Evi ellerinden alan Suncove Funding'e karşı.
Ela entrou com um processo em nome dos vizinhos, os Cabots, que perderam a casa num esquema de empréstimos, o Fundo Suncove.
Bu Gece Bağış Gecesi Çünkü Yaşlı Komşularınız Beleşçi.
ESTA NOITE - ANGARIAÇÃO DE FUNDOS PORQUE OS VOSSOS VIZINHOS SÃO MESQUINHOS
Sen beni cezalandırırken, komşular rahatsız olmasın.
Não quero perturbar os meus vizinhos do lado enquanto me disciplinas.
Pekâlâ, yeni havalı komşularımızla ilk defa takılacağız.
A primeira vez que passeamos com os vizinhos porreiros
Evet, komşular.
Vizinhos...
Belki de yeni komşularımızla olan ilişkimizi aceleye getirmemeliyiz.
Talvez nós não devamos apressar as coisas com eles.
Muhteşem komşularımızla kankalığın aile versiyonunu yaşıyorduk ama sen içine ettin!
Tínhamos uma versão familiar de camaradagem a acontecer com os nossos vizinhos espectaculares e tu tinhas de estragar tudo
- Komşular akşam Bay Costa'yı görmüş.
No entanto, os vizinhos viram o Sr. Costa ao princípio da noite.
Komşuları sorgulamaya devam edin.
Vai interrogar os vizinhos.
Ancak piyango kazanmış biri komşularına pirinç keki verir de ondan.
Pessoas a quem sai a lotaria, dão aos vizinhos bolo de arroz.
Eğer komşularım zencilerin özgürlüğüne evet, barışa hayır oyu verdiğimi duyarlarsa öldürürler beni.
Se os meus vizinhos ouvirem isso, que eu votei pela liberdade dos Negros... e não pela paz, eles matam-me.
– Benim Nashville'deki komşularım, Birliğe sadık olduğumu öğrendiklerinde ellerinde iğdiş bıçaklarıyla düştüler peşime!
– Os meus parceiros de Nashville, descobriram que eu era leal à União, vieram atrás de mim facas de castrar!
Maria'nın dediğine göre komşular kuşkulanmaya başlamış.
A Maria disse que os vizinhos estão curiosos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]