Kurbağa tradutor Português
1,591 parallel translation
Kurbağa-yer meymenetsiz it!
Seu franciú sacana de uma figa!
Kurbağa Patron, benimle birlikte dövüş.
Chefe Sapo, luta comigo.
Kurbağa kaçıyor!
Deke, o francês vai fugir!
Boynuzlu Kurbağa, kendini ; gözlerinden kan fışkırtarak savunur.
O lagarto se defende espirrando sangue, do canto dos olhos, no intruso.
Ve kurbağa, solucan, salyangoz, eşek arısı, tavşan ve ayı...
Um sapo, uma minhoca, um caracol, uma vespa, um coelho e um urso.
Kurbağa.
Sapo.
Meşin suratlı, kurbağa gözlü, rezil, pislik herif.
Aquele nojento, cara de cu, olho de sapo, filho da mãe...
Çita, kaplan, yılan, maymun, babun... Domuz, hipopotam, gergedan, dodo bal porsuğu... şişko kurbağa, hepsi, her biri mükemmeldir. Kendi orjinal formlarında...
A chita, o tigre, a cobra, o macaco, o babuíno, o lince, o porco que é gordo, o hipopótamo, o rinoceronte, o texugo, cada um deles perfeito nas suas formas originais.
Bekle, kurbağa!
Espera, sapo!
Kurbağa bacaklarını severim.
Gosto de pernas de rã.
Kurbağa gibi mi hissediyorsun?
Estás a cantar de galo? Então, cacareja!
Kurbağa onları yukarı çekiyor.
O sapo a puxar as calças para cima.
- Ve bu da bir kurbağa çığlığı.
E este é o grito de um sapo.
Afedersin, seni kurbağa sandım.
Desculpa, pensei que fosses um sapo.
- Kazağın çok hoş, küçük kurbağa.
Tens uma camisola toda janota queridinho!
Eğer bu hayvanlardan birisi balık kurbağa ya da yılan ölmüşse bu taşı hayatının geri kalanında hep kalbinde taşıyacaksın.
Mas se algum dos animais, o peixe, o sapo ou a serpente, estiver morto Carregarás a pedra no teu coração para o resto da tua vida.
Bunu senin gibi bir kurbağa suratlıdan duymak istemiyorum.
Não admito isso, de um cara-de-sapo como tu
Kurbağasın sen, kurbağa.
Ele é um sapo...
Bu yüzden 10-11 yaşlarındayken gölden kurbağa falan bulunca içine koyuverirdim.
Então eu - devo ter apanhado 10 ou 11. Eu costumava sair e apanhar rãs e sapos. e punha-os lá.
Toad keten, kurbağa keten.
Linho de sapo, linho de sapo.
Leo kurbağa keten aldın mı?
O Leo conseguiu o linho de sapo?
Konuşan bir kurbağa.
Um sapo falante.
O zamana kadar, kurbağa yavrularını depoda tutman gerekiyor.
Até lá, tens de guardar os teus girinos no tanque.
Kara kurbağa tükürüğü.
- Correcto. Muco de sapo.
Jackson ile çıkmaya başladığımızda, turşu şenliğine gitmiştik. Üzerinde dev bir kurbağa olan bir gömlek giymişti. "Ne şeker kurbağa" dedim.
Ele ia com uma camisola com um sapo gigante.
6. ayımızda, ban kurbağalı bir biblo hediye etti. Noel'de, bir kurbağa biblosu daha verdi.
Quando fizemos seis meses de namoro, deu-me um bonequinho de sapo.
Tabi birden... - Kurbağa koleksiyonun oldu.
Disse à família dele o que haviam de dar-me e de repente...
Kurbağa kız, kulübümüze hoş geldin der!
A rapariga dos sapos dá-te as boas-vindas ao clube!
Kurbağa.
A rã?
- Bir sürü kurbağa vardı dostum.
Houve muitas rãs, pá.
Ona biraz zaman verin. Kurbağa, eller ve sandviç hikâyesini duydun mu?
Ouviste falar da rã, das mãos e da sandes?
Hoşuna gitse de gitmese de o küçük kurbağa sana vurgun.
Quer queiras quer não, aquele girino gosta de ti.
Ertesi sabah, başka bir düzensiz kurbağa gecesinden sonra...
Na manhã seguinte, após outra noite intermitente com rãs...
Yeni bir başlangıç için - en son çıkan ses makinesi kurbağa dışında bir sürü başka ses var.
Para um novo começo. A máquina de sons mais recente com muitos outros sons, para além de rãs.
Kurbağa ile akrep masalını hatırlıyor musun Lex?
Lembras-te da fábula da rã e do escorpião, Lex?
Kurbağa, akrebin nehrin karşısına geçmesine yardım etmiş.
A rã ajudou o escorpião a atravessar o rio.
Ölen kurbağa sormuş ona : "Neden yaptın bunu?"
"Por que o fizeste?", perguntou a rã moribunda.
Kurbağa mı? Yoksa annen mi?
Uma rã, um sapo, ou a tua mãe?
Kurbağa yavrusu.
Girino.
Kurbağa yavrusu diyebilirmisin?
Consegues dizer girino?
Bu o. Seninki sessiz rol küçük kurbağa.
O teu papel é mudo, sapo roufenho.
Bir kurbağa mı madam?
Sapo, madame?
Belki de kurbağa olan sizsiniz.
Talvez o sapo seja a senhora.
Bir kurbağa kestik.
- Bem, dissecámos uma rã.
Bu tarafta, Tibet üç gözlü kurbağa.
E aqui, o Sapo Tibetano de 3 Olhos.
Vırak, vırak. ( kurbağa efekti )
Ribet, Ribet.
" Bir varmış, bir yokmuş güçlü bir savaşan kurbağa varmış.
" Era uma vez um grande e forte Sapo Guerreiro.
Bir gece, Pis kurbağa popüler son sınıf kızarkadaşını terk edince prensesiyle tanışmış. "
Uma noite, depois do nojento sapo ter dado com os pés à sua super brasa... sénior e muito popular namorada, ele encontra a sua princesa. "
Elbette iyiydi, seni kurbağa.
Claro que correu bem, seu sapo.
Hoop! Ve kurbağa atlama yarışmasını iki metre otuz santimlik atlayışla Hoppy kazandı.
E o vencedor do concurso de salto de rã foi Hoppy, com um salto de 2,40 metros.
- Ben kurbağa kızım.
Colecção de sapos.