Kuzey atlantik tradutor Português
83 parallel translation
NATO, Kuzey Atlantik kumandanından.
Sim, capitão. Do comandante, NATO, Atlântico do Norte.
Kuzey Atlantik'te seyreden konvoyların neredeyse yarısına refakat etme işini üstleneceklerdi.
Passaria a escoltar metade dos comboios navais no Atlântico Norte.
Yılın bu zamanında kuzey Atlantik..
Isto não me parece ser o tempo do atlântico norte...
Fakat ilerleyen saatlerde, atmosferdeki şok dalgası kayıtları Kuzey Atlantik'te patlayan hiçbir şeye işaret etmiyordu.
Mas os registos das ondas de choque atmosférico não assinalaram, qualquer coisa ressoando para fora do Atlântico Norte mais tarde nesse dia.
Bildiğiniz gibi, Kuzey Atlantik bağlantımız üzerinde iki yıldır çalışıyoruz.
Temos um avanço de dois anos no empreendimento do Atlântico Norte.
Kuzey Atlantik Akıntısı buraya geliyor ve tüm dünyadan birçok ilginç canlıyı da yanında buraya taşıyor.
A corrente do Atlântico Norte traz coisas para aqui de toda a parte do mundo.
Kuzey Atlantik mücadelesi,
Interferências do Atlântico Norte.
Ama Kuzey Atlantik'in ortasında işler bu kadar basit değildir. - Sigara?
- Talvez a CIA ache que sim, mas no Atlântico Norte, com vários soviéticos à volta é mais difícil.
- Sayın Büyükelçi... Kuzey Atlantik'te yaklaşık 100 savaş geminiz bulunuyor.
Sr. Embaixador, tem agora 100 navios no Atlântico Norte.
Kuzey Atlantik'teki operasyon esnasında bağırsaklarım alındı.
Os meus intestinos foram retirados num ataque no Atlântico Norte.
USS Ardent, donanma destroyeri, Kuzey Atlantik'te tam 42 saattir kayıp durumda.
Um contratorpedeiro, o USS Ardent, desapareceu no Atlântico por 42 horas.
Çok geçmeden bir yere çarpıp petrolü dökecek ve Kuzey Atlantik'te bütün deniz yaşamını yok edecek.
Até embater num, derramar o petróleo e matar toda a vida marinha.
Kuzey Atlantik'teki araştırma gemisi Keldysh'den uydu aracılığıyla... canlı bağlantı kuruyoruz.
Ele está em directo, via satélite, do navio de investigação Keldysh... no Atlãntico Norte.
Kuzey Atlantik'in ortasındayız.
Estamos no meio do Atlântico Norte.
Bu yeni dinin temelinde Kuzey Atlantik'teki bir kıtadan bahseden antik bir okült efsane yer alır.
Na base desta nova religião, encontrava-se uma antiga lenda ocultista que relatava a história de um continente algures no Atlântico Norte,
Kuzey Atlantik haritası üzerinde kahinler ucuna bir obje bağlı bir ipi sallayarak Müttefikler'in konvoylarının yerlerini tespit etmeye çalışıyorlardı.
Sobre os mapas do Atlântico Norte, os clarividentes faziam oscilar um objecto suspenso de uma corda, tentando localizar a posição dos navios aliados.
Yazın kuzey Atlantik suları ısınmaya başlıyor.
No Verão, as águas do Atlântico Norte começam a aquecer.
" İlkbahar 1942, Hitler'in U-Botları Kuzey Atlantik'te öç aldı ve 1000 müttefik gemisini batırdı. U-Botlar, Amerika ve İngiltere arasındaki donanım hattını tehdit ediyor.
Submarinos alemães provocam a destruição no Atlântico Norte, afundando mais de 1000 navios aliados e ameaçando destruir a linha de abastecimento entre a América e a Inglaterra.
Denizaltı izleme merkezi 3 denizaltıyı... Kuzey Atlantik'te perşembe 00 da tespit etmiş... burada, burada ve burada görülmüş.
A Sala de Localização de Submarinos localizou 3 operacionais no Atlântico Norte, às 0 : 00 horas de quinta-feira aqui, aqui e aqui.
Kuzey Atlantik'in ortalarında bir yerde.
Ele está algures no meio do Norte Atlântico.
Kuzey Atlantik'te bir yerlerde bir nakliye gemi...
Ele está num transportador algures no nort- -
Burada, Kuzey Atlantik'te kuşların kullanabileceği çok fazla boş kıyı seçeneği vardır.
No Atlântico Norte, há uma vasta linha costeira que podem usar.
Yazın kuzey Atlantik suları ısınmaya başlıyor.
No verão, as águas do Atlântico Norte começam a aquecer.
Bu tohum, Kuzey Atlantik ringalarini avlamakta uzmanlasmis olan 500 katil balinanin bir parcasidir. ( BALINA sARKISl ) Akis konumlandirmalarini kullanarak, 50 metre altlarindaki bir ringa sürüsünü fark ettiler.
Este pequeno grupo faz parte de uma população de cerca de 500 baleias assassinas que se especializaram em caçar arenques do Atlântico Norte.
Üç kişilik bir batiskafa atlayıp Kuzey Atlantik'te 3750 metre derinliğe dalacaktım. Maceranın dozunu kaçırmış olmaktan korkuyordum.
Penetrar no submersível há 3 lugares, descer a 4000 metros ao fundo do Atlântico Norte, é uma grande aventura que eu nunca tinha sonhado...
Bu "Titanik"'ti. Kuzey Atlantik'in dibindeki mezarında yatan dillere destan yolcu gemisi.
É o Titanic, o paquete legendário que jaz na sua sepultura no fundo do Atlântico Norte.
Kuzey Atlantik'in ortasında bir sandalda ne kadar güvende olabilirsin?
Ao abrigo num bote, no meio do I'Atlântico Norte?
NATO Kuzey Atlantik Muahede Organizasyonu oluyor.
A NATO é a Organização do Tratado do Atlântico Norte.
- Kuzey Atlantik'te bir kaç kargo gemisi battı,
- Vários navios de carga afundaram-se no Atlântico.
Kuzey yarıküre mevcut iklimini Kuzey Atlantik akıntısına borçludur.
O hemisfério norte deve o seu clima à Corrente do Atlântico Norte.
Yeni Delhi'de bahsettiğiniz kutupların erimesi Kuzey Atlantik akıntısını etkiler mi?
Lembra-se do que disse em Nova Deli sobre a fusão polar poder afectar a Corrente do Atlântico Norte?
İlk önce bir arıza olduğunu düşündük. Ama Kuzey Atlantik boyunca dört şamandıra da aynı şeyi gösteriyor.
De início, pensámos que era uma avaria, mas há mais quatro pelo Atlântico Norte a mostrarem a mesma coisa.
Kuzey Atlantik üzerinde bir cephe sistemi oluşursa, bu mevsimde 6 günde gelebilir ve çıkarmaya bir hafta kalmışken...
Se eles formarem um fronte e atravessarem o Atlântico norte... levariam seis dias, em alta velocidade... e faltando uma semana para o pouso...
General Fury, Kuzey Atlantik günlük akıntılar, çökelmeler ve Tanrıların kaprisleri ile durmadan değişim gösteren düzensiz bir yerdir.
- General Fury, O Atlântico Norte é uma complexa rede de correntes marítimas. Todas elas mudam diariamente pela força das marés, e pelo desejo de Deus.
Bilimadamlarının üstünde en çok çalıştığı ve endişe duyduğu bir sorun da Kuzey Kutbu'ndan, Grönland'ı geçerek gelen soğuk rüzgarların, Kuzey Atlantik'te, yukarı tırmanmakta olan sıcak su akıntısı ile karşılasması bu sıcak sulardaki ısıyı buharlaştırması ve bu buharın, rüzgârlar ve Dünya'nın ekseni etrafında dönüşü aracılığı ile Batı Avrupa'ya taşınmasıdır.
E um dos que mais os preocupa, onde mais tempo passaram a estudar o problema, é o Atlântico Norte onde a Corrente do Golfo sobe e se encontra com os ventos frios vindos do Árctico através da Gronelândia. E evapora com o calor retirado da Corrente do Golfo e o vapor é levado até à Europa Ocidental pelos ventos prevalecentes e pela rotação da Terra.
Yukarıda, Kuzey Atlantik'te, o sıcaklığın rüzgârlarca emilmesinden sonra geriye kalan, soğuk ve tuzlu sudur. Çünkü tuz, hiç bir yere gitmez!
Na parte superior do Atlântico Norte, depois do calor ter sido extraído, o que resta é água mais fria e mais salgada porque o sal não vai a lado nenhum.
Kuzey Atlantik'te.
No Atlântico...
Köpek balığı dişinin özünde mikroskopik... bir deniz algi bulundu, genellikle Kuzey Atlantik'in serin sularında bulunur.
Uma "diatom" ( alga ) microscópica encontrada na polpa do dente do tubarão, normalmente encontrada em águas mais frias do Atlântico Norte.
Şimdi, Kuzey Atlantik sahillerinde bu büyüklükte sadece 2 tane köpekbalığı yakalandı, ve sonuncusu 92'deydi.
Agora, apenas dois tubarões deste tamanho foram apanhados na costa do Atlântico Norte e o último foi em 92.
2 Mayıs 1945'te, Kuzey Atlantik'in yukarısındaki nükleer savaş başlığı sabote edildiğinde onun öldüğü sanılıyordu.
Foi dado como morto em 2 de Maio de 1945. Quando a sua ogiva nuclear foi sabotada sobre o atlântico-norte.
Norveçli bir balina avcı filosunun tamamını batırmıştı ve kimse başaramıyorken kuzey Atlantik`deki korsan balina avcılığının sonunu getirdi.
Ele afundou a frota de pesca à baleia norueguesa inteira e acabou com a pesca à baleia ilegal no Atlântico Norte quando mais ninguém o podia fazer.
Şöyle diyebilirim, Kuzey Atlantik çok büyük bir yer.
Digamos apenas que o Atlântico Norte é um lugar bastante grande...
Sonraki birkaç yılda ördekler buz kütlelerinin arasında kutupları geçerek Kuzey Atlantik'e ulaştılar. Nihayet Kanada'nın doğu, İskoçya'nın kuzey sahillerinde karaya vurdular.
Nos anos que se seguiram, os patos foram levados para leste em bancos de gelo, atravessando o Árctico até ao Atlântico Norte chegando finalmente a terra na costa leste da America e norte da Escócia.
Şu an Kuzey Atlantik'in üzerinde olmalılar.
Agora, já devem estar sobre o Atlântico Norte.
KUZEY ATLANTİK OKYANUSU
OCEANO ATLÄNTICO NORTE
Ben Manş'ı, Atlantik'i ve Akdeniz'i gördüm. Ama Kuzey Denizi'ni görmedim.
Eu conheço a Mancha, o Atlântico e o Mediterrâneo, mas não o Mar do Norte.
Kuzey Afrika ve Atlantik'teki başarıyı kutlamanın vakti gelmişti.
Havia que festejar a vitória no Norte de África e no Atlântico.
Atlantik'i geçip, Kuzey Amerika, kıyılarına ulaşmış olaşabiliriz.
E tendo atravessado o atlântico já deveriamos ter visto a costa norte americana a esta hora.
Kuzey Atlantik akıntısı buraya geliyor.
A Corrente do Atlântico Norte passa por aqui.
USS ENTERPRISE KUZEY ATLANTİK NOVASCOTIA'NIN DOĞUSU
ATLÂNTICO NORTE A LESTE DA NOVA ESCÓCIA
KUZEY ATLANTİK - 1945 Berlin için yapılan savaş sona erdi, ve birkaç gün içinde Almanya'nın kayıtsız şartsız teslim olması bekleniyor.
A batalha por Berlim terminou. E a Alemanha está totalmente rendida.
atlantik 52
atlantik city 16
kuzey 131
kuzey kore 18
kuzey amerika 39
kuzey kutbu 56
kuzey afrika 45
kuzeyden 18
kuzeydoğu 29
kuzey carolina 21
atlantik city 16
kuzey 131
kuzey kore 18
kuzey amerika 39
kuzey kutbu 56
kuzey afrika 45
kuzeyden 18
kuzeydoğu 29
kuzey carolina 21