Kuzum tradutor Português
113 parallel translation
Siz kimsiniz kuzum?
Quem é, afinal?
- Kuzum ne giyecek?
- Qual vai vestir?
Söylesenize kuzum, nedir böyle davranışınızın sebebi bana?
Escutai, senhor. Por que razão me tratais assim?
Ben bir çocukken, McGinty adında bir kuzum vardı.
Quando era pequeno tinha um corderito amestrado, McGinty.
- Ben de tatildeyim, kuzum.
- Eu também, meu amigo.
Nen var kuzum?
O que se passa, Scott?
Aslında çözümlemelisin, kuzum.
Mas devias, bichinho.
Ağır yük taşımaya alışkınım, ama bu bavullarda ne var kuzum?
Estou acostumado a ter uma boa bagagem, mas o que tem nestas malas?
Zavallı kuzum, zavallı küçük kızım benim.
Coitadinha da minha menina.
Birlikte olup ta evlenmeyen tiplerden! Kuzum sen gazetelerde ne okursun?
É que não o tem lido alguma vez nos periódicos?
Kuzum bütün bu kargaşanın anlamı nedir?
Em nome do Céu, que quer dizer isto?
Senin neyin var kuzum?
Que diabos há com você?
Nasılsın benim küçük kuzum?
Como estás, minha costeletazinha?
Sen kimsin kuzum?
Quem és tu, de facto?
Bana küçük kuzum demiştin.
Chamaste-me gatinha.
Kuzum!
Minha querida!
Ne yapıyorsun kuzum?
O que está fazendo?
Kuzum ne oldu sana böyle?
Minha querida... que aconteceu?
Zencilerden biraz daha bahsetsene, kuzum.
- Fale mais sobre os negros, querido.
Evet, ben burdayım, tatlı çocuğum, kuzum, şeker yanaklım.
Sim, estou aqui, minha querida, meu docinho, fofa.
Küçük kuzum benim!
És o meu carneirinho.
Ne yapıyorsun kuzum?
Que raio estás a fazer?
Utanma, kınalı kuzum.
Não seja tímida, minha cordeirinha.
- Ne demek istiyorsun? - Senin neyin var kuzum?
- O que queres dizer?
- Nereden anladın kuzum?
- Como raio é que sabias?
- Nereden anladın kuzum?
- Como é que soubeste?
Burada parti falan yok, kuzum.
Não há aqui festa nenhuma.
Çok kötüsün, kuzum, lanet.
Que insensível, rapariga. Bolas!
Lütfen, tatlı kuzum.
Vá lá, querida.
Charlotte, kuzum, anlaşmıştık.
Charlotte, querida, estamos arrumados.
Anlatabildim mi, kuzum?
Será que me consegui fazer perceber, cordeirinho?
Uzaklara vur, kuzum.
Podes bater, cordeirinho.
Fotoğraf çektirmeye gelecek misin küçük kuzum?
Está pronta para a foto, minha querida? Estou indo.
Bir fikrim var, kuzum.
Tenho um plano, miúda.
Kuzum, senin kulağın harbiden sağlam.
- Rapariga, tens cá um ouvido!
- Tamam, kuzum gidelim.
- Está bem, querido, vamos lá.
- Siz hayvanların nesi var, kuzum?
- O que se passa com vocês?
Gözlüklerini çıkarınca ne kadar da güzelsin, kuzum.
És lindo quando tiras os óculos.
Takase, kuzum.
Takase-kun.
Haklısınız kuzum,
Certamente não foi...
Dünyaya iyi davran, kuzum
Tem caridade com o mundo Querida
Benim küçük kuzum
Meu cordeirinho, amorzinho meu
Geçmişten alınan dersler, kuzum
A história do mundo, meu bem
Öylecene çıkamazsınız ki kuzum.
Não pode entrar.
İşte orada. Tzeitel, kuzum.
Aqui está ela.
Ve sen de benim küçük kuzum.
- Maj, minha potrazinha.
He mi, kuzum?
Sim, fofinha?
- Kuzum!
- Caniche!
Yavaş biraz kuzum.
Espera aí, rapariga.
Yok kuzum.
Não, miúda.
Senin derdin ne kuzum?
Serás pílulas?