Kylie tradutor Português
364 parallel translation
Kylie, balıkları besle!
Kylie, dá de comer ao peixe!
"Evita" ya gitmek yerine burada yaygara koparıyorlar.
adaptada à voz da Kylie Minogue.
- Çok sağol Kylie.
- Muito obrigado, Kylie.
- Bırak, Kylie.
- Não lhe apontes o dedo, Kylie.
Kylie bizimle evlenen her erkek ölecek sanıyor.
A kyllie acha que o homem que casar connosco, morre.
Kylie neden birlikte seraya gitmiyoruz?
Kylie... ... e se fôssemos as duas à estufa?
Kylie, otobüsün gelmeden bahçedeki naneyi getir.
Kylie, vai lá colher a hortelã antes que venha o autocarro.
Kylie, beni dinle.
Ouve o que te vou dizer.
Binbaşı Vance. Kiley!
Major Vance Kylie..
Kiley!
Kylie...
Thompson olduğundan emindim. O, Stam, hatta Kiley Vance. Savaş yerlerine gidiyorlardı.
Era Thompson, de certeza, até Kylie Vance e outros iam para os postos de batalha.
Güzel, ya Kiley?
Ainda bem, e o que se passa com Kylie?
Siz Adolf Timothy Philip Hitler... Elizabeth Tily Brittany Spiels Windsor'u...
TU, Adolf Timothy Philip Hitler,... aceitas Elizabeth Kylie Britney Spears Windsor...
Merhaba, Kylie.
Olá, Kylie.
Kylie Rogers'ın partisine polisleri sen mi çağırmıştın?
Não foste tu que chamaste a polícia na festa do Carl Rogers?
Kylie?
Kylie?
İstersen uydur. Kylie, Chase ve ben babamın arabasını alıp Las Vegas'a gittik.
Conney, Chase e eu pegámos o carro do meu pai e fomos a Las Vegas.
Kylie, Chase gelin.
Heather, Chase!
Bill ve Stacy hariç ancak onlar Kylie'nın işyerinden arkadaşı.
Excepto o Bill e a Stacy, mas ele é colega do Kyle.
Bernie Kylie ofise gelin lütfen,
Bernie Kylie ao escritório.
Eğer bir şov kraliçesi elbise giyerse, Kylie Minogue oluverir.
Uma drag queen veste um vestido e parece a Kylie.
- Özür dilerim Kylie. Unutmuş olmalıyım.
Desculpa Kyle, devo ter-me esquecido.
İnek Kiley Wood tacımı takarsa diye seyretmek istiyorum.
Se a cabra da Kylie Wood ficar com a minha coroa, tenho de ver.
Kylie ile hâlâ birlikte olmamıştık ama dört haftalık ambargonun bittiğini hissediyordum.
A Kylie e eu ainda não tínhamos dormido juntos, mas eu tinha uma sensação de que o seu embargo sexual de quatro semanas estava prestes a acabar.
Bak, Kylie, sadece karın kaslarımla gurur duyuyorum ya da... kasımla.
Olha Kylie, eu apenas tenho um grande orgulho nos meus abdominais. Ou abdominal...
Kylie'la ilgili tüm detayları istiyorum.
- Conta-me como é que foi com a Kylie.
Küçük bir kuş, Kylie ile henüz yatmadığınızı söyledi diyelim.
- Vamos dizer que um pássaro me disse - que tu e a Kylie não dormiram juntos.
Kylie henüz seninle yatmadı, söylemeye çalıştığı şey sana özel olmak istemediği.
Ela ainda não dormiu contigo. Ela não quer entrar numa de exclusividade.
Molly ile çık, o buradayken eğlenin, ama o gidince Kylie'ye git ve özel bir ilişki istediğini söyle.
Sai com a Molly, passa um bom tempo enquanto ela está na cidade e assim que ela for embora, dizes à Kylie que queres uma relação a sério.
Merhaba, Kylie, günün nasıI geçiyor diye sormak için aramıştım.
Olá, Kylie, liguei apenas para saber como te está a correr o dia.
Bir şey yok, Kylie. "Çıplak Bedenden Akan Ter Damlaları" diye bir grup.
- Nada, Kylie. É uma banda nova que se chama Corpos Suados e Desnudos.
Bir hastanın, Kylie.
Um paciente, Kylie.
Kylie, aslında bu akşam olmaz.
Na verdade, Kylie, eu... esta noite não posso.
İşte o zaman Kylie'yi gördüm.
E foi quando vi a Kylie.
Hiç nefes eeee... darlığı çektiğin oluyor mu? Mesela Kylie'yi paylaştığınız daireye bırakırken?
Tens tido dificuldades respiratórias, por exemplo, quando estás a acompanhar a Kylie até ao apartamento que partilham?
Belki de ayaklarını sürüklemekten olmuştur. Haksız mıyım Kylie?
Talvez por arrastares os pés demasiadas vezes.
Kylie ile işler nasıl gidiyor?
Como vão as coisas com a Kylie?
Hey, Kylie, güve fıkrasını senin için yazdım.
Olá, Kylie, escrevi a anedota da traça para ti.
... Muhtemelen kapıp kapmadığını görmek için Kylie'ye de test yapmamız gerekiyor.
O melhor é fazer exames à Kylie para ver se ela também está infectada.
Ooh, bir de şu güzel piliç, Tamyra, Kylie'yle beraber çalışan barmen var.
Ou da Tamyra que trabalha no bar com a Kylie.
Stajyerlerin her işimi yapmasına izin verip orada otururken, başka paralel bir evrende J.D. ve Kylie'nin beraber olup olmadıklarını düşündüm. Glornak Yedi gezegeninde Hipokrat Yemini yok.
Enquanto estava sentado deixando que os internos fizessem o meu trabalho, estava a pensar se existiria um universo paralelo onde outro J.D. e Kylie poderiam estar juntos por não haver nenhum juramento de Hipócrates, no planeta Glornack 7.
Kylie!
Kylie!
Hey, Kylie, demek buradasın.
- Olá, Kylie, aí estás tu.
Dinle Kylie...
Ouve, Kylie...
Kylie sa-sana söylemek isterdim ama, biliyorsun kurallara aykırı.
Kylie, eu queria tanto dizer-te, mas, tu sabes, é contra as regras.
Kylie ile her şey harika gidiyordu, ama duygusal olarak bağlanmadan önce, benim için önemli bazı önemli soruların cevaplarını öğrenmem gerekiyordu.
As coisas com a Kylie estavam fantásticas mas antes de me envolver emocionalmente precisava de respostas para perguntas bastante importantes para mim.
Sanırım Kylie ile olan ilişkimizi kıskanmaya başlamıştı.
Eu acho que era por ela estar a sentir alguma competitividade romântica comigo e a Kylie.
Dylan Hunt'a güveniyoruz.
Kylie...
Özür dilerim Kylie.
Lamento, Kyle.
Kylie, özür dilerim.
Kylie, desculpa.
Kylie haklısın, bu kader, çünkü bu gece başka bir kızla çıkmıştım.
Tens razão, é destino.