English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ K ] / Köc

Köc tradutor Português

5,098 parallel translation
Has Koç'sun sen.
- És o Coach. - Pois.
- Koç'um ben.
Sou o Coach!
- Evet, Koç'sun. - Hiç şansı yok!
Sim, és o Coach.
O birinci kalite kalça bugün Koç'a binecek.
Aquele rabo de primeira classe vai sentar-se na executiva ( Coach ) esta noite.
Koç ve Cece konusunda tereddüt etmeye başladım.
Estou a ter dúvidas em relação ao Coach e à Cece.
Sence Koç ve Cece ne yapıyordur şu anda?
O que achas que o Coach e a Cece estão a fazer neste momento? - Não sei.
Koç bana yol gösterdi.
O Coach deu-me uma saída.
Koç iyi bir yıl geçirdi.
O Coach teve um bom ano, hoje.
Koç coşturuyor.
Estão a ligar ao Coach.
- Selam Koç.
- Olá, Treinador.
Koç, eski odama taşınmakta hiç zaman kaybetmemişsin bakıyorum da.
Treinador, vejo que não perdeste tempo a mudar-te para o meu quarto.
Koç'un beni çalıştırmasını çok isterdim ama dün sahada kendimi biraz zorladım.
Eu adoraria que ele me treinasse, mas ontem abusei no campo.
Koç'la spor yapıyoruz.
Estamos a treinar.
Kahretsin Koç!
Caramba, Treinador.
Koç.
Treinador.
Tamamdır. Koç sen harika birisin.
Treinador, tu és um bom tipo.
Koç, nasıl yapılacağını göstermek ister misin?
- Treinador, queres mostrar-me?
Doğru mu Koç?
É assim, Treinador?
- Anladın sen onu Koç. - Ne?
Sabes ao que me refiro, Treinador?
Av peşindeyiz. Şimdi kimmiş kadın Koç?
Quem é a mulher agora, Treinador?
Testislerim nerede şimdi Koç?
Onde estão agora os meus testículos, Treinador?
Ne var biliyor musun Koç? Davetiye gerçekten hoşuma gitmişti.
Eu gostei do convite, Treinador.
Koç, Şükran Günü ruhu adına sana Cece hakkında birkaç tavsiye vereyim diye düşündüm.
Treinador, imbuído do espírito do Dia de Ação de Graças pensei dar-te uns conselhos sobre a Cece.
Koç, senin için her şey kolay oldu.
As coisas sempre foram fáceis para ti.
Koç, birinci kalede hiç oynamadım.
Treinador, nunca joguei na primeira base.
Sonra ne olacak, koç?
E o que acontece, nessa altura, treinadora?
Lütfen içeri gel koç.
Por favor venha, treinador.
Hey hey, koç!
Treinador?
- İyi misin koç?
- Treinador, está bem?
John veya Koç da olur.
Ou "John" ou "Treinador".
- Merhaba koç. - Mark içeride mi?
- Olá, Treinador.
- Burada koç.
- Estou aqui, Treinador.
Bir koç olarak, sporda şampiyon hayatta kazanan olmanızı istiyorum.
Como treinador, quero que sejam campeões no desporto e vencedores na vida.
Koç du Pont vizyon sahibidir.
O treinador du Pont tem uma visão.
Bu programın finansına ek olarak Koç du Pont USA Güreş'e her yıl 500 bin dolar bağış yapmaya hazır.
Além de financiar este programa, o treinador Du Pont fará um donativo á U.S.A. Wrestling de quinhentos mil dólares por ano.
Koç, babadır.
Um treinador é um pai.
Koç, akıl hocasıdır.
Um treinador é um mentor.
Koç, atletin hayatını etkileyen muazzam bir güce sahiptir.
Um treinador tem grande poder... e muita importância na vida dum atleta.
BYU'daki Koç Beacham'ı aradım.
Liguei ao Treinador Beacham na BYU.
Bir koç olarak biraz onun felsefesinden konuşalım.
Vamos falar da filosofia dele como treinador.
John'un bir koç olarak felsefesi güreşçileri serbest bırakarak...
Bem, a filosofia do John como treinador é deixar os lutadores...
Hangi spor olursa olsun her atletin bünyeye ve istikamete ihtiyacı vardır ve bunu bir koç sunabilir.
Todos os atletas, não importa o desporto, precisam duma estrutura, de direcção, e isso é algo que um Treinador pode oferecer.
Bir koç olarak genç atletlerin sadece bünye olarak değil zihin olarak da gelişmesini umut ederim.
Como Treinador, eu espero desenvolver jovens atletas, não apenas no corpo, mas na mente.
Koç, atletlerin başarılı olmasına yardım etmek için muvaffak olmaları gereken her konuda orada olandır.
O Treinador está presente para ajudar os atletas a terem sucesso em todas as formas que possam ser bem sucedidos.
Koç bunu yaparak bir şampiyon yaratabilecektir.
E, ao fazer isso, esse Treinador é capaz de criar um campeão.
Eldivenini öne getir. Psikolojide yüksek lisans. Otuz yıl boyunca büyük liglerde oyuncu ve koç.
Doutorado em Psicologia, 30 anos em equipas, jogador e treinador.
Koç?
- Treinador?
Ben yazılmak istiyorum koç.
- Eu quero inscrever-me, Treinador.
- Ben mi? - Evet. Koç olmak mı istiyorsun?
- Querias ser treinador.
Koş, koç, Frankie, kaç!
Vai! Vai! Frankie, vai!
Ama onlarla uyanıp, onlarla yiyip içip, bütün gün onlarla takılırsanız o zaman o ilişki koç ve atlet ilişkisi olmaktan çıkar. Dost olursunuz, hatta kardeş olursunuz. Çünkü çok uzun vakit geçirmişsinizdir.
Mas, quando acordamos com eles, comemos com eles e passamos o dia todo com eles, a relação deixa de ser entre treinador e atleta e passa a ser de amigos, quase irmãos, pois passamos imenso tempo juntos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]