Köpeğim tradutor Português
1,349 parallel translation
Köpeğim senin yüzünden neredeyse ölüyordu.
O meu cão quase morreu por tua causa.
Ben çok aç bir köpeğim.
Sou um cão faminto.
Hey, ben bir köpeğim adamım.
- Eu cá sou cão, pá.
- Benim köpeğim var.
- Eu tenho um cão.
- Kaba olmanız gerekmez. - Evet, benim köpeğim.
É meu, sim, não precisa de falar assim.
En son olarak da Shetland çoban köpeği geliyor. Köpeğim de bu cins.
Finalmente, temos o Shetland Sheepdog.
- Köpeğim. Büyüyünce kendime alacağım köpek.
O cão que eu vou ter quando for grande.
Kamyonumun arkasına binen, frizbi oynayan, ve nereye gidersem benimle gelen köpeğim.
Aquele que eu trago na minha carrinha, joga "Frisbee" e vai para onde eu vou.
- Benim köpeğim yok.
- Não tenho cão.
- Büyüyünce köpeğim olmayacak mı?
Vou crescer sem ter um cão? Exactamente.
- Bu doğru. - Neden bir köpeğim yok?
- Por que não tenho cão?
Yani, 40 yaşındayım, evlenmedim... pilot değilim, ve bir köpeğim yok öyle mi?
Tenho 40 anos, não sou casado, não piloto jactos, nem tenho cão?
Köpeğim de öyle.
E o cão também.
Benim köpeğim.
É meu.
Benim köpeğim değil.
O cão não é meu.
15 yatırıyor musun? Köpeğim seninkilerin hepsini haklar.
Ele é melhor que qualquer dos seus.
Benim köpeğim sayesinde zengin olduğunu duydum.
Soube que você está ficando rico com o meu cachorro.
Yeller benim köpeğim.
Yeller é o meu cão.
Benim de ölen bir köpeğim vardı.
Já tive um cão que morreu.
Köpeğim öldüğünden beri her şeyi yapmama izin veriyorlar.
Desde que o meu cão morreu, deixam-me fazer tudo.
Köpeğim sana taktı.
O meu cão anda obcecado contigo.
- Benim küçük köpeğim nereye kayboldu?
- Onde se meteu o meu cãozinho?
Köpeğim... Araba çarptı....
O meu cão foi carro, atingido por um carro.
Hayır, yaşlı eski köpeğim Daisy.
Não. A minha antiga cadela, Daisy.
- O süs köpeğim değil Robert.
Ele não é o meu cachorrinho, Robert.
Köpeğim beni en çok ne zaman sevindiriyor biliyor musun?
Sabes quando é que gosto mais do meu cão?
"Benim köpeğim değil." Anladım.
"O cão não é meu." Certo.
- Bir zamanlar Amanda diye bir köpeğim vardı.
- Eu tive uma cadela selvagem chamada Amanda.
Köpeğim Richard kaçtı.
O meu cão Richard soltou-se,
İşte, benim köpeğim!
É cá dos meus!
Tahmin etmedinizse söyleyeyim, ben bir köpeğim ve sahibim bu.
Sou um cão, caso não tenham adivinhado e pertenço a este homem.
Sonra yürümeyi sürdürüyoruz, köpeğim bana doğru koşuyor...
E continuámos a andar, e o meu cão veio a correr ter comigo.
Köpeğim 10 yıldır ölüydü.
Como o meu cão, morto há mais de dez anos.
Köpeğim nerede? Köpeğimi gören oldu mu?
A minha cadela, alguém a viu?
- Köpeğim orada mı?
- Têm aí o meu cão?
Sonra bir köpeğim oldu.
Depois arranjei um cão.
Benim köpeğim değildi.
O cão não era propriamente meu.
Bana köpeğim Callie'yi hatırlattı.
Fez-me lembrar o meu cão, Callie.
O zaman iyi ki yabani bir köpeğim.
Ainda bem que sou um cão vadio.
Artık ne yapacağımı söyleyemezsiniz çünkü ben yabani bir köpeğim!
Já não mandam em mim!
Köpeğim!
O meu cão!
- O benim köpeğim.
- É o meu cão.
- Söylemiyorum. Bu benim köpeğim, Spot.
Não estou a mentir.
Aslında benim köpeğim değil.
desculpe. Este cão não é mesmo meu.
Köpeğim... Sizin arabanızın altında.
O meu cão... está debaixo do seu carro.
Ya benim harika köpeğim Goddard?
Então e o meu fabuloso cão. Goddard?
Sadece ben ve köpeğim.
Só eu e o cão.
Evet, ben bir köpeğim.
Sim, sou um cão.
O benim köpeğim.
Aquele é o meu cão.
Benim köpeğim!
É meu!
Şey, küçük bir kızken Puff adında küçük bir köpeğim vardı.
Eu tinha um cachorrinho mestiço que se chamava Puff.