Kürek tradutor Português
1,516 parallel translation
- Kürek çekmekten hoşlandım.
- Gosto de remar.
Kürek çekeceğimizi sanıyordum.
Pensava que íamos... remar.
Kürek çek!
Remem.
İkinci ve şampiyonu ayırmak için Baker ve Murtaugh aileleri kürek yarışı yapacaklar parkın sonuna kadar gidiş-dönüş.
E para determinar o segundo lugar e o nosso campeão, os Bakers e os Murtaughs vão ter uma corrida de canoa. Daqui até ao fim do parque e de volta.
Şimdi kürek çek.
Agora, rema.
Kürek gibi bir alet lazım.
Vais precisar de um objecto que te ajude a escavar.
Diğer herkes kürek kapsın.
Todos os outros peguem numa pá.
Bir kürek lazım, burayı kazıyor.
- Preciso de uma pá.
Tamam. Bir kürek alabilir miyim?
Uma pá.
Kökler kürek gibi, bu tür kıllar köpeklere aittir. Kurbandakiler bir golden retriever türü köpeğin kılları.
A raiz em forma de pá indica que é de um canino, e o padrão da escama coincide com o do pêlo de um golden retriever.
Kürek var, tabutun altındaymış.
Está aqui uma pá. Estava debaixo do caixão.
Mermiyi kürek kemiğinden çıkardım.
- A bala foi retirada da omoplata.
Karnında kürek.
Uma pá na barriga.
Alet çantanda kürek var mı?
tens uma pá na tua mala?
Boşa kürek çekiyorsun.
Mas não tens a certeza.
Bana mı? Evet, yıllar boyu sana bir kaltak gibi davrandım, ve.. sen buradasın, küllerini dağıtmak için kürek çekiyorsun.
Sim, eu tenho sido uma cabra para ti ao longo destes anos, e... aqui estás tu, ajudando-me a despejar as cinzas dela.
Bir kürek al ve kazmaya başla.
Pega numa pá e começa a cavar.
Akıntıya kürek çekmek olur.
Vamos ter de trabalhar sem rede.
- Kürek çekme aleti yine bozuk. -.
A máquina de remos avariou-se outra vez.
Ve ona bir kaç kürek getirmesini söyle, efendim.
- Sim, senhor.
Bay Savrinn, o kurşun'teres majör'kasınızı parçaladı, kürek kemiğinizin, yanal boşluğunu parçaladı ve kolunuzun dönmesini engelliyor.
Sr. Savrinn, aquela bala perfurou o seu ligamento redondo maior, e rasgou a margem lateral da sua escápula, deixando-o sem rotação medial do braço.
Birçok kişiye göre, bunlar akıntıya karşı kürek çekmek.
Para a maioria, estamos a bater-nos por uma causa perdida.
Lütfen, bir kürek al ve kazmaya başla.
Por favor, pega numa pá e começa a cavar.
Çekiç veya kürek gibi, ama daha karmaşık.
Como um martelo ou uma pá, mas mais complicado.
Sadece kürek çekiyordum. Hatırladığım son şey- -
Estava a pagueiar, a quando dei por ela...
Bahçedeki baraka, kürek, kireç torbası.
Barraca. Pá. Saco de cal.
Bir keresinde bir ayıyı kürek kemiklerinin arasından vurdum. Browning BLR.308 tüfeğimle.
Uma vez, alvejei um urso entre as omoplatas com a minha Browning BLR.308.
"Ellerinde kürek olan insanların, dövülerek zorla buraya getirildiğini gördüğümüzde..." "... aramızdaki küçük çocuklar bile o küreklerin sebebini anlamıştı. "
Quando vimos pessoas a serem alvejadas e esquartejadas com espadas, até crianças pequenas, apercebemo-nos da razão de terem espadas -
Bir yıldan beri kadırgada kürek çekiyor.
Está há um ano na prisão.
İğne kürek kemiğinin altından saplanmış. Omuriliği besleyen damarlara girmiş.
A agulha entrou pelo ombro esquerdo, atingindo o sistema capilar vertebral.
Sen sadece boşa kürek sallıyorsun.
Agora estás a ser como um cavalo morto.
- Kürek gibi salaksın, biliyor musun?
- És burro que nem uma porta não és?
Hayır, ben sadece kürek arıyorum.
Não estamos a procura de uma pá.
Benim kürek kötü, eğrilmiş.
Esta pá não presta. Não dá para cavar.
Bazen akıntıya karşı kürek çektiğimizi düşünüyorum.
Às vezes, penso que estamos apenas a roçar a superfcie de um oceano.
Sana söylüyorum, akıntıya kürek çekiyoruz.
Estamos numa busca inútil. Acredita.
- Bilirsin işte, kürek çekmek gibi.
Tu sabes, como "Row Your Boat"? .
"Kuklayla pazarlık eden boşa kürek çeker."
Aquele que negocia com homens sem caráter... negocia com ninguém.
Müvekkilimin önceden de belirttiği gibi, kendisi piyonlarla pazarlık yaparak boşa kürek çekeceğini biliyor.
Tendo lido a nossa saga, meu cliente sabe... que quem negocia com homens sem importância... negocia com ninguém.
Doğru çeviri şu şekilde olmalı... Yetkisi olmayan bir adamla pazarlık yapan adam aslında boşa kürek çekiyordur.
A tradução certa seria... que quem negocia com alguém não autorizado... negocia com ninguém.
Akıntıya kürek çekme, hayır, hayır
Não interfiras na fluidez, não, não
Kral'ın yanındaki yerleri satın alan zengin, genç salakları izledim. Ben o pisliklere, kürek atar ve yay çekerken,
Vi jovens ricos, idiotas, comprarem patentes militares enquanto eu tive que me curvar perante aqueles estupores.
Haydi, kürek alıp onu gömelim.
Vamos buscar umas pás e enterrá-lo.
Ama şimdilerde kürek gibi araçlar bile farklı!
Mas até ferramentas como as pás são hoje diferentes.
Kürek, eskiden böyleydi.
Uma pá costumava ser assim.
Elindeki toprağı analiz etmemiz gerekiyor, bunu kürek ve kalıntılardakilerle karşılaştırmamız lazım.
Devíamos analisar a terra nas mãos dele e e compará-la à terra do restos mortais.
Kürek çekin.
Rema.
Kürek çek.
Rema.
Sol kürek kemiğinin altında delinme yaraları var.
Eu tenho duas feridas penetrantes abaixo da omoplata esquerda.
Orda bir yerde kürek olacak.
Deve haver uma pá por aqui.
Bir de kazma ve kürek.
- E uma picareta e uma pá.