Kıra tradutor Português
1,323 parallel translation
Gözaltına azıcık sür, Miss Amerika gibi hıçkıra hıçkıra ağlarsın.
Põe debaixo dos olhos e choras como a Miss América.
Kapınızı kıra bilirim.
Posso arrombar a porta.
Gerçekten öyle Isabel kıra gittiğinde lojistik kabuslarla karşı karşıya kalıyorsun.
Realmente é, Isabel, mas quando vamos para o campo, abrem-se as portas a um bando de pesadelos de logística.
O ve bilirsiniz işte... onun yanısıra birkaç yastık ve sahte bir köpek boku ile birlikte.
junto com umas almofadas de peido e uma falsa merda de cachorro.
Balık tutmanın yanı sıra köpekler de ailem için hep önemli olmuştur.
Ainda para mais na pesca os cães foram sempre algo importante na minha familia.
Bir balık malzemesi dükkanının ve köpek yarışmalarına katılmanın yanı sıra başka şeyler de yapabileceğimi fark ettim.
E dei-me conta que tinha muito para oferecer para além de ter uma loja de pesca, e as exposições de cães.
Bunun yanı sıra buraya da baktık.
E procurámos ali também.
Şimdi sıra büyük sınava gelmişti. Hepimiz bir araya toplandık.
" E agora será o maior teste. : fomos todos convocados para um encontro,
Artık sıra Tokugava'ya geldi.
Agora será o Tokugawa a sofrer agonia e tormento.
Burada balık avlıyorlardı, ancak, burası Cehennem Akvaryumu'ydu. ara sıra da balık onları avlardı.
Eles apanham peixe nestes águas, mas este é o Aquário do Inferno, por isso ocasionalmente são os peixes que os apanham.
Tecrübelerime dayanarak söylüyorum, Asyalı bir kadının çocuğunu evlatlık vermesi çok sıra dışı.
Acho que é muito invulgar uma mulher de ascendência asiática dar um filho para a adopção.
Babam çocukken ara sıra beni buraya balık avlamaya getirirdi.
Meu pai me trazia aqui para pescar na infância.
2 yıllık sıra var.
Há uma lista de espera de dois anos.
Şey, eğer kadınlara aşık olacaksan ara sıra alevlenerek ortaya çıkan katliama hazırlıklı olmalısın.
Bem, se você vai amar uma mulher, você tem que esperar o ocasional fora.
Artık sıra sende mi?
Tem que ver com esta última ronda?
Artık sıra bizimkilerde.
Mãos à obra, bodes.
Bu yüzden bu zavallı kız anısına bütün ormanı Lisa Simpson hatıra ormanına çeviriyorum.
E em memória daquela pobre menina, vou transformar esta floresta na Reserva Selvagem Lisa Simpson.
Artık sıra bende.
Agora, é a minha vez.
Ama Tok'ra'nın çoğunluğu yaklaşık 2000 yıl önce Goa'uld'un gen havuzundan ayrılmış.
Mas a maioria dos Tok'ra saíram da árvore genealógica dos Goa'uid há mais de dois mil anos.
Jaffalara, ortak yaşamları ile iletişim kurmalarını öğretsen bile, Tok'ra konukçu bulma sıkıntısı çeker.
Mesmo se conseguires treinar um grande número de Jaffa para comunicar com os simbiotes deles, os Tok'ra têm muita dificuldade em encontrar hospedeiros.
Tok'ra bunun, mayının nasıl çalıştığını anlatan Tobin kılavuzu olduğuna inanıyor.
Os Tok'ra têm o manual Tobin para o funcionamento das minas.
Geçen sefer bu iş için gönderilen Tok'ra'dan bir daha haber alamadık.
A última vez que enviamos um Tok'ra para fazer isto, nunca mais soubemos nada dele.
Tok'ra'nın beni kızdırmaya başladığı bir gerçek General.
Para ser sincero, os Tok'ra já me estão a irritar.
Artık, benim adamlarımın hayatlarının Tok'ra için öncelikli olduğuna emin değilim.
Neste momento, não acredito que os Tok'ra estejam preocupados com a segurança dos meus homens.
Tok'ra dan gelen bilgilere göre gezegendeki geçit çok sıkı korunuyor.
Segundo as informações dos Tok'ra, o portal daquele planeta está fortemente vigiado.
Tok'ra'dan haber aldık. 3 aydan fazladır bizimle iletişim kurmaya çalışıyorlarmış.
Recebemos uma mensagem dos Tok'ra. Parece que tentaram contactar-nos durante mais de três meses.
Evet, hani kızların arasıra giydiği şey.
Sim. Às vezes, as raparigas usam-nos.
Diğer küçük kızlar gibi, o da babasının arasıra kendisine sarılmasını isterdi.
"Como toda criança, gostaria que seu" "pai a abraçasse de vez em quando."
Çocuklar için, Kısa Saç veya Heinie, Sarmaşık, Asker Tıraşı, Subay Tıraşı, Çocuk Tıraşı ve ara sıra da Yönetici Tıraşı...
Para os miúdos há a carecada, o espigado... o quadrado, o encaracolado... o militar, o vanguardista... à menino bem comportado, e ocasionalmente, à executivo.
Şimdi sıra sende, yoksa 10 numara botum kıçına girecek.
Se não retribuíres, levas com a minha bota pelo cu acima.
Bir anlık bir hatıra... Anneme ömrü boyunca yeter.
Só por essa recordação... desse momento... a mãe poderá viver, toda a vida dela...
Artık sıra bende.
Y ahora es trabajo mio, verdad?
Ara sıra verilen molalarda dondurucu karla karışık yağmurun altında, günlük 19 saatlik çalışma sonrasında evet, her zaman hasta oluyorlar, Pig Pen.
Na sua pausa ocasional... na sua 1 9-horas de trabalho por dia no mar gelado... sim, eles são corridos a toda a hora, Pig Pen.
Hırsız, milyonlarca dolarlık mücevherin yanı sıra, çok büyük miktardaki nakit parayı da çaldı.
Para além de mais de um milhão de dólares em jóias, o ladrão fugiu com uma larga quantia de dinheiro.
Tamam. Ve artık sıra hindiye geldi.
Agora está na hora do peru.
Ara sıra, Bay D askerleri topluyor küçük bir "ayar partisi" diyoruz buna kısaca ve günümüzü gün ediyoruz.
De vez em quando Mr.D. reúne as tropas para uma festa que gostamos de chamar de "ajuste de contas" e temos um inferno de bom tempo...
O sıra NYU'da okuyordum, ama filmi izlediğim arkadaşlarımın bir kısmı bir Cizvit kolejinde idi, diğerleri sokak çocuğuydu.
Eu estudava na NYU, na altura, mas alguns dos amigos com quem vi o filme estudavam numa Universidade jesuíta chamada Fordham, outros não estudavam.
d Sonsuza kadar süreceğine söz veremem d Ama bebeğim deneyeceğim d Bu gece d Aşık olmaya hazırım
Não juro que para sempre Mas juro que vou tentar Estou pronto para cair Pronto p'ra m'apaixonar
d Ve şimdi d Seninle yüz yüzeyiz d Söylemem gereken bir şey var d Bu gece aşık olmaya hazırım d Kalbimi sonuna kadar açmaya d Sonsuza kadar süreceğine söz veremem d Ama bebeğim deneyeceğim d Evet bu gece d Aşık olmaya hazırım
E agora que aqui estamos Um â frente do outro Uma coisa eu preciso dizer, Que estou pronto P'ra hoje m'apaixonar
Ama gerçekten çok sıra dışı bir kız olmalı.
Mas, sabes, ela deve ter sido uma rapariga extraordinária.
Marshall, artık sıra sende.
- Marshal, diz-nos o que tens. - Obrigado.
Sessizce fotoğraf çekmelerinin yanı sıra, telefoto lensleri de var. Çok şık bir gözlüktür.
Não só tiram fotografias silenciosamente e têm lentes de foto portáteis, como... são super pirosos.
- Bunun yanı sıra biz... - Bir solucan deliğinde ışık hızında ilerliyoruz?
Atravessamos o espaço em uma fenda espacial?
- Panayıra gidemez miyiz artık?
- Vamos à feira?
Artık sıra bende.
E a minha vez.
Teşhis becerinin yanısıra artık akıl da okuyorsun.
Para além de fazeres diagnósticos, sabes ler mentes.
Sen sıranı savdın, artık sıra bizde.
Teve sua hipótese. Agora é nossa vez.
Bu evlilik benim için iki kat önem taşıyor çünkü damadın en yakın arkadaşım olmasının yanısıra gelin de kız kardeşim.
Este casamento é duplamente especial para mim, não só por o noivo ser o meu melhor amigo, mas também por a noiva ser a minha irmãzinha.
YönetmeliĞi biliyorsunuz... en yakın çıkış kapısına sessizce ve sıra halinde gidin.
Já sabem os procedimentos. Vão para a saída mais próxima de forma calma e ordeira.
Benimle birlikte kıra geliyorsun.
Vais comigo ao campo.
David artık baban olmadığından ara sıra benimle kiliseye gelmeni istiyorum.
David, gostava que de vez em quando viesses comigo à igreja, agora que o teu pai morreu.