Laertes tradutor Português
111 parallel translation
Laertes, gel şimdi bakalım. Ne var? Bir dileğin varmış bizden.
E agora, Laertes, o que tendes a dizer-me?
Nedir istediğin Laertes? Rica minnete gerek yok, isteğini olmuş bil şimdiden.
O que me pedireis, decerto eu estarei pronto a conceder.
- Söyle, nedir dileğin Laertes?
Que pretendeis, Laertes?
Güle güle git Laertes, gününü gün et.
Escolhei a hora, Laertes.
Hâlâ burada mısın, Laertes?
Ainda aqui, Laertes?
Dinle Laertes, eğer sevgili babanın ölümündeki gerçeği arıyorsan, dost, düşman dinlemeden, bu işte kazanan kim, kaybeden kim demeden gözü kapalı saldırmak mı senin öç alma yolun?
Laertes, se desejas saber a verdade sobre a morte de teu pai, será que deverás arrastar na tua vingança amigos e inimigos?
Hadisene, göster ne yapabileceksen.
- É um louco, Laertes. Vamos, mostra-me do que és capaz.
Laertes, bırak acını paylaşalım seninle, yoksa hakkımı yemiş olursun.
Laertes, devo partilhar a tua dor. Não me negues esse direito.
Laertes, babanı gerçekten seviyor muydun?
Laertes, amavas o teu pai?
Ama sevgili Horatio, bil ki çok üzgünüm, Laertes'e karşı aşırı gittiğime çünkü kendi derdimin aynasında onun da çektiği acıyı görüyorum.
Estou desolado de ter perdido a cabeça com Laertes. Porque na imagem da minha causa eu vejo o retrato da sua.
Kusursuz bir kişizade gerçekten üstün değerleri saymakla bitmez, konuşmaları öyle tatlı, davranışları öyle kibar ki doğrusu.
Laertes regressou de novo à corte, é um perfeito cortesão, cheio de aptidões, delicado trato e melhor aparência.
- Laertes'in mi?
- Laertes?
İyi biliyorsunuz, Laertes'in ne kadar değerli olduğunu.
Não ignorais a sua superioridade.
Kral bahse girdi, efendimiz, Laertes'le siz karşılaşırsanız, on iki kapışmada sizden ancak üç puan fazla alabilir diye.
Adiante. O rei disse que, em doze assaltos não vos tocará mais de três vezes.
Kılıçlar gelsin, o yiğit de peki desin kral caymazsa beni tutmaktan, onun için kazanmaya çalışırım gücüm yeterse.
Se Laertes o deseja e o rei mantém a aposta, farei o possível para que a gane.
Hamlet miydi Laertes'e haksızlık eden?
Será que Hamlet ofendeu Laertes?
Hamlet çıkar da Hamlet olmaktan, Laertes'i kırarsa kendinde değilken, Hamlet değildir bunu yapan, inkar ediyor bunu Hamlet.
Se Hamlet, fora de si, ultrajou Laertes, quando não era ele, não foi então ele, Hamlet nega-o.
- Siz hiç almasanız da olur, Laertes.
Vamos. Serei o vosso florete, Laertes.
İkinizi de gördüm, ama Laertes bir hayli ilerletmiş işi, onun için 3 puan bağışladı bize.
Não receio, já os vi a ambos. Mas como ele se aperfeiçoou, vemos vantagem.
Gelelim üçüncüye, Laertes. Ama bırakın şakayı, gösterin artık kendinizi.
Vamos ao terceiro, Laertes, não brinqueis.
- Ne oldu, Laertes?
Como estais, Laertes?
Ee, Laertes, Sende ne haberler var?
Laertes, que há com você?
Bir isteğim olacak diyordun. Neymiş, Laertes?
Que petição mencionaste?
Gençliğinin tadını çıkar, Laertes.
Quando te agradar, Laertes.
hala burda mısın, Laertes?
Ainda aqui, Laertes?
- Sakin olun Lord Laertes.
- Espere, meu Sr. Laertes!
Sakin ol Laertes!
- Calma, Laertes!
İyi Laertes... Sevgili babanla ilgili gerçeği bilmek istiyorsun... ama intikam defterinde nediyor... Dost düşman hiçbirini gözetme mi diyor?
Bom, Laertes... se desejas conhecer a verdade sobre a morte do seu caro pai... na sua vingança não distinguirás o inimigo do amigo?
Laertes, Baban sana karşı iyi miydi?
Laertes... gostava de seu pai?
Babanı sevmediğini sandığımdan değil, Ama Laertes... Bilirim ki bazı şeyler sizde kalabilir... Babanın oğlu olduğunu göstermek için ne yapardın?
- Não que pense o contrário... mas Laertes... que farias para te mostrares digno de seu pai com atos... mais do que com palavras?
Laertes, İnanım tam bir beyefendi.
Laertes é um gentil-homem.
Sorun nedir, Laertes?
O que há, Laertes?
Ağırdan alıyorsun, Laertes. gücünü kullan.
Em guarda para o terceiro, Laertes.
Laertes, gel şimdi bakalım. Ne var?
E tu, Laertes, que novas nos trazes?
Nedir Laertes? Danimarka kralından haklı bir talepte bulunacak olup da sessiz kalmak olmaz.
Quem fala com razão a um dinamarquês sempre é ouvido.
Güle güle Laertes, gününü gün et. Gönlünce tadını çıkar gençliğin.
Escolhe tua hora, Laertes, que o tempo seja teu... emprega-o como quiseres.
- Hâlâ burada mısın, Laertes?
- Vem, Laertes! Aí vem papai.
Taşan denizler bile daha çabuk dolduramaz ovayı genç Laertes ve arkadaşlarından daha önce. Böylesine devirip geçemez ordularınızı...
O oceano, transpondo suas margens, não avança, mais... que o jovem Lartes, que agora invade vosso castelo!
Herkes unutmuş geçmişi, gelenekleri her deyimi onaylayan destekleyen töreleri "Biz seçtik! Laertes kral olacak." diyorlar.
E, como na origem do mundo... esquecendo a História e os costumes, a ele obedece... gritando : " Nós te escolhemos!
Şapkalar, eller, diller yırtıyor havayı.
Laertes será rei! " Gorros, mãos e línguas proclamam para o céu...
" Laertes kral olacak.
" Laertes será rei!
Soğukkanlı ol, Laertes.
- Acalma-te, bom Laertes!
Nedir seni böyle ayıklandıran, Laertes, dünyaları yıkarcasına?
Qual é a causa dessa tua rebelião gigante, Laertes?
Söyle Laertes, nedir çileden çıkaran seni?
Por que estás exaltado, Laertes?
Dinle Laertes. Eğer sevgili babanın ölümündeki gerçeği arıyorsan dost, düşman dinlemeden, bu işte kazanan kim, kaybeden kim demeden gözü kapalı saldırmak mı öç alman? - Düşmanlarıma saldırmak.
Laertes, para saber a verdade sobre a morte de teu pai... varrerás com tua vingança amigos e inimigos vencedores e vencidos?
Nedir Laertes?
Falastes duma petição, qual é?
- Bu Laertes, soylu bir gençtir. Dinle.
É o jovem nobre Laertes, vejam!
- Sen ne yapabilirsin onun için? - Bırak şu deliyi, Laertes.
- Que farias por ela?
Efendimiz, soylu Laertes saraya geldi bu yakında.
Senhor!
Söyle nedir dileğin, Laertes?
- O que desejas, Laertes?
Laertes kral. "
Laertes, rei! "