Lafitte tradutor Português
56 parallel translation
Bir şişe Chateau Lafitte 37. Savaştan sonraya vermeyi düşündüğüm fakat o kadar iyi gidiyorsunuz ki şimdi de versem olur diye düşündüğüm nadir kaliteli purolar.
Uma garrafa de Château Laffite, de 37 alguns charutos que guardei para depois da guerra, mas como vos está a correr tão bem, mais vale fumá-los agora.
Tanrım, burada oturup, bu şarabı içmek ve soslu fileminyonları yemek yerine keşke onların yanında olup, mermileri savuştursaydım.
Meu Deus, quem me dera estar lá com eles, a desviar-me das balas, em vez de ter de estar aqui sentado a beber este Chateau Lafitte e a comer estes fillet mignons com molho bernaise.
Lanet olası şarap.
Maldito seja este Chateau Lafitte.
Hayır, bunu söyleyen Lafitte'ti.
- Oh, é o Lafite a falar.
Beni yarı yolda bırakma Lafitte!
Lafite, não me falhes agora!
- Lafitte Rothschild'78.
- Lafite Rotchschild 78.
Lafitte'min içine sirke katıyorum.
Que estás a fazer? Meto vinagre no meu Château Lafite.
İşçilerden biri! Lafitte!
Um dos operários... o Lafitte!
Lafitte'i ve at arabasını duydun mu?
Soube do Lafitte e da carroça?
Hepimizin sorunları var, Lafitte.
- Já todos tivemos problemas, Lafitte,
Bu sefer arabanın altında kalan benim, Lafitte.
Agora fui eu apanhado debaixo da carroça, Lafitte.
- Dünya asla değişmez, Lafitte.
- O mundo nunca muda, Lafitte.
Hakkında fazla şey öğrenemedim, sadece adını öğrenebildim.
Só consegui saber o nome dele : Lafitte.
Lafitte. Tanıyor musunuz?
Conhece-o?
Senin anlattıklarına göre Lafitte saygın ve varlıklı biri.
Pelo que disseste, o Sr. Lafitte é respeitável e abastado.
Bir Lafitte tanıyordum.
Eu conheci um Lafitte?
Lafitte, yufka yürekli beyefendi. Geçmişi hakkında bir şey buldun mu?
- Lafitte, o cavalheiro de bom coração, descobriste alguma coisa sobre o passado dele?
10 yıl öncesine kadar kızı Cosette'le orada yaşamışlar.
Lafitte e a sua filha, Cosette, viveram lá até há 10 anos.
Bir şişe de 82 mahsulü Bordo şarabı.
Para acompanhar, uma garrafa de Lafitte de 82.
- Marine Lafitte?
Marine Lafitte?
Bir kasa daha Şato Lafite getirmeyi unutma. - Evet, efendim.
E vamos precisar de outra caixa de Château Lafitte.
Lafitte, neden bunu ben düşünemedim?
Lafitte, porque não pensei nisto?
Bu Pride. Lafitte'nin gemisi.
É o "Orgulho" É o barco de Lafitte.
Jean Lafitte 19.yüzyılda bir korsandı, o... Flynn...
Jean Lafitte era um pirata do sec XIX.
- Yani korsan Lafitte'yi tanıyordun?
Então tu conheceste o pirata Lafitte?
Lafitte-Rothschild'87.
Lafitte-Rothschild, 1987.
Château Lafitte...
Château Lafitte...
Bu, Lafitte Toplu Konut Projesi.
Este é o projecto residencial Lafitte.
Kurul toplantısından hemen sonra, Lafitte Toplu Konut Kompleksinde yapılacak olan kurdele kesme töreninde lütfen bize katılın.
Por favor juntem-se a nós no complexo social Lafitte para uma cerimónia de corte de fitas imediatamente a seguir ao plenário.
... müteahhitler, onunla birlikte Lafitte Toplu Konut Projesi'nin kurdele kesme törenine katıldılar.
- Depois de dar música ao mayor, estes fornecedores seguiram-o a uma improvisada inauguração no Projecto de Habitação Lafitte.
Bir şişe, 1802 Latifte.
uma garrafa de Lafitte, 1802.
Evde bir çocuk bakıcımızın olması hariç tam burada, Lafitte Otelde.
Aqui mesmo no Hotel Lafitte excepto que teremos um baby-sitter em casa.
Lafitte Oteline git orada beni bekle.
Vai para o Hotel Lafitte, e espera lá por mim.
O basit Alpha kızlarından Lafitte Kupası'nı geri almakta dahil.
Incluindo vencer a Taça Lafitte de volta para essas miúdas Alpha's.
Lafitte bebekleri geldi!
As bonecas Lafitte chegaram!
Lafitte Kupası'nı kazanacağız, söz veriyorum.
Vamos ganhar a Taça Lafitte, prometo.
Yeni olduğunu ve arkadaş edinmeye çalıştığını anlıyorum...,... ama gerçek dünyada erkek arkadaşlar ve Lafitte bebeklerinden çok daha önemli şeyler oluyor.
Sei que és nova e estás a tentar fazer novas amigas, mas existem problemas no mundo real que são muito maiores do que namorados idiotas ou bonecas Lafitte.
Büyükelçi ve eşi Chateau Lafitte istedi.
O Embaixador e a Senhora escolheram o Chateau Lafitte.
Regazzoni'nin Ferrasi'si ve Jacques Lafitte'nin Ligier'i önde.
- Vá lá! O Ferrari de Regazzoni e o Ligier de Jacques Lafitte passam à frente.
Hunt mavi Ligier'i kullanan Jacques Lafitte'nin arkasında.
Hunt está na traseira de Jacques Lafitte no Ligier azul.
- Pekâlâ. Şimdi, McLane'in cesedinin bulunduğu Lafitte'deymişsin gibi düşün.
Agora imagina-te em Lafitte, onde encontraram o corpo do MClane.
- Cesedi kim bulmuş? Lafitte Parkı'nda bataklık tur şirketi işleten yaşlı Maurice.
O velho Maurice ali, faz passeios no pântano no Lafitte Park.
- Olur.Sorun değil. Lafitte Gazetesinde muhabirim.
Sou repórter da Lafitte Gazette.
Oteller, restaurantlar Lafitte deki ikinci el araba satıcıları bile.
Hotéis, restaurantes, até um vendedor de carros usados, em Lafitte.
- Gerçek adı, Peg Baily Lafitteden. Ve şunu dinle, eski sevgilisi Bittakerler'ın infazcısıymış.
O nome verdadeiro dela é Peg Baily e mora em Lafitte, e ouve isto, o ex dela trabalhou como segurança para os Bittakers.
- Chartes Caddesi, Lafitte Oteli.
- Chartres Street. Hotel Lafitte.
Jean Lafitte hakkında az bilinen şey...
Um facto pouco conhecido sobre Jean Lafitte...
Gerçekten mi? Ben belki dostun Benjamin Lafitte ile ilgili konuşuruz sanıyordum.
Pensei que estavas disposto a ter uma pequena conversa sobre o teu amigo, o Benjamin Lafitte.
İlk hayal cumasında Ty Lafitte vardı, Trueyou'nun mucidi ve bizim kurucumuz.
Na primeira Sexta de Sonho apresentámos Ty Lafitte, o inventor do True You e o nosso pai fundador.
- Lafitte, böyle bir eve paran nasıl yetecek? - Buraya gelmeden önce param vardı.
Lafitte, como pode pagar uma casa assim?
Lafitte mi?
Lafitte...