Lancer tradutor Português
44 parallel translation
Sizlere sunan Lancer, erkekler için saç güçlendirici..
Promovido por Lancer, um amaciador de cabelo para homens.
Ayrıca güzel de kokuyor.
E cheira bem, além disso. Lancer.
Lancer gerçekten bakımlı bir görünüş için.
Lancer - para dar aquele penteado melhor. Um produto da Farmacêutica K.
Siz J.T. Lancer misiniz?
É o J.T. Lancer?
- J.T. Lancer!
- J.T. Lancer!
Çocuklarım J.T. Lancer'den bir şeyler öğreniyor.
Os meus putos aprenderam algo com o J.T. Lancer.
Affedersiniz, siz J.T. Lancer misiniz?
Desculpe, não é o J.T. Lancer?
Her şeyden vazgeçmeye hazırım eğer bay Lancer'i ikna eder de TV'de, arabanın içine nasıl atladığını gösterirse.
Estou pronto a esquecer tudo se o sr. Lancer nos mostrar... Seria um prazer.
Lancer kod adlı bir adamı daha önce duymuş muydun?
Já ouviste falar de um homem com o nome de código Lancer?
Lancer'ın isteğiyle yüklü miktar para karşılığında. İnanılmaz durağan moleküllü bir patlayıcı geliştirdim.
Por ordem do Lancer e por uma quantia avultada, criei um explosivo com uma notável estrutura molecular estável.
Lancer bununla ne yapmak istiyor?
Para que o quer o Lancer?
Anthony Braddock Lancer kod adlı biriyle bağlantıdaymış.
O Anthony Braddock tem ligações a alguém com o nome de código Lancer.
Peki, bu Lancer ne yapıyor?
Bem, o que é que esse Lancer faz?
Sam Lacer'ın bir şey planladığını düşünüyor.
O Sam diz que pensam que o Lancer está a planear um ataque.
Şu Lancer denen adamla ilgili son bilgileri istiyorum.
Quero as últimas informações que tiver sobre este Lancer.
Onu Lancer kaçırdı.
Receio que esteja com o Lancer.
Sana Lancer'dan bahsetti mi?
Ele falou-te do Lancer?
Bunu Lancer yapacak cenazede.
O Lancer vai fazê-lo no funeral.
Lancer bir patlayıcı yerleştirdi.
O Lancer colocou um explosivo.
MacGyver bu Lancer mı?
MacGyver, é o Lancer?
Bengalli Bir Askerin İki Yaşamı filmindeymiş gibi konuşuyorsun.
Pareces um tipo de Lives ofa Bengal Lancer.
- Kendi adına çalışmıyorsun, tamam mı?
- Tu não és "free lancer", está bem?
Bence bu adam bir kiralık katil.
Tenho a sensação de que é um "free lancer".
Brackett bağımsız. Kanal'da değil.
Brackett é free lancer, ele não é contratado.
Kurtarma ekibi geliyor, Serbest İşçi.
Equipa de evacuação vai a caminho, Lancer.
Talmud, İncil... Ve aynı rafta mızraklı süvari tezgah-isyan çalışma el kitabı bütünüyle.
O Talmude, a Bíblia,... e o manual de Contra Insurreições de Lancer tudo na mesma estante.
Gol, Lancer takımı!
Touchdown, Lancers!
Ve Lancer'lar maçı kazanıp final oynamaya hak kazandı.
E os Lancers ganham o jogo e avançam para o campeonato.
Montecito Lancer'ların oyun planı.
O plano de jogo dos Montecito Lancers.
Bastır Lancer'lar.
Vão, Lancers!
Anlaşılan o ki Lancer, mola aldı.
E parece que os Lancers pediram um desconto.
Geçen sene uzatmalarda Lancer'lara kaybettik. Baya bi'koydu.
No ano passado perdemos contra os Lancers no prolongamento, no último segundo.
- Şahin-1'den, Atmaca'ya!
- Shopper, aqui é o Lancer
Atmaca'dan, Şahin-1'e!
Lancer, é o Shopper.
Durumla ilgili bilgi verin, Şahin-1.
Explica, Lancer.
Atmaca'dan, Şahin-1'e, cevap verin!
Lancer, é Shopper, escuto.
Mucize Roketi!
Acabou tudo para ti. Toma! Golpe da morte, Miracle lancer?
Hızımızı 25 kilometreye düşüreceğiz böylece kalabalık Lancer'ı iyi görebilecek.
Abrandamos para cerca de 24 km hora para que a multidão os possa ver bem.
Bu Dancer Fitzgerald'dan Lou Avery.
Este é o Lou Avery, da Lancer Fitzgerald.
Nero bizimle Lancer üzerindeki Jimmy'nin Yeri'nde buluşacak.
O Nero vai ao nosso encontro. O Jimmy está em Lancer.
Lancer güvende. Tekrar ediyorum.
"Lancer" está a salvo.
Lancer güvende.
Repito, "Lancer" está a salvo.
- Lancer?
- Lancer.
Atmaca'dan, Şahin-1'e!
Lancer é Shopper, espero em casa.