English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ L ] / Lauderdale

Lauderdale tradutor Português

160 parallel translation
Bu çiçekler Çavuş Lauderdale'e. - Dışarıda bekleyen beyefendiden.
Essas flores são para o sargento Lauderdale do senhor à espera lá fora.
Fort Lauderdale'de.
Em Fort Lauderdale.
Fort Lauderdale donanma uçuş istasyonundaki eğitim uçuşu.
É aquela missão de treino da base aérea naval em Fort Lauderdale.
Bilmiyorum. Lauderdale'de bir şey ama söylemedi.
qualquer coisa em LauderdaIe.
Üniversite günlerimizi hatırladım. Hani benim Austin Healy'ye atlayıp Fort Lauderdale'e gitmiştik.
Lembras-te quando estávamos na escola secundária e fomos até Fort Lauderdale no meu Austin Healy?
Fort Lauderdale, Metro, uyuşturucu müfettişleri ne olacak?
E a polícia de Fort Lauderdale? A Metro? A DEA?
O burada Lauderdale'deki Casa Marco.
- É Casa Marco, em Lauderdale.
Adamla Lauderdale tarafında akşam yemeğindeydik, ve "Detroit'ten Gelen Bol Para" rutinini çekiyorduk.
Estávamos a jantar com ele em Lauderdale. A gastar dinheiro descontraidamente.
Desmond Lauderdale'deymiş.
O Desmond está em Lauderdale.
Kayıtlara göre, Lauderdale'den V.B.A. şirketine.
A Empresa VBA de Lauderdale é a dona no registo.
Evet, aracın dün sabah Kuzey Lauderdale'den çalındığı rapor edilmiş.
Sim, o carro foi dado como roubado em North Lauderdale ontem de manhã.
- Hayır, Fort Lauderdale.
- Não, Fort Lauderdale.
Acil durum jeneratörleri Lauderdale Hastanesinde çalışmaya başladı.
Os geradores mantêm o Hospital Geral.
Fort Lauderdale'e nasıl gidebileceğimizi biliyor musunuz?
Sabem o caminho para Fort Lauderdale?
Tamam, Fort Lauderdale'e kadar dümdüz takip edeceğiz.
Seguimos em frente e chegamos em Fort Lauderdale. 95?
Kılavuz benim! Kılavuz benim! Hani 95. otoyol bizi direk oraya götürürdü bay ukala?
"Eu sou o navegador." Então, "senhor sabe tudo"... pensei que a 95 ia nos deixar em Fort Lauderdale.
Fort Lauderdale burası mı?
- Isto é Fort Lauderdale?
Anne, onlar Lauderdale kalesi için ayrılmadan gömleklerini makineye koy.
a mãe colocou as tuas camisas na máquina antes de ir para Fort Lauderdale.
Annem ve babam yarına kadar gelmeyecek.
A mãe e o pai não voltam de Fort Lauderdale até amanhã.
FEMALE NEWSCASTER : Connie, Fort Lauderdale'den bildiriyorum. Yazın son heyecanı İşçi Bayramı, hafta sonunu kutluyoruz.
Sim, Connie, estou a falar em directo de Fort Lauderdale e estamos a aproveitar os últimos cartuchos do Verão, no fim-de-semana do Dia do Trabalhador.
Tek öğrenmek istediğim, ukala herif, tek istediğim Ağustos'un ikisinde hem banka soyup hem de Fort Lauderdale'da nasıl bulunabildikleri?
O que eu quero saber, espertalhão, topas? O que eu quero saber é como é que estes gajos roubaram o Tarzana City National Bank no dia 2 de Agosto, quando estavam em Fort Lauderdale, no dia 2 de Agosto?
Lauderdale, Florida
Lauderdale, Florida
Fort Lauderdale'ın efsanevi ikiz tapınakları bizimle. Bayan Urbana Sprawl, büyük sahnede kendini iyice kaptırmış.
Temos as lendárias Torres Gémeas da Miss Urbana Sprawl a encerrar a sua actuação.
Bahar tatili, Lauderdale'i hatırlattı. İyi geceler Tally.
Férias de verão, Lauderdale.
Lauderdale'e gitmek için daha ne kadar bekleyeceğiz?
Quanto tempo demora até Lauderdale?
Sonra Fort Lauderdale'e gittin... Orada bu fanatik yobazla tanıştın.
Depois foste para Fort Lauderdale, e encontras-te este fanático, este zelota.
Lauderdale'e tek uçuş saatinin sabahın 6 : 10'unda olduğunda ya da kiralayabildiğim tek arabanın şu saçma Lincoln olduğunda anlamam gerekiyordu.
Devia ter imaginado, quando o único voo para Lauderdale era às 6 : 00h da manhã... e o único carro alugado que consegui arranjar foi este ridículo Lincoln.
Fort Lauderdale'den gelip, kamarasında felç geçirip, ölen yaşlı bayan herhalde gece gemide yediğiniz donmuş balığın yanında saklanmıştır. Yüzen otelinizse yaşlı insan hazinesini, ülkemizin en kuzeydeki ve en sivrisinekli eyaletinin kredi kartı kabul eden paragözlerine teslim etmek için Hecate Boğazı'nda yol almaktadır.
Terra onde a velhinha sorridente de Fort Lauderdale... que teve o derrame três cabines abaixo... provavelmente jaz ao lado do peixe que você comerá à noite... enquanto o seu hotel flutuante desliza no Estreito de Hécate.... para despejar seus preciosos grupos geriátricos... aos habitantes famintos por um cartão Visa... do nosso estado mais ao norte e mais infestado de mosquitos!
New York'un yarısı Fort Lauderdale'e taşındı.
Meia Nova lorque mudou-se para Fort Lauderdale.
Fort Lauderdale'deki sürtmelerine bir hafta ara vermeni sağlayacak kadar önemli ne olabilir ki?
O que pode ser tão importante... que te daria uma semana de preocupação em Fort Lauderdale?
Tek dezavantajı var, eğer havalara daha da iyi giderse teyzem Mildred, Fort Lauderdale'den geri gelebilir.
Agora, na baixa, se o tempo ficar melhor, a minha tia Mildred ainda regressa de Fort Lauderdale.
Fort Lauderdale'deki büyükbabam hep bunu giyer çünkü pantolon giymeye üşenir.
Em Fort Lauderdale, o meu avô não veste outra coisa. É preguiçoso para usar calças.
Gidip, arkadaşım Lisa'ya, Bobby diye bir pisliği öldürmeleri için yardım etmeliyim.
Tenho de ir a Lauderdale ajudar a minha amiga Lisa a matar um cretino chamado Bobby.
Speed... Dinle, arkadaşım Lisa'nın, Bobby adlı bir pisliği öldürmesine yardım etmek için..
Ouve, eu vou a Fort Lauderdale ajudar a minha amiga Lisa a matar um idiota chamado Bobby, mas se quiseres, posso ir buscar-te.
- bahar tatili, striptizcileri görmek için otostop
- A caminho de Lauderdale... - pegando boleia para ver strippers...
- Lauderdale yolu üzerinde Burası kamyon uğrağı....
- é a parada dos camiões! - em Forte Lauderdale! Ei!
- Lauderdale'de, maden tarayıcım vardı.
- Tive um detector de metais.
Şimdi Jerry'yle Fort Lauderdale'daki adamla konuştum.
Falei com o Jerry, de Fort Lauderdale.
Amerika harika.
Mas tínhamos 18 anos. Na América. Forte Lauderdale.
Lauderdale, kumsal...
Fort Lauderdale... A praia.
Bunu plajda öğrenmiştim, dönmeyi unutmayacaksın.
Aprendi isto em Lauderdale. Tínhamos de aprender a virar.
Ben Fort Lauderdale gibi, yere uzak küre için ölüyor ve egzotik.
Estou morta por orbitar até um sítio longínquo e exótico, tipo Fort Lauderdale.
Ray Robinson mı? Ben, Jack Lauderdale, Swing Time Plakçılık.
Sou Jack Lauderdale.
Jack Lauderdale, Swing Time Plakçılık.
- Jack Lauderdale, Swing Time Records.
- Gossie McGee. Harikaydın, bebeğim. Biz şurada Bay Lauderdale ile konuşacağız.
- Vamos conversar com o Sr. Lauderdale.
Jack Lauderdale'in söyleyecek nesi varmış bakalım?
O que Jack Lauderdale disse?
Anlarsın ya, bu gece Jack Lauderdale'i gördüm o da bana plağım için 500 dolar avans verdi.
Eu encontrei-me com o Jack Lauderdale e ele deu-me 5.000 $ adiantados pelo disco.
Seninle Lauderdale tarafında birileriyle buluşacağız.
Lauderdale.
Peki, Fort Lauderdale'e nerden gideriz?
- Para que lado é Fort Lauderdale?
Tony farklı öldürüldü.
O Tommy Tremuras está em Lauderdale.
Lauderdale.
Fort Lauderdale.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]