English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ L ] / Leasing

Leasing tradutor Português

62 parallel translation
Onu sadece kiraladın.
Ele tem um leasing.
Satın alma seçeneği de olan bir kiralama hakkım var.
Tenho um leasing com opção de compra.
Bu sadece bir kira sözleşmesi.
Isto é leasing ;
- Çok saçma düşünüyorsun... Bu parayı tiko bastırıp, araç sahibi olmak gibi bir şey.
Pela mesma razão recuso ter um carro em leasing ;
Bugün Video Leasing Şirketinden aradılar.
A empresa de leasing do vídeo chamou a "os teus".
İstatistiklere bakınca kesinlikle yaptırman gerektiği anlaşılıyor.
Quando se olha para as estatísticas, a melhor opção é o leasing.
Durmalıyız. Bu araba kiralık.
Temos de parar, comprei o carro em leasing!
Kiralayan emlakçıyla konuştum.
Falei com o agente de leasing.
Uzun vadeli kiralamaktan daha ucuz.
É mais barato que o "leasing". - Mais barato.
Paul, kira sözleşmesini imzalayalı daha iki gün olmuş.
O capitão da Marina diz que o Paul assinou um leasing há dois dias.
Bu araba yeniydi!
Acabei de comprar este carro a leasing!
Krediyle alabilirsin.
Faz-se leasing.
Çok uygun kredi seçeneklerimiz var.
O nosso leasing tem boas condições.
- Nakit almadı kredi kullandı Marvin
- Ele só fez um leasing.
Babam kiralama süresi bitene dek kullanmama izin verdi.
Bem, o meu pai está a deixar-me esgotar o tempo que resta no leasing.
İnşaat şirketim New York'a taşındığında, kiralar çok yüksekti o yüzden biz de sadece bir yıllık leasing yaptık.
Quando a minha construtora veio para Nova Iorque. As rendas eram altas e alugámos por um ano.
Daire kendi adına kiralanmış.
O leasing do apartamento está no nome dela.
Mercedes'imin leasingi gelecek ay bitiyor.
O leasing do meu Mercedes termina no mês que vem.
Yine de şu kiralama işini tekrar düşünsen iyi olur.
No entanto, talvez queiras repensar aquele leasing.
Kiralık mı? !
Em leasing?
John'a göre Bayou Leasing'in toptan fiyatı 6 milyon kadar falan.
Bem, de acordo com o John, o valor de retalho do aluguer Bayou é à volta dos seis mil.
Ona bir Saturn kiralayacağım.
Estou a fazer-lhe um leasing de um Saturn.
Hadi ama bir arabaya ihtiyacı var,... ve kiralama şartları çok makul.
Ela precisa de um carro os termos de leasing são surpreendentemente razoáveis.
Aslında orası Beakman mülkiyetinde,... ve Dunder Mifflin'de oraya 7 seneliğine kiraladı.
Na verdade, pertence à Beakman Properties, e a Dunder Mifflin está no quarto ano de leasing, num total de sete.
Peki hayır dersem ne olacak? Camry'ni Hıristiyan kardeşler otomotiv'den kiraladığını sanıyorum.
Creio que fez o leasing do carro no Stand dos Irmãos Cristãos.
- Kiraladım ama vadesi dolana dek ödemelerini yapacağım, önce senin vaden dolmazsa.
- É alugado, mas continuarei a pagar o "leasing" até ao fim, a não ser que morras primeiro.
Hapishane yapılması için devlete geri satacağım!
Vou fazer um leasing com o Governo para ser uma prisão. Massinha!
Onu, firma kiralamıştı ve artık para ödemek istemiyorlar.
A firma pagava o leasing, mas já não quer pagar mais.
Sadece bu çılgın şehirde birisi leasing için birisiyle evlenebilir.
Apenas nessa cidade louca alguém casaria por uma locação.
Sen ve Sarah ikiniz de leasing alabilesiniz diye o öyle oldu.
Isso para que você e Sarah tivessem o nome no contrato.
Kiralık bir araba.
Por leasing.
Parayı aldılar ve uzun yıllar boyunca Amerikalı yatırımcıya düzenli olarak kira taksiti ödeyecekleri ki Viyana şehri tramvayları kullanma hakkına sahip olsun.
Eles ficaram com o dinheiro e durante os próximos anos vão pagar uma prestação periódica a "leasing" ao investidor americano, para que a Cidade de Viena tenha o direito para utilizar os metros.
"Sınır ötesi kiralama" adı verilen bu garip sistem yaygın biçimde uygulanmıştır, sadece Viyana tramvaylarında değil.
Este estranho sistema chamado de "leasing-atravessa-fronteira" tem sido largamente aplicado, não apenas no caso dos metros de Viena.
Batı kıyısındaki en büyük idari helikopter kiralama şirketinin başkan yardımcısıyım.
Eu sou o vice-presidente da maior companhia de leasing de helicópteros da Costa Oeste.
Bu 1997'den beri, batı yakasının en büyük helikopter-kiralama organizasyonu.
É o maior acontecimento de leasing de helicópteros em todo o hemisfério ocidental desde 1997.
- En az 80 helikopter satmam veya kiralamam lazım kar yapmak için.
- Tenho de vender ou fornecer em leasing pelo menos 80 helicópteros para atingir a minha meta.
Kiralama ya da sahip olma seçeneği ve tüm tamir servisleri...
Com opções de leasing e garagem todo-o-serviço.
Leasing kullanıyorlar.
A loja do lado está para alugar.
O külüstürün borçlarını ödemeyi bitirdiğinde beni ara.
Se o leasing for atrás do teu carrinho, telefona-me.
Bir Ford Focus aldı. Keyfi yerinde.
Pediu um leasing para um Ford Focus.
Kira sözleşmenin süresi bitiyor ve ben de senin o seksi canavarın içinde nasıl görüneceğini merak ettim.
O leasing está a acabar e quis ver como ias ficar nesse carro sensual.
Emlak şirketiyle görüştük. Listelerinde Sam Parker isimli bir sakin yokmuş.
Contactámos o escritório de leasing, e o Sam Parker não consta na sua lista de inquilinos.
Kiralama ama çoğunlukla bilirsiniz... Muhasebe işleri.
Alguns "leasing", mas principalmente... sabe... contabilidade.
İkisi de kiralık.
Fiz um contrato de leasing.
Ama yeni kiralama fiyatları...
Mas estas novas taxas de leasing...
Bundan önce hiç araba almamışsın veya kiralamamışsın.
Nunca possuiu nem comprou um carro em leasing, antes deste.
Daha yeni iki yıllık Nissan Cube kiraladım.
- Fiz um leasing a três anos... - Retirem-no do avião.
Sizden bir Nissan Cube kiralamıştım geçen gün.
Fiz o leasing de um Nissan Cube, um dia destes.
Kuyruk numarası Delaware Wilmington'ın dışındaki Webster-Cole şirketine ait.
O número da cauda está registado no nome de Webster-Cole Leasing, de Wilmington, Delaware.
Karen, şok oldum şu an. Sen süt mü içiyordun?
É uma opção de leasing e o vendedor está bastante motivado.
- Almak mı? Yok, satın almadım. İki yıllık kontratlı.
Eu não comprei, leasing ( aluguer ) de dois anos, tive que dar o outro e pagarei quando o dinheiro entrar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]