English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ L ] / Libera

Libera tradutor Português

115 parallel translation
Çünkü ses telleri yok, korkusunu ses çıkararak dile getiremedi.
Por näo ter cordas, näo libera a tensäo vocalmente, como nós.
Biz Çinliler iyi bir statüde değiliz.
Ainda assim isso não libera o Chen.
Çok geç oldu!
Maria Libera!
María, bebeleri topla ve dışarı çıkar!
Esta manhã, não sai ninguém. Maria Libera, reúne as crianças e leva-as lá para fora.
Kaçın!
Maria Libera, os pequenitos!
İfadesini alıp evine gönderin.
Toma o depoimento e libera.
Bu bankaların bize ne kadar güvendiğini gösteriyor.
Simplesmente libera o Banco de qualquer imputabilidade.
Afyon, mineralleri vücuttan atar, o yüzden bir de şurup yazıyorum. İştahınızın yerine gelmesine yardımcı olur.
O ópio libera minerais do corpo, então também vou receitar... um restaurador de apetite.
Uçastik! Yarı kararlı bir bileşik Sara. Kısaca, ufak bir enerji verirsen olağanüstü miktarda bir enerjiyi açığa çıkarıyor.
É simples, se der um pouco de energia... ele libera uma energia tremenda.
" Musa, halkımı götür.
" Moisés, libera a meu povo.
Credo di capire che sei libera stasera?
Posso considerar que estás livre amanhã, então?
Dr. Benton'ın pazartesi öğleden sonrasını boşaltın.
- Libera o doutor Benton na segunda-feira.
Bu kabloları nötrlediğimde, Moyayı açığa çıkarabileceksin.
Quando eu neutralizar os cabos, você libera Moya.
Haydi şehvetle vahşileşelim.
Libera-te da luxúria e a violência.
Gördüğünüz gibi, ilaç bakterileri hücrelerinizden sökecek...
Veja, a cura libera as bactérias de suas células...
Yani kasetin tamamını infazdan sonra ortaya çıkaracak.
Então, libera a versão completa depois da execução.
Bu, silindiri serbest bırakır.
Isso libera o tambor.
Transfer otomatik.
Libera automaticamente.
Bunu bir çeşit zamana bırakılmış adalet olarak düşün.
Tempo libera justiça.
Yakıt için kenevir yetiştirdiğinizde, her ürün çevreye büyük miktarda oksijen salar, aslında, onu yaktığınızda kaybettiğiniz oksijenle aynı miktarda oksijeni geri kzanırsanız.
Ao cultivar cânhamo para combustível, cada colheita libera uma grande quantia de oxigênio no meio ambiente, de fato, a mesma quantidade de oxigênio que perde quando o queima, volta a ganhar, assim é um ciclo fechado,
Çekincelerini bir kenara bırak, bu gece biraz eğlenelim.
Libera-te das tuas inibições. Vamos nos apenas divertir esta noite, sem compromisso.
Güçte bir kesinti olursa, kapsüller kapanıyor... -... ve içindeki kişiyi otomatik olarak serbest bırakıyor.
Quando há uma interrupção de energia, a câmara desliga e libera seu ocupante.
Bırak onu.
Libera-o.
Kedi kutunun içindeyken tek bir atom bile bozunmaya uğrarsa çekici serbest bırakan mekanizma çalışır ve şişe kırılır kedicik için her şey son bulur.
Acho que não quero ouvir isso. Se um átomo daquele material radiativo é liberado enquanto o gato está dentro da caixa, o mecanismo libera um martelo que quebra o vidro... E tadinho do gatinho.
Saatin değersiz olduğunu anlayacaklarını biliyorduk ve sizi serbest bırakacaklarını da.
Sabíamos que se inteirariam de que o relógio não tinha valor... e que teriam que liberá-la.
Seni görevinden almak istemiyorum ama sana güvenmemi sağlamalısın.
Não quero liberá-lo, mas preciso de apoio entusiasmado.
Fakat almak için şahsen gelmek zorunda.
Mas só vamos liberá-los para ele pessoalmente.
"Suçsuzluk" öne süreceğim.
Quero declará-los não culpados, acredito que se pode liberá-los.
Bu sahtekarın talimatıyla onu serbet bırakmak üzerey- -
Iria liberá-lo à baixa custódia do impostor...
Anlayışlı ol, Rog.
Vai, Rog, libera.
Siz masumdan istifade ediyorsunuz.
Não tenho intenção de liberá-la nem agora nem nunca.
- Retrovirüs işe yarıyor. Gaz haliyle salabilirim.
Posso liberá-lo na atmosfera da nave em estado gasoso... mas isto iria levar algum tempo para fazer efeito.
Siz majesteleri, sıradan insanların içine dönmeden önce, bazı testler yapmak istiyorum.
Eu tenho alguns testes que gostaria de fazer em Sua Majestade antes de liberá-lo de volta para o reino dos humanos ordinários.
Kendisini, Revirden salmaya hazırım.
Estou pronto para liberá-lo da Enfermaria.
Sadece benim yetkilerimle açılabilir.
Só minha autorização pode liberá-lo.
" Mısırlıların elinden kurtarmak için geldim....
" para liberá-lo do poder dos egípcios...
Sizi temize çıkarmak istiyorum.
Só quero liberá-lo.
Bırakın.
- Pode liberá-la.
Biz o ayıyı defetmek istiyoruz. Diğer ayıların olduğu inine yollayacağız!
E que então llagamos nós para sacá-los desse encantamento e liberá-los.
Size kıl olan 200 adamım var ve k.çınızı tekmelemeleri için elimden geleni ardıma koymayacağım.
Tenho mais de 200 agentes a postos e tenciono liberá-los para darem cabo do canastro de vocês.
- Desteğin şöyle olmasını istemiyorum "Dur sana bir el atayım." Kontrol saplantın var.
"Seria uma cortesia liberá-lo."
Bunu yapman ince sana yardım ettim. Kafanın içerisindekini.
Eu só o ajudei a liberá-lo de dentro de sua mente.
En azından Başkanlık Sarayına dönüp sizi bu yükten kurtarabilirim.
Finalmente posso liberá-lo desse fardo e voltar ao Palácio Presidencial.
Yardımın için minnettarız ama seni asla serbest bırakamayız, sahip olduğun bilgilerle olmaz.
Somos gratos pela sua ajuda. Mas não podemos liberá-lo, não com a informação que possuí.
Bırakalım mı?
Devemos liberá-lo?
- Bırakılmasını isteseydim McGee...
Se quisesse liberá-lo, McGee...
Çıkışta hemşire imzalayacak.
A enfermeira vai liberá-los.
Seçkin, onun hayatını çaldı ve, bu gece onun acılarını hafifletecektim.
O Indivíduo tinha roubado a vida dela e essa noite, eu ia liberá-lo da dele.
Bilmen gerek Terry. Karar verdiğimde kimse bilmiyordu. Seni nasıl bırakacağımdan pek emin değildim ama şimdi çok belli.
Tenho que reconhecer, Terry, depois de ter determinado que mais ninguém sabia, não tinha a certeza de como iria liberá-lo.
Yani bu gece yanımızda tutmamız gerek - tek çare onu güvende tutmak - ve yarın ait olduğu yerde serbest bırakmak.
Um... portanto, vamos deixar isso por essa noite - - é a única maneira de mantê-lo seguro - - e então amanhã vamos liberá-lo.
Biliyorsun Goss onu temizlemeyecek, tabi istemezse. - Onlar eski hava kuvvetlerinden arkadaşlar.
Goss não ia liberá-lo, se ele não estivesse bem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]