Lukas tradutor Português
388 parallel translation
Lukas güçlüdür.
O Lukas é poderoso.
Lukas beni darağacına yollamak için sana para verdi.
Lukas pagou-te para me mandares para a forca.
Lukas'a git ve ona söyle... Jonathan Abbott, ölümden döndü.
Vai ter com o Lukas e diz-lhe... que Jonathan Abott voltou dos mortos.
Lukas'ın adamlarıyla.
Pelo bando do Lukas.
Onları yakalayalım ve itiraf ettirelim... Lukas ve adamlarını.
Vamos fazê-los confessar... ao Lukas e aos seus homens.
Sonra, yargıçla konuşup, Lukas'ın eşkiyalarına dahil değiliz diyelim.
Depois vamos falar com o Juiz e dizemos que não pertencemos ao bando do Lukas.
Hepimiz evlerimize döneriz sefalet içinde zor şartlarda yiyecek bulmak ve aldıklarımızı geri vermek ve başka bir "Lukas" gelip tekrar topraklarımızı alana kadar çalışırız.
Voltamos todos para as nossas casas... para a miséria.... trabalhar arduamente e dando cabo das costas para arranjar comida até que outro "Lukas" tente roubar de novo as nossas terras.
Lukas'dan önce onları ele geçirelim.
Vamos apanhá-los antes do Lukas.
- Bu, Lukas.
- É o Lukas.
Geç kaldın, Lukas.
Estás a ficar velho, Lukas.
Bırak onu, Lukas.
Deixa-o, Lukas.
Önemli bir şey vardır.
- Conheces o Lukas. Algo de importante.
Senin özürlerini duymaktan yoruldum, Lukas!
Estou farto das tuas desculpas, Lukas!
Bana bir şey söyle, Lukas.
Diz-me uma coisa, Lukas.
Anlaşmayı karınla yaptım, Lukas'la değil.
Fiz o acordo com a tua mulher, não com o Lukas.
Hepimiz evlerimize döneriz sefalet içinde....... zor şartlarda yiyecek bulmak ve aldıklarımızı geri vermek ve başka bir "Lukas" gelip tekrar topraklarımızı geri alana kadar çalışırız.
Voltamos todos para as nossas casas... para a miséria.... trabalhar arduamente e dando cabo das costas para arranjar comida até que outro "Lukas" tente roubar de novo as nossas terras.
- Lukas'ı tanırsın.
- Conheces o Lukas.
Pekala, haydi, Lukas.
Sai, Lukas.
Loren Lukas, bir aktördü.
Loren Lukas era actor.
Lukas ve Vincent, gay yaşamın içerisinde değillerdi.
O Lukas e o Vincent não andavam na alta roda do mundo gay.
Eğer işlediğini düşündüğümüz Martino Perry ve Loren Lukas ve Eric Rossman ve diğer dört veya beş cinayeti itiraf edersen cezanı düşüreceğiz.
Se confessares o assassínio do Martino Perry do Loren Lukas e do Eric Rossman e mais 4 ou 5 que pensamos estares envolvido reduziremos a tua sentença.
- Nedir o? - Lukas'tan.
- Lucas, capítulo 3, versículo 10.
Yuhanna 6,22 ve Lukas 1,7. "
João 6.22 ; Lucas 1.7.
Lukas, çık biraz hava al.
Lukas, vai dar uma volta!
Teğmen Lukas nerede?
Onde é que está o Tenente Lukas?
Lukas'a rastladım.
- Encontrei o Lucas.
- Selam Lukas.
- Olá Luke.
- Luke... Lukas, buradan gitmem lazım dostum.
Lucas, eu tenho que sair daqui, meu.
Bu adam ; Lukas Basarov.
Lucas Bazarov.
Oğlum, Lukas.
O meu filho, Lukas.
Bay Neiman,... Lukas'ı en son ne zaman gördünüz?
Sr. Neiman, quando foi a última vez que viu o Lukas?
Lukas bir akrobattı, kardeşi ve benim gibi.
O Lukas era contorcionista, como o irmão e como eu.
Her yıl birlikte yaşar, yolculuk eder ve gösteri yaparız. Ama sadece Lukas ve Alexander benim ailem.
Vivemos, viajamos, actuamos como um só, ano após ano, mas só o Lukas e o Alexander são a minha família.
Lukas... Lukas'ın büyük katkısı vardı.
O Lukas o Lukas tinha um grande número.
Lukas 4. nesil miydi?
- O Lukas era a quarta geração.
Ama dikkat çeken her zaman Lukas'tı.
O centro das atenções era sempre o Lukas.
Lukas'ın elinde bunun aynısından bulduk.
Encontrei um igual na mão do Lukas.
Lukas'tan hediyeydi.
Foi uma prenda do Lukas.
Lukas sınırların dışındaydı.
- O Lukas era rebelde?
Lukas Romeo'ydu... ve ben Juliet'tim.
O Lukas era o Romeu... e eu era a Julieta.
Lukas?
Lukas?
Hayır, Lukas!
Não, Lukas!
Lukas ve diğerleri nerede?
Onde estão o Lukas e os outros?
Bu sefer ne oldu? Lukas'ı tanırsın.
- O que será desta vez?
Lukas!
Lukas!
Peki, hadi, Lukas.
Sai, Lukas.
Ama Lukas orada.
Mas o Lukas está lá.
Lukas bana daha çok para vereceğini söyledi.
Lukas disse que me dava mais dinheiro.
Teğmen Lukas kendinde değil!
O tenente Lukas está descontrolado!
Güle güle, Lucas.
Adeus, Lukas.
Lukas'ın başına gelenle bir ilgisi yok muydu?
Não tem nada a ver com o que sucedeu ao Lukas?