Lupus tradutor Português

Tam o yaşlı kurda nişan almıştım ve sen onu ürküttün.

Tinha aquele velho lupus na minha mira e assustas-te-o.

Kurt, hayvanlarımızı öldürüyor.

O lupus está a matar o nosso gado.

Oğlum, eğer o kurda nişan alabilirsem..

Bolas, se conseguisse ter aquele lupus na mira...

Eğer hayvanlarımıza saldıran kurt için gerekmeseydi, bütün tüfekleri yok ederim, bütün...

Se não fossem os lupus que atacam o gado, destruiria cada numo, cada...

Kurdun uluduğunu duydum ve ağaçlardaki baykuşların öttüğünü.

Ouvi um lupus uivar e um voador nocturno piar nos bosques.

Puppis, Kaptanın kurttan daha hızlı olduğunu söyledi. Hayır.

O Puppis contou-me que o capitão é mais rápido que um lupus.

Kurdu öldürdüm!

Matei o lupus!

Evet evlat, kurdu öldürdün.

Sim, filho, mataste o lupus.

Kurdu öldürdüğün zamanı hatırlıyor musun?

Lembras-te de como foi quando mataste o lupus?

- "Kurt dokusu." - "Kurt dokusu." mu?

- Canis lupus.

Evet.

- Canis lupus?

Hükümet yetkilileri, bu yok oluşa neden olan muhtemel şüphelinin efsanelerin ve mitolojinin vahşi yırtıcısı Canis Lupus - Kurt olduğunu kanıtlayacak bilimsel bir rapor hazırlanmasını istedi.

Uma agência governamental ordenou que se preparasse um relatório biológico, que justificasse cientificamente o extermínio do presumível culpado

Koşulların son derece sert olması sebebiyle hiçbir bilim adamı kurtların, Ren geyiklerine saldırıp öldürmesini gözlemleyemedi.

- uma criatura conhecida pelas histórias, mitos e lendas como um feroz assassino : Canis lupus - o lobo.

Talimatlarıma göre bir Canis Lupus'u izleyip tüfekle öldürmem ve midesindekileri incelemem gerekiyor.

As minhas instruções são localizar um espécimen de Canis lupus, despachá-lo com uma carabina e examinar o conteúdo do seu estômago.

Canis Lupus Arcticus.

Canis lupus articus

Böylece, Birinci Lupus Üssü için belirlediğim alanı bana bırakmıştı.

E assim, ele concedeu-me o espaço para a Base Lupus Um.

Birinci Lupus Üssü etrafındaki yiyeceklere dair gizem beni tamamen hayrete düşürüyordu.

Toda a questão do sustento em torno da Base Lupus Um deixa-me completamente desconcertado.

Oraya gitmediyse Lupus Üssü'nün yerini nasıl öğrenmişti?

Como podia ele saber da Base Lupus a não ser que lá tivesse estado?

Bayan Lupus, hikaye istiyor.

Ela gosta quando tem história.

Sen sadece dediğimi yap Lupus.

Você só é meu "stand-in".

Lupus burada olduğunuzu biliyor. - Daha fazla bekleyemem.

- Dr. Lúpus sabe que está aqui.

Lupus... Çok ilginç.

- Daqui a pouco.

Lupus... - Evet. Ben de tam çıkıyordum.

Eu estava de saída.

Sistemik lupus eritamatöz.

Lúpus eritematoso sistémico.

Lupus. Latince kurt anlamına gelir.

"Lupus", a palavra latina para "lobo".

Bay Lupus'tan çok daha iyiydi.

Era muito melhor que o Sr. Lupus.

Deri veremi olabilir mi?

Poderá ser lupus?

- Canis lupus.

- De Canis lupus.

- Kurt saldırdı.

- Um lupus atacou.

Verem mi?

Lúpus?

Deri veremi mi? !

Tenho lúpus?

Deri tüberkülozu mu?

Lúpus? ! É lúpus?

Deri tüberkülozu mu?

Lúpus? É lúpus?

Geçen yıI deri veremi teşhisi kondu.

Diagnosticaram-me lúpus, o ano passado.

Hasta 40 yaşında, deri veremi geçmişi var, prednizon tedavisi görmüş.

A doente tem 40 anos, lúpus, tratada com prednisona.

Göğüs ağrısı, kadın. Deri veremi, böbrek yetmezliği.

Uma senhora com dor no peito, lúpus e insuficiência renal.

Deri veremi ve böbrek yetmezliği var, göğüs ağrısı çekiyor.

- Nada. Ela tem lúpus, insuficiência renal, e queixou-se de dores no peito...

- Hemşire, lütfen. - Dr.

- Dr. Lúpus!

Dr. Lupus, merhaba.

Dr. Lúpus, olá.

Benimle sevişmek sana deri veremi olan bir piskoposu mu düşündürüyor?

Fazer amor comigo faz-te pensar num padre com lúpus?

Ciğerde iltihap toplanmasıyla deri veremi azmış olabilir.

Pode ter um surto de lúpus com a inflamação no pulmão.

Deri veremi, kanının daha kolay pıhtılaşmasına neden oluyor.

O lúpus faz o sangue coagular com mais facilidade.

İyi değil. Deri veremi bir göstergesi.

É um indício de lúpus activo!

Akut deri veremi alevlenmesi.

Está a ter um surto agudo de lúpus.

Bayan Guerrero nefes darlığı çeken bir deri veremi hastası.

A Sra.Guerrero é uma paciente com Lúpus, que apresenta dispneia.

Geçen yıl deri veremi oldum sanmıştım.

No ano passado, eu pensei que tinha lúpus.

Sanki otobüsteki deri veremli biri var. "

"É possível que alguém no autocarro tenha lúpus."

"Müstakbel eş" i, "Deri veremi geri geldi" ve "cep telefonu" nu tekrar yazdım.

Reescrevi : "Futura esposa", "O regresso do lúpus", e o "Telemóvel."

Bizden "deri veremi" lafını kullanmamamızı istediler son dakikada - - ama sorun değil.

Pediram-me para não usar a palavra lúpus, à última da hora, o que está certo.

"Deri veremi" diyerek başlıyorum, "deri veremi" diyerek bitiriyorum, ne olmuş yani - - bununla nasıl döktürebilirim ki orada?

Abro a dizer lúpus e fecho a dizer lúpus. Então, como... como dou a volta a isto?

Deri veremi de yok.

Não tem lúpus.