Löwen tradutor Português
104 parallel translation
Bu arada, Lowen telefon etti.
A propósito, o Lowen telefonou.
Gerald Lowen, senin bankanda mı çalışacak?
O Gerald Lowen com uma posição no seu banco?
- Lowen geldiğinde onu trende karşılayabilirim.
O Lowen deve estar a chegar e posso esperá-lo à saída do comboio.
Adamın adı, Gerald Lowen.
Um tal de Gerald Lowen.
- Gerald Lowen.
- Gerald Lowen.
- Bay Lowen.
- Sr. Lowen.
Bayan Davenheim, Lowen'ı kocasının çalışma odasına götürmüş ve adam orada beklemiş.
A Sra. Davenheim conduziu o Lowen ao escritório do marido e ali esperou, e esperou,
Gerald Lowen'ın sabrı tükenmiş ve oradan ayrılmış.
Gerald Lowen, de paciência esgotada, sai.
Herkes Lowen'ı görmüştü.
Parece que todos viram Lowen.
Lowen.
Lowen.
O sırada, istasyondan gelen Lowen'ın yanından geçmiş olmalı.
Em que teria de ter passado por Lowen que viria da estação.
- Bay Lowen'ın pantolonu mu?
- As calças do Sr. Lowen?
Lowen, bir nakliye işinde kocama yüklü miktarda para kaptırdı.
O Lowen perdeu acções num negócio volumoso, de uma empresa marítima. O pobre homem ficou quase falido.
Lowen'ın pantolonunun renginin ne ilgisi olduğunu hâlâ öğrenmek istiyorum.
Ainda gostava de saber o que a cor das calças de Lowen tem a ver com isto.
Mösyö Lowen, yolda Mösyö Davenheim'ı görmediğini iddia ediyor, değil mi?
O Sr. Lowen afirma que não passou pelo Sr. Davenheim na rua, não é?
- Gerald Lowen!
- Gerald Lowen!
Gerald Lowen, Bugatti'yle yarışıyor.
Costuma correr com Bugattis.
Affedersiniz, Gerald Lowen'ı görmeye gelmiştim.
Com licença, procuro um tal de Gerald Lowen.
Siz de Gerald Lowen'sınız.
- É Gerald Lowen.
- Bay Lowen?
- Sr. Lowen?
Rahatsız ediyorum, Bay Lowen ama ben Londra Emniyet Müdürlüğü'nden geliyorum.
Sr. Lowen, desculpe incomodá-lo, mas sou da Scotland Yard.
Bu bey Albay Brighton, Bay Lowen.
Coronel Brighton, este é o Sr. Lowen.
- Sadece bir dakika, Bay Lowen.
- Um momento, Sr. Lowen.
Nasılmış, Bay Lowen?
E como é, Sr. Lowen?
Göldeki kıyafetler mi, Bay Lowen?
Roupas no lago, Sr. Lowen?
Teşekkür ederim, Bay Lowen.
Obrigado, Sr. Lowen.
Aslında Bay Lowen'ı sorguladık ama şu anda elimizde...
Já inquirimos o Sr. Lowen, minha senhora, mas agora não...
Sadece Gerald Lowen çalmış olabilir.
Só pode ter sido o Gerald Lowen.
Lowen da pek cılız biri sayılmaz.
O Lowen não é, propriamente, um fracote.
Eski dostumuz Mösyö Lowen.
O nosso caro amigo Lowen.
Kalabalık hız görmek istiyor ve Gerald Lowen,... 3 numaralı yarışmacı onları kırmıyor.
Mas foi a velocidade que atraiu esta multidão e Gerald Lowen, piloto com o número 3, cumpre.
Lowen'dan başka kimse Bira'yı o şekilde geçemez.
O Lowen subiu um lugar cortando Bira por dentro, como se nada fosse.
Hayır ama ben şunu olası görmüyorum. Mösyö Lowen, kurbanın parmağından yüzüğünü çıkartıp sonra da yüzüğü hendeğe atmaya karar veriyor, öyle mi?
Não, mas acho improvável, que ao remover o anel do dedo da vítima, o Sr. Lowen decidisse atirá-la de repente para a valeta.
Baş Müfettiş, bu öğlen hırsız Kellet'in Mösyö Lowen'ı teşhis edeceği bir kimlik teşhisi düzenleyecektin.
Inspector-chefe, esta tarde vai efectuar a linha de identificação, para o ladrão Kellet apontar o Sr. Lowen.
Bence Lowen, kendini ele verdi.
Diria que o Lowen está arrumado.
Mösyö Gerald Lowen, daha masum olamazdı.
O Sr. Gerald Lowen não podia ser mais inocente em toda esta história.
Planı uygulamaya, şehirdeki rakibi Mösyö Gerald Lowen'ın o gün evde olmasını garantiye alarak başladı.
- Muito inteligentemente, combinando primeiro com o seu arqui-inimigo citadino, Gerald Lowen, que fosse a sua casa nesse dia,
Tabi cebindeki yüzüğü senin bulmanı en başından beri planlamıştı. Böylece onu da Mösyö Gerald Lowen'ı suçlamada kullanabilecekti.
Claro que sempre quis que lhe encontrassem o anel no bolso, para poder utilizá-lo na incriminação do Sr. Gerald Lowen.
Birini tutup Lowen'in işini bitirdin.
E depois queres que o Sickety trate do Bellola.
Rosen veya Lowen'ı ayarlayalım.
Pomos o Rosen ou a Lowen a tratar disso.
Lowen'a denklemin doğru olduğunu söyle.
Diz à Lowen que a equação é verdadeira.
Lowen merkezde.
A Lowen está lá na esquadra.
Mahkeme salonundaki çoğu kişinin şahitlik yapmayacağını söylediler.
A Lowen disse que grande parte das pessoas daquela sala não vão testemunhar.
Az önce Lowen ile konuştum.
Falei agora com a Lowen.
İşte orada, Kıdemli Er George Lowen, 19 yaşında, Dayton / Ohio'dan,... ve neredeyse ailesini aramak üzereydi.
E lá está ele, no ambulatório, Soldado de 1ª Classe, George Lowen, 19, Dayton, Ohio, e está prestes a ligar para os pais.
Eğer nezarete girseydi Lowen bize haber ederdi.
Bem, saberíamos de alguma coisa de Lowen se ele fosse apanhado.
Lowen'la konuştum.
Falei com a Lowen.
Lowen, Lenny'nin bayağı heyecanlı olduğunu söyledi.
A Lowen disse-me que ele estava muito agitado.
Lowen'ı ara.
Procura a Lowen.
- Lowen hakkında ne biliyorsun?
O que sabes sobre os Lowen?
Gladyatör Lowen'den bahsediyorsun.
Estás a falar dos Lowen gladiadores.