English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ M ] / Mahküm

Mahküm tradutor Português

28 parallel translation
Bu adamı mahküm etmek istiyorum.
Quero prender este homem.
Sonra seni mahküm ederler.
Depois, será condenado.
O mahküm edilen adamlara sıcak bir akşam yememeği yedirecek gibi görünüyor.
Parece que os condenados terão a sua última ceia.
- Onu mahküm olarak mı götürdüler?
- Eles entregaram-no como prisioneiro?
Blok bir-bir-üç-sekizden mahküm trasnsferi.
Transferência de prisioneiro do bloco um-um-três-oito.
Neredeyse bir milyon mahküm var.
Houve cerca de um milhão de prisioneiros.
- O zaman ölüme mahküm olacaksın.
- Direi! - Condená-lo-ão à morte.
Tek yaptıkları, beni sıradan bir hayata mahküm etmek..
A mim só me condenaram a uma vida de mediocridade. Recuso-me a aceitá-la.
Bu kişiler on yıldır mahküm. Tıbbi yardıma ihtiyaçları var.
Doutor, estas pessoas foram prisioneiras durante dez anos.
Kardasya IV'de hala Kardasyalı mahküm olduğunu bilmiyorduk.
Não fazíamos ideia de que ainda havia prisioneiros bajorianos em Cardássia IV.
Yoksa mükemmellik ve damak zevki arasında seçim yapmaya mı mahküm edildim?
Ou estou condenado a escolher entre perfeição e o palato?
Anlaşma şöyle : Kardasya mahkemesinde yargılanacak ve mahküm edileceksin. Sonra, ömrünün geri kalanını Lazon II çalışma kampında geçirmeye mahküm edileceksin.
O acordo é você ser julgado e condenado num tribunal cardassiano e sentenciado a passar o resto da vida no Campo de Trabalho de Lazon II.
Ve seninle öğle yemeği yemeyi iple çekmekten başka bir şeyi olmayan bir hayatı yaşamaya beni mahküm ettiler.
E deixaram-me viver os meus dias sem grandes expetativas a não ser almoçar consigo.
Eve gelirken, yolda mahküm edilmiştir.
Na jornada para casa, tinha sido feito prisioneiro.
Neden kaçak bir mahküm gibi görünüyorsunuz?
O senhor parece um condenado fugitivo.
ama bu, beni ölüme mahküm etmeye yetti.
E ainda assim foi o suficiente para me condenarem à morte.
O zaman bu halde kalmaya mahküm olur.
Então, vai continuar bloqueada. Nunca será a Violet.
Hangi jüri onu bunun için mahküm edebilir?
Quem é que o vai condenar por isso?
Burada ne kadar gerekirse o kadar kalacağım. O yüzden kuruma ve tüm mahküm kayıtlarına tam erişim sağlamam gerek.
Ficarei o tempo que for necessário, por isso, precisarei de acesso completo às instalações e aos registos da prisão.
Bir gardiyan, bir mahküm, herhangi biri yapmış olabilir.
Um guarda, um recluso, qualquer um o podia ter feito. - Posso falar com ele?
"Mahküm 350096, Hücre 213'te bulundu..."
"Recluso 350096 foi encontrado na cela 213..."
Gray, geçen hafta tanıştığın mahküm.
O Gray, o recluso que conheceu a semana passada.
Günah çıkarmak isteyen bir mahküm var.
Tenho um recluso que quer confessar-se.
Üniversitede gösteri korosuna girersen tüm hayatın boyunca Disneyland'de dans eden çaydanlık rolüne mahküm olursun.
Se entrares num coro na universidade, estarás condenado a uma vida de interpretar um bule de chá dançarino na Disneyland.
Kötü haberler. görünüşe göre sizin Başkan artık bir...... mahküm.
Más notícias. O vosso presidente está aparentemente... Condenado!
O zaman kalsak da gitsek de onu buna mahküm ettik.
Então, quer fiquemos quer vamos embora, estaremos a condená-la.
Çocuklarınını değiştirdi, masumiyetimizi bizden alarak bizi vampir vaparak sonsuz bir kana susamışlığa mahküm etti.
E depois, agiu como se a culpa fosse nossa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]