Maman tradutor Português
143 parallel translation
Anne, çok özür dilerim.
Maman, desculpe.
Daha iyi olamazdım anne.
Nunca estive melhor, Maman.
Asla bilmediğin türde anne.
Duma espécia que nunca conhecerá, Maman.
Bağışla beni anne.
Perdoe-me, Maman.
Anne, sahip olduğum hayat bu!
É a única que tenho, Maman.
Bir arkadaşım var anne, o da bir ressam.
Tenho um amigo, Maman. Ele também é pintor.
- Beni bağışla anne.
- Perdoa-me, Maman.
Seni bir daha o tepede görürsem, tabanca taşıyıp taşımaman fark etmez, seni öldürürüm.
Se eu te encontrar naquela colina novamente... não fará diferença se estará armado ou não. Eu o mato.
İyi akşamlar maman.
Boa noite, mamã.
Meredith, biliyorsun taşımaman gerekiyor...
Meredith, sabes que não precisas de levar...
yoksa zaten tanımaman gerektiği için mi?
ou a de que não era suposto me reconhecer.
Ona bir şans tanımamanız yanlış.
Faz mal em não lhe dar uma oportunidade.
Aynaya bakıp kendini tanımaman müthiş bir şey.
É porreiro não me reconhecer quando me vejo ao espelho.
Aman-Maman Tanrım!
C'um caneco.
Bu kadar zamandır buluna - mamanızın sebebini anlıyorum.
É fácil de ver porque estão perdidos há tanto tempo.
Mamanın her yerine mikrop bulaştırıyor.
Está a encher a comida de germes.
Mamanı ye.
Come.
Artık ağır tepsi taşımaman gerektiğine de karar verildi.
Ficou igualmente estabelecido que não carregará bandejas pesadas.
Mamanız, köpekler.
Venham jantar, cães.
Mamanı unuttum.
Esqueci-me de te dar de comer.
Sizin tanıyıp tanımamanız fark etmez.
O seu reconhecimento é irrelevante.
Ne zaman biri ölse, hep onları daha iyi tanımamanın ne büyük bir kayıp olduğunu düşünürüm.
Quando morrem pessoas penso sempre que foi pena não as ter conhecido melhor.
Köpek mamanız mı bitti?
Acabou o Puppy Chow?
Mamanı bitirmezsen Paxil, anne bitirecek, tamam mı?
Paxil, se não vais acabar isso, a mamã acaba. Está bem?
Jesse'i tanıyıp tanımaman da değil.
É porque tu não conheces o Jesse.
Hadi, mamanı ye.
Come os cereais!
- Anneni mi özledin?
- Estranhas a Maman Delia?
Sana bu mendili taşımamanı söylemiştim.
Disse-te para não andares com este lenço.
Büyük kutudaki mamanın yanında kuru mamalar var.
O saco de comida seca está ao lado da lata. Certo.
Seni tanımamanın nasıl birşey olduğunu hatırlayamıyorum.
Não consigo me lembrar de como era não te conhecer.
Bağış yapanın ismini tanımamanız normal mi?
É usual vocês não reconhecerem o nome de um doador?
Bayanlar, biliyor musunuz, ta ki kaşınana çıkana kadar erkekler bir kıçları olduğu gerçeğinin farkında bile değildir pek çok erkek topluluk içinde onu kaşımamanın ayıp olduğunun farkında bile değildir.
Senhoras, por acaso sabem que os homens não têm consciência..... que têm rabo, até este ter comichão? Muitos não têm noção que coçá-lo em público pode ser ofensivo.
Sanırım kutu mamanın nerede olduğunu biliyorum.
Acho que sei onde encontrar uma lata de comida para gato.
Hadi gel mamanı ye.
Acaba isso pela mamã.
Anne, ekmeği uzatırmısın.
Maman, por favor, passa-me a baguete.
Bana ikinci şans tanımaman beni çok kızdırıyor.
Fico muito zangado porque tu... nem me dás segunda oportunidade. Tenho uma ideia.
Kendine acıman ya da acımaman.
com piedade ou sem ela.
Silah taşıyıp taşımaman umrumda değil.
Não me importo se tens uma arma ou não.
- İştee senin maman.
- Aqui está o teu jantarzinho.
Kimseyi tanımamanın nasıl zor bir şey olduğunu bilirim.
Sei que é difícil para ti, sem conhecer ninguém.
Büyürken Howard Cosell'i tanımaman çok yazık çünkü baştan beri cebimde saklıyordum bunu.
Foi pena não teres conhecido Howard Cosell, estava mesmo aqui.
'Maman'a bir sorayım, senin için yemeğe başka bir yer ayarlayabilir mi acaba.
Vou perguntar à mãe se pode pôr mais um prato na mesa.
'Maman'olmasa ne yapardık acaba?
Não saberia o que fazer sem a mamã.
-'Maman'misafir sevmek.
- A mamã não gosta de hóspedes.
- "Maman" olmadan yapamam.
- Não posso fazer isto sem a mamã.
Her zaman mamanın içine öküz ciğeri tavuk kanadı kesip katarlardı.
Cheia de comida. Asas de frango.
Mamal söylediğim şarkıyı beğensin yeter. İşte o zaman çok paramız olacak.
Só preciso que o Maman goste da minha voz, e teremos dinheiro.
Maman'a borçlusun.
Tu deves ao Maman.
Maman asla unutmaz.
O Maman nunca esquece.
Maman bir istisna yapabilir, oldu mu?
Oh, o Maman pode abrir uma excepção, huh?
Bu riski alamam Maman.
Não posso correr esse risco, Maman.