Manos tradutor Português
571 parallel translation
Bir iki sosyetiğiz En iyi otellerde kalırız
Somos um par de manos E nos melhores hotéis ficamos
- Ben de sizi, kardeşlerim!
- Também tive de vocês, manos!
Süt içme zamanı.
Manos, é hora do leite.
Zenciler onun bittiğini söylüyor, zenciler bunu diyor, zenciler söylüyor.
Os manos dizem que desisti, dizem isto, dizem aquilo.
Ben eski olabilirim, fakat sen geldiğinde, genç zenciler geldiklerinde, o hala devam edecek, biliyor musun?
Poquer posso já estar velho e a "reformar-me", mas vocês aparecem manos mais novos aparecem, E vão continuar e continuar,'tás a ver?
Nasıl oluyormuş? Siz de bilirsiniz.
Olá, manos.
Las Manos de Orlac, yani Orlac'ın Elleri, değil mi?
"Las Manos de Orlac". As Mãos de Orlac, não?
Neredeyse bir haftadır kankayız.
Fomos manos durante quase uma semana.
Oraya da gönüllü gidiyorum.
Nós, os manos, estamos aqui porque somos negros... e não temos educação. Sou voluntário, mano. Sabes?
Şunun farkına varmalısınız.
Deviam saber... que os manos...
Ruhuz. Kan ve ruh, o kadar.
Manos... de alma.
Hangi yıldaysak...
Mais ano, manos ano...
Şeylerden beri En iyi kardeşler ekibine...
- À nossa! À melhor equipa de manos desde...
Kankiler, bir saniye içerisinde buradayım. Kankiler mi?
OK, manos, volto num segundo!
Ağalar ödeme için beklemez.
Os manos não esperam para serem pagos.
Biz fazla uçmayız.
Nós, os manos, não ficamos pedrados.
- Hiç kardeşim olmadı.
- Nunca tive manos.
- Hayır, siyah biri diyorum.
- Não,'manos'assim pretos.
Ayrıca o Kentucky'li ve polisler güneyli siyahlara pek sıcak bakmazlar.
E é do Kentucky, e cá não gostam de manos vindos lá do Sul.
Sanırım Cumartesi günü de buraya geldin. Siyahları senden uzak tutmak için siyah savar bir sprey kullanmış olmalısın.
Aposto que quando cá vens aos sábados precisas de repelente de pretos para te livrares dos manos?
Bizimkilere sekiz kutu ot borcu var.
Ele deve oito caixas de tabaco aos meus manos.
Ray Ray'in bu işin icabına bakması lazım.
Espera. O Ray Ray devia estar a tomar conta do negócio, a proteger os manos.
Benim de senin de çocuklarımızın yanında olmamız lazım.
Eu... e tu... Somos manos, e temos de apoiar os nossos filhos.
Ne oluyor yahu?
Manos, o que se passa aqui?
- Bu arkadaşların için.
Estás a fazer isto pelos teus manos.
Raymond, bizler kardeşiz dostum.
Somos manos, pá.
- Sen de tanıdığım diğer zenciler gibisin.
- E tu és igual a todos os manos.
Bu yine kardeşlikle mi ilgili?
Isso é outra coisa de manos?
Kendi, s.ktiğimin sokağımızda adamım!
Os Três Puntos. Mesmo na merda do nosso beco, manos!
Yeni manzaramıza bakın beyler!
Os Vatos Locos estão acabados. Vejam só a nova vista, manos!
- Gelin beyler.
Chale, manos.
- Hadi gidelim beyler! - Hadi, adamım!
Vamos embora, manos!
Şimdi mutlu musun? Tamam, şimdi de kahverengi kardeşlerim için.
Muito bem, Agora para os meus manos acastanhados.
BGA kardeşlerim.
Meus Manos B.G.A.! Pockets!
2 kardeş geçen yıl onu soymaya kalkıştılar.
Dois manos tentaram roubá-lo no ano passado.
Zenciler.
Meus manos.
İyidir, kardeşler.
Dia de pagamento, manos.
Mekânına iki köpeğini yollamış. Verandadan indirmişler, sonra da balkondan fırlatmışlar. Zenci dört kat düşmüş.
Mandou-lhe a casa uns manos que levaram o preto até à varanda e o atiraram duma altura de quatro andares.
Konuşsam daha iyi olurdu bir in... sanla.
Mais vale falar com os hu... manos.
El hombre con los manos de piedra.
El hombre con las manos de piedra.
Casmothers Kardeşler bunlar!
Olha os manos inseparáveis!
Ayrıca o Kentucky'li ve polisler güneyli siyahlara pek sıcak bakmazlar.
Cá no meu ver, têm algo contra os manos do Sul.
Kardeşleri sevmem ve de sözünün eri olan insanları sevmem.
Não gosto de "manos", nem gosto de aldrabões.
Eğer beni öldürürlerse, arkadaşlarımdan birisi de onu öldürür.
Se me matarem, um dos meus manos vai matar um deles.
Ve muhterem Kareem Said... kardeşlerini adalet adı altında dayatılan adaletsizliğe karşı savaşmak için bir araya toplamaya uğraşırdı.
E depois temos o Reverendo Kareem Said. Ele trabalhava para reunir os "manos", combater as injustiças que suportamos em nome da justiça.
Bizim tarafımıza bir kaç adam verse zarara uğramaz.
Não fazia mal ter uns quantos "manos" do nosso lado.
- Sadece kardeşler.
- É só para manos.
Aç haydi. Amerikalı kardeşlerimden ödünç aldığım bir şey.
Vá, é uma coisa que pedi emprestada aos manos americanos.
Seninle konuşmam lazım.
Valeu, manos.
Şuna bakın adamım.
Vejam só, manos.
Tai.
Dançando com os manos