Marion tradutor Português
923 parallel translation
- Marion!
- Marion!
Marion, gitme!
Marion, não vás!
Marion hatırlar!
Ela lembrar-se-ia!
Pekâlâ, Marion, aç kapıları.
Marion, baixa as grades.
- Marion beni dışarı hapsettiler.
- Marian, cercaram-me aqui fora.
- Kız arkadaşın var mı Marion?
. Você tem namorada, Marion?
Marion, inan bana, sanırım sen o kitabı yazacaksın.
Marion, acredite, acho que vai mesmo escrever esse livro.
Bayan? Benim adım Marion, Marion Hotchkiss.
Senhorita, meu nome é Marion, Marion Hotchkiss.
Çok güzel bir hikaye Marion.
. É uma bela história, Marion. .
Tabii ki hoşlanıyorum Marion.
. Claro que gosto de você.
Marion, haydi içsene.
Marion, vamos, beba.
Marion.
Marion.
Sakin ol Marion.
Calma, Marion. Fique calmo.
Marion üstesinden geldi.
Pare com isso, Marion.
Marion, işte bana verdiğin kitap.
Aqui está o livro que me emprestou.
Bilmiyorum Marion.
Não sei, Marion.
Duman dağılıp, bölümün kalanı geri döndüğünde Huxley'e yine atik Japon garnizonunu bulması söylendi ki bu sefer adanın 70 kilometre içindeki bir gölde saklanıyorlardı.
Nossas baixas foram poucas, mas deixamos para trás... quem poderia escrever o grande romance de guerra. Cabo Marion Hotchkiss, "irmã Mary".
Jean Huxley. Marion'un ailesi. Maryland'in kırsal kesimi aynı Danny'nin devamlı anlattığı gibiydi.
"Transforme-os em fuzileiros." Bem, nós fizemos isso.
Marion, uzun bir bakış lütfen.
Marion, dá-me um visual mais alongado.
Bak, Marion, bir daha deneyelim.
Ouve, Marion, gostaria de tentar de novo.
Marion, Çağdaş Sanatlar Müzesi'ndesin.
Estás no Museu de Arte Moderna, Marion.
Derin, Marion.
Intenso, Marion.
Daha derin, Marion.
Profundo, Marion.
Marion çok derindir.
A Marion consegue ser muito profunda.
Marion, ne okuyorsun?
Marion, querida, que estás a ler?
Farklı bir arka plan olursa Marion daha iyi görünebilir.
A Marion talvez pareça melhor contra outro fundo.
Marion bile daha iyi görünüyor.
A Marion até já parece mais esperta.
- Marion, buraya.
- Chega aqui, Marion.
Marion'un okuyabildiğini varsayalım.
Faça de conta que a Marion sabe ler.
Tamam, Marion, haydi.
Pronto, Marion, vamos lá.
Evet, Marion'a kitapları anlatın da gidelim artık.
Fale com a Marion sobre os livros, e vamo-nos logo embora.
Çok iyi, Marion.
Muito bem, Marion.
Marion...
A Marion é...
Marion, seni her fırsatta görmek istiyorum.
Marion, sempre que seja possível, eu quero ver-te.
Marion, Bay Cassidy için o tapunun fotokopisini çıkar.
Marion, prepare-me as cópias da escritura para o Sr. Cassidy.
Bu da...
Marion, mas que diabo...?
Ne var, Marion?
O que foi, Marion?
Caroline, Marion hala gelmedi mi?
Caroline, a Marion ainda não chegou?
Kızkardeşini işyerinden aradım - Music Makers müzik mağazası - ve o da Marion'un nerede olduğunu bilmiyor.
Já telefonei para o trabalho da irmã, a loja de música Music Makers, e ela sabe tanto onde está a Marion como nós.
Her zaman haklı çıkan sevgili Marion,
Querida Marion ( que tem sempre razão ),
- Marion'un kızkardeşiyim.
- Sou irmã da Marion.
- Marion burada mı?
- A Marion está cá?
İkiniz bu işte birlikteyseniz beni ilgilendirmez ama bunu Marion'un söylemesini istiyorum, sonra giderim.
Se vocês estão os dois metidos nisto não é nada comigo, mas quero que a Marion me diga isso, que eu depois vou-me embora.
Marion'un başı belada mı?
A Marion está em apuros?
Marion'dan söz edelim, tamam mı?
Falemos todos da Marion, sim?
Başı iyice belaya girmeden Marion'u görmek istiyorum.
Só quero ver a Marion antes dela se enterrar demasiado.
Gerçek adı Marion Crane ama farklı bir isimle kayıt yaptırmış olabilir.
O seu nome verdadeiro é Marion Crane, mas podia ter assinado com um nome diferente.
- Marion.
- Marion.
Marion Crane burada olsa onu saklamazdınız, değil mi?
Se a Marion Crane cá estivesse, não a escondia, pois não?
- Marion?
. Marion.
Gelen zarar azdı, ama geride, büyük Amerikan savaş romanını yazabilecek olan çocuğu bıraktık Onbaşı Marion Hotchkiss, Rahibe Mary.
Então, em janeiro de 1944, viajamos 4 mil km para nos unirmos à Divisão.