English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ M ] / Martine

Martine tradutor Português

259 parallel translation
Hiç sanmam, ismim de Martine.
Duvido, e meu nome é Martine.
Martine mi?
Martine?
Philippe, dostum bak bu Martine.
Philippe, deixe-me apresentar-lhe, Martine.
Onun malı mısın Martine?
Será que ele pensa que você pertence a ele, Martine?
- Martine denen kadın.
- A Martine,
- Martine mi?
- A Martine?
Saygılarımla, Martine Ackenthorpe. "
Assim me despeço, Martine Ackenthorpe, "
Boğulan kadın Martine olmalı.
A mulher estrangulada devia ser a Martine,
Albert'e kadın Fransızsa belki de Martine'dir dedim.
Disse ao Albert que se ela era francesa, podia ser a Martine,
Ölü kadın Martine mi?
Acha que a mulher morta é Martine Ackenthorpe?
Zehir olayı onun Martine Ackenthorpe olduğunu gösterir.
Este envenenamento diz-me que ela era a Martine Ackenthorpe,
Çok iyi biliyorsun ki o kadın Martine ise, polise mektubu vererek bizi şüpheli durumuna düşürdün, sadece onun değil, Albert'in ölümünde de.
Com certeza que se aperceberão que se a mulher era a Martine, ao mostrar aquela carta á Policia, a culpa aponta para um de nós, não apenas pela morte dela, mas também pela do Albert,
Martine'in cesedi bulunduğu an ailedeki herkes zan altındaydı, sen de Emma.
Assim que o corpo da Martine foi descoberto, a familia estava toda sob suspeita, incluindo a Emma,
- Martine diye imzaladınız.
- Assinou Martine Ackenthorpe,
Mektup - insanların ölü kadının Martine olduğunu düşünmesi ve katili aile arasında araması ve sizden kuşkulanmamaları için.
A carta, para que se pensasse que a mulher era a Martine, se procurasse o assassino na familia e nunca se olhasse para si,
Martine bildiğim kadarıyla Normandiyalı bir köylüydü.
A Martine foi, ou é, não sei, uma camponesa da Normandia,
Martine.
Martine?
Bugün burada hep beraber toplanmış bulunuyoruz. Angela Martine ve sen, Robert Tomlinson, dostlarınızın huzurunda, hukukumuza ve inançlarımıza uygun bir şekilde... Alarm!
Portanto, estamos aqui, hoje, contigo, Angela Martine, e contigo, Robert Tomlinson, perante os vossos colegas, de acordo com as nossas leis e as nossas muitas crenças, para que...
- Selam Yann, Martine.
- Bom dia - Bom dia. Vai-se tudo embora?
Gilbert geceye Martine'le devam ediyor.
Gilbert está com Martine. A filha do cônsul.
Öpüyorum, kuzenin Martine.
"beijos da tua prima, Martine."
Martine'i gördün mü?
Viste a Martine?
Hayır, benim adım Martine Dawson.
Não, sou a Martine Dawson.
Ben, büyük silahşor Antonio Garibaldi DeMarco'nun oğluyum annem, güzel Doña Inez Santiago y San Martine'in onurunu savunurken talihsiz şekilde öldürülen kişinin.
Antonio Garibaldi DeMarco morto tragicamente... defendendo a honra de minha mãe... a bela Doña Inez Santiago y San Martine.
Sabrina, Martine için endişelenme.
Sabrina, não te rales com a Martine.
Günaydın Martine, Suzanne.
Bom dia, Martine, Bom dia, Suzanne.
Martine Perreau - kayıp!
Martine Perrault, desaparecido!
Martine'in dünyasında hayvanlar vardı.
No mundo de Martine, nós tínhamos animais. Comíamos aquilo que criávamos. Construíamos as nossas roupas, a nossa casa.
Yetiştirdiğimizi yerdik, elbiselerimizi ve evlerimizi kendimiz yapardık.
Na quinta, a vida era simples para Martine.
Çiftlikte yaşarken hayat, Martine için basitti.
Às vezes pergunto-me porque é que deixámos o mundo de Martine.
Ailemin, onun yüzünden bana Martine ismini verdiklerini düşündükçe çıldırıyorum.
Quando eu penso que os meus pais me chamaram Martine por causa dela.
Martine önemli değil.
Martine. Não é importante.
Martine yüzünden mi ağlıyorsun?
É por causa da Martine que tu...
Ben... Bekle Martine.
Espera Martine.
Ağlama Martine.
Não chores Martine.
Düzenli olarak Martine'e yazmak istedim.
Eu precisava de escrever à Martine regularmente.
Evet ama gelmek için yeteri kadar param yok Martine.
Mas espera... Eu não tenho dinheiro suficiente, eu disse isso mas não tenho dinheiro suficiente.
Bu, ayrılmak için bir sebep değil.
Eu preciso de ti Martine. Mas tu nunca me amaste, porque és incapaz de amar quem quer que seja.
Bir dakikalık düşünmeye ihtiyacım vardı.
Eu vou ter o acordo Martine pronto a tempo para a reunião, não vou?
Bu Martine olayının peşindeyim.
Estúpido. - Alex?
Sakın geç kalma.
A que horas chegam aqui as pessoas do acordo Martine?
Deb, Deb, Deb, lütfen.
Eu estou atarefado com isto do acordo Martine.
O kimin numarası? Bu mu? Bu numara...
O caso em que te meteste, com a tua maldita capa pro bono a agitar-se por todo o lado... acontece que pertence e é gerido pelo Martine.
Burada neler dönüyor, Alex? Fahişelik, uyuşturucu madde, rock roll. Martine aracılığıyla Waxman'dan telefon geldi.
que os nossos honorários não vêm em formato de tortilhas?
- Martine!
- Martine?
Martine.
Como?
- "Martini"?
- Martiné?
Oturuyor musun?
É a Martine, estás sentado?
Gromberg, kırmızı çizgili Martine anlaşması..
Existe alguma coisa que os senhores queiram partilhar connosco? Independente do que ouviram... nos últimos meses... Então.
Martine adamları ne zaman burada oluyorlar? - Her an.
Para onde é que estás a olhar?
Kaşmir.
- Não te chegava o da Martine?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]