Medusa tradutor Português
374 parallel translation
Deniz anası bile bunu bilir.
Até mesmo para uma medusa.
Medusa madenine giderken silah sesi duydum.
- la a caminho... da mina Medusa, quando ouvi os tiros.
- Medusa madeni yolunda.
- A caminho da mina de Medusa.
Korsanlar, Medusa teknesine saldırdı!
Piratas atacam a escuna "Medusa"!
"Papalık tacını taşıyan başında benim gözümde yalnızca bir Medusa."
"Aquele que usa a Coroa Papal ainda é a minha Medusa."
Şeytana, iblise, deccale benzetildiğim olmuştu. Ama beni Medusa'ya benzeten çıkmamıştı bugüne kadar.
Já fui comparado a Lucifer, Beelzebub... o Anticristo, mas nunca antes à Medusa.
İyi kadındır. - Kendileri nasıllar?
- A nova Medusa, a minha mulher.
Medusa'nın uzun kolları Elektronik ses bombaları
Milhas e milhas de acordes Medusianos O estrondo sônico electrónico
Gorgon Medusa'nın başı!
A cabeça da Medusa. A górgona!
Medusa'nın bir bakışı bütün yaratıkları taşa çevirir.
Um olhar da cabeça da Medusa transforma todas as criaturas em pedra.
- Medusa'nın başını ele geçirmelisin.
- Tens de apanhar a cabeça da Medusa.
Eğer Medusa'nın gözleri öldükten sonra bile bütün canlıları taşa dönüştürebiliyorsa...
Se os olhos da Medusa, mesmo depois da morte, transformam todas as criaturas em pedra,
Medusa'yı bul.
Procura a Medusa.
Ve sonra, Medusa.
E, depois, a Medusa.
- Medusa.
- Medusa.
Tanrıça öyle kıskançtı ki, Medusa'yı cezalandırdı.
E a deusa ficou tão ciumenta que castigou a Medusa.
Bu havada uçan şey denizanasına benziyor.
Parece uma espécie de medusa aérea.
Oradaki ikinci günümde bir deniz anasına bastım.
No segundo dia, pisei uma medusa.
- Kıyafetine bakılırsa şeytan Medusa ile evlenmiş?
Viram as cobras no cabelo dela?
Kaput medusa, yemek borusu şişmesi, basur, siroz, splenomegali.
Dilatação das veias periumbilicais, hemorróidas, ascite, esplenomegalia.
- Biz... biz Medusa'yla savaşacağız. Değil mi?
Vamos lutar contra a Medusa, certo?
- Medusa'nın taşa çevirdiği.
- Transformada em pedra pela Medusa.
Bir farenin döllenmiş yumurtasıyla ışıldayan bir denizanasının genetik proteini enjekte edildi.
O ovulo fertilizado dum rato foi injectado com uma proteína genética duma medusa luminosa.
Benden sana ışıldayan denizanası proteini gibi şeyler enjekte etmemi mi istiyorsun?
Queres que eu te injecte um pouco de proteína da medusa luminosa?
Yaklaş, Medusa, yaklaş bana!
Aproximai-vos, Fúrias!
Dene Medusa dene.
Tente se quiser.
Kelimenin tam anlamıyla s.çtın, Medusa!
Você está ferrada, Medusa!
- Medusa! ( Yılan saçlı mitolojik kadın. )
- Medusa!
Dünyadaki iki ciltten biridir, Louvre'a gidip de Medusa'nın Salı'na dokunuyor musunuz?
É um dos dois volumes existentes no mundo. Quando vai ao Louvre, também mexe sem pejo em "A Balsa de Medusa"?
Bu Medusa adını verdiğimiz stereo mikroskoptan alınmış bir görüntü.
É uma imagem vista ao estereomicroscópio do que é conhecido como medusa.
O ve gelişmekte olan pembe yavrusu denizanasının çalınan bedeninde parazit gibi yaşarlar.
Ela e a sua cria rosa em desenvolvimento vivem como parasitas no corpo roubado a uma medusa.
Buradaki hayvanların çoğu bu denizanası gibi koyu kırmızıdır.
Muitos animais aqui são vermelhos escuros, como esta medusa.
En güçlü biyolojik ışık saçma savunma mekanizması açık denizdeki deniz anası perifila tarafından yaratılan ışık gösterisi olmalı.
O derradeiro mecanismo de defesa bioluminescente tem de ser o espetáculo de luz criado pela medusa Periphylla.
Deniz anası... değilim.
Eu não sou... Medusa.
Biz medusa kemikleri çağırıyoruz { \ i1 }, { \ i1 } taş onların eti açmak...?
Invocamos os ossos da Medusa, Que a carne deles fique em pedra.
O yılan saçlı ifritten ( medusa ) daha fazla nefret ettiğim bir şey yok. Tıpta yanlış olan her şeyi üzerinde toplanmış.
Não há ninguém que eu odeie mais que aquela Medusa.
- Dory, o bir denizanası.
- Dóri! É uma medusa!
"EAS" ın görevi su altını aydınlatmaya yarayan Medusa adlı dev avizeyi taşımaktı.
Ele transporta um gigantesco projector, La Méduse.
Denizanası belki.
Um medusa, talvez.
Bu arada ismi beğendim. "Medusa."
A propósito, gosto do nome "Medusa".
Ama nedenini bilmiyoruz. Evet ama Medusa'yla ilgisi olduğunu biliyoruz.
Mas sabemos que tem algo a ver com Medusa, seja isso o que for.
O her neyse. SD-6'dayken galiba Sloane'un Medusa projesiyle ilgili konuştuğunu duymuştum.
Quando eu estava no SD-6, creio que ouvi o Sloane a mencionar algo sobre um Projecto Medusa.
Medusa'nın ne olduğunu biliyor musun yani?
O que significa "Medusa"? Não.
Medusa, SD-6'nın sisteminde varmış.
Marcaram o Projecto Medusa na base de dados do SD-6.
... Rus ordusu için Medusa'nın geliştirilmesini denetlemiş.
Supervisionou o desenvolvimento do Medusa para o exército russo.
Medusa bu resimleri çekti.
Foi isto que o Medusa fotografou.
SD-6 verilerine göre Medusa o sığınakta.
Segundo a base de dados do SD-6, o Medusa está guardado nesse abrigo.
Kısacası o sığınağa girip Medusa'yı Sark'tan önce çalmalıyız.
Em resumo, temos de aceder ao abrigo e roubar o Medusa antes de o Sark o apanhar.
Bakanlığa girersek Medusa'yı Sark ve Oransky çalmadan önce yok edebiliriz.
Se conseguirmos entrar lá, podemos aceder ao abrigo e destruir o Medusa antes de o Sark e o Oransky o poderem roubar.
Hastayım ve yorgunum...
Irmãs, Satã casou-se com Medusa.
Medusa onu aydınlatıyor.
La Méduse ilumina-o.