Modo tradutor Português
17,584 parallel translation
Belki de Jace'in ona bakış şekli canını sıkmıştır.
Talvez seja pelo modo como o Jace olha para ela.
Elçiliğe güvenle girip çıkabilmenin tek yolu.
O único modo seguro de entrar e sair da chancelaria.
Toprağımızı işgal eden her yabancıdan kurtulmak ve kendine kardeşim diyen fareyi öldürmek için tek yol.
O único modo é correr com os estrangeiros que invadem o nosso país e matar a ratazana que se diz meu irmão.
Önce Minik Şeyi alacağız, sonra onu yetiştirip güçlü, bağımsız bir kadın yapacağız.
Primeiro, vamos levar a Coisa Pequena e criá-la de modo a tornar-se numa mulher forte e independente.
Şunu uyku moduna alır mısın lütfen?
Podes metê-lo em modo de sono, por favor?
Tek başıma içmeyi hiç sevmediğim için size katılabilirim sanmıştım.
Pensei em juntar-me a vocês, de qualquer modo, dado que nunca gosto de beber sozinho.
Ve öyle ya da böyle sikileceksen işten kazançlı çıkmaya bak tatlım.
E se vais ser fodido, de qualquer modo, escolhe a via lucrativa... Querido.
Benimle böyle konuşmamalısın.
Não devias falar comigo desse modo.
- Yine de ürpermedin mi hiç?
Mas, de certo modo, não te arrepia?
Sabıka dosyasından dolayı tanıklık etmesine izin yok.
Não lhe é permitido depor, devido ao modo como as acusações criminais foram resolvidas.
Ne münasebet.
De modo nenhum.
Kışkırtıcı giyinirdi.
Vestia-se de modo provocador.
Gitmeye hazırım zaten.
De qualquer modo, estou no ir.
Çünkü Romeo ve Juliet'i istediğim şekilde yapamadım.
Porque o Romeu e Julieta ainda não foi feito do modo que pretendo fazer.
Ve dans da benim konuşma yöntemim.
E a dança é o meu modo de expressão.
Böylece ikisini yan yana getirmek için bir parti düzenliyorlar ve sadece Capuletler katılabiliyor.
Então, enviam convites para uma festa, de modo a juntar os dois, uma festa só para Capuletos.
Güvenli modda çalıştırıp kaputun altına bakalım.
Vamos reiniciá-la em modo de segurança e dar uma olhadela sob o capo.
C-4 bu yüzden.
Deste modo, o C-4.
Templarios üyeleri bir şeye ya da içeriden birine ulaşabilsin diye Ses merkezi boşaltmak istedi.
"A voz" quis esvaziar a esquadra de modo a que os Templários possam chegar a algo... ou a alguém aqui dentro.
Ölümcül salgın haberi yayıldıktan sonra HKM herkesin test edilmesini önerdi. Böylece hükümet genetik işaretleyicilerine göre kimlere aşı verileceğine karar verebilecekti.
Após a notícia de um surto mortal, o CDC recomenda que todos façam o teste de modo a que o governo possa identificar aqueles que precisam de ser vacinados pela avaliação dos seus marcadores genéticos.
Reklamcılıksa ürünlerin ve hizmetlerin insanların hayatlarına nasıl değer katacağı konusunda yol göstermesidir.
A publicidade pretende iluminar o modo como os nossos produtos e serviços irão melhorar a vida das pessoas.
Her neyse. Bugün harika oynadığını söylemek istedim.
De qualquer modo, vou dizer que foi um óptimo trabalho.
Sana bir şey olmuş, ondan sonra böyle aşkın bir biçimde çalmaya başlamışsın.
Aconteceu-lhe algo e depois pôde tocar desse modo transcendente.
Aslında bir bakıma biliyorum.
De certo modo, eu sei.
Bir şekilde kaçmışsın.
De algum modo, saiu.
Yapmamız gereken, benim yapmak istediğim şey insan öğesini tamamen çıkarmak ve nesnel bilimsel veri toplamak.
O que precisamos de fazer, o que me propus fazer, é encontrar um modo de remover o componente humano e reunir dados científicos objetivos.
Aralarında onlara güç veren bir birlik var.
De certo modo, têm um tribalismo que os sustenta.
Geri dönmemi bir şekilde engellersen Prairie ile öteki arkadaşlarını açlıktan öldürürsün.
Se de algum modo me impedir de voltar para lá, vai fazer com que a Prairie e todos os seus amigos morram à fome.
Yani, bizim sayemizde buradasın sanıyorsun ve bir bakıma öylesin.
Quero dizer, achas que estás aqui por nossa causa, e de certo modo, estás.
İstesen bile tersini yapamazdın.
- Nem sabes falar-me de outro modo.
Ama ibne gibi değil.
Não de um modo homossexual.
Adam boyunlarımızı kırmadan onu bir şekilde yatıştırmamız gerekecek.
- Teremos que ser criativos. Dominá-lo de algum modo, sem expor os nossos pescoços.
Ajan Carter'ı halkın gözünden düşür, kepaze et, hizaya getir böylece şimdiye dek yaptığı tüm bu yanlış yönlendirilmiş hareketler tartışmasız bir şekilde geçersiz olsun.
Difama-a, humilha-a, e subjuga a Agente Carter de modo a que todo este trabalho equivocado que ela fez fique inquestionavelmente inválido.
- Duyduğum kadarıyla senin biçimin daha temizmiş.
Pelo que sei, o seu modo é mais limpo.
Bak, her halükarda risk var.
De qualquer modo, há riscos.
Seçeneğim kalmadı Nona, benimle konuşması var ya.
Estou no fim da minha linha, Nonna, o modo como ela... fala comigo.
Sen nasıl izin verdiysen seninle öyle konuşmuş.
O modo em que te fala é o que tu permites.
- Frost'u çekmenin bir yolunu bulurum ben.
- Vou achar um modo de atraí-la. - Não precisas.
- Manuel olarak müdahale edebiliriz.
- Usar o modo manual. - Bem, então usa-o.
Schumacherin ofiste bana ihtiyacı var sanırım, her neyse
De qualquer modo acho que o Schumacher quer que volte para o escritório.
Biri ihtiyacımız olan cevapları ve hatıralarımı geri getirmenin başka bir yolunu söyleyebilecekse dinliyorum.
Se alguém arranjar outro modo de recuperar as minhas memórias e conseguir as respostas que quero, sou toda ouvidos.
- Dikkat. Aslında düşünürsen, bir bakıma sihir bir sahne sanatı sayılır.
Se pensares nisso, de certo modo, o ilusionismo é quase como uma arte de representação.
Neyse...
De qualquer modo...
Sana dokunuşu hoşuma gitmedi.
Não gostei do modo como te tocou.
Yani durum böyleyken.
Do modo como as coisas estão.
Durumun böyle olması.
Pelo modo como as coisas estão.
Ortak dil konuşmaya dönersek gösterdiğin emeğin karşılığını da alırsın bak.
Voltando a falar de modo simples... - Posso fazer com que valha a pena.
- Uyku moduna almayı unuttuğun için olmuştu.
Porque te esqueceste de colocá-la em modo de hibernação.
Uyku moduna aldığımı anımsadığımı sanıyorum gerçekten.
Eu lembro-me bem de a ter posto em modo de hibernação.
Artık Tanrı Modu yok.
Não há mais modo de Deus.
- Hiç güvenmiyorum aslında.
- De modo algum.