Moment tradutor Português
54 parallel translation
Doğru zamanda mı telefon ettim?
Acabo de telefonar ao "Bom Moment", Sr...
Bir dakika!
! -'One moment'...
Bir dakika.
Un moment.
İşte bu moment atışımızdı.
Grande movimento. É o nosso inning.
CAPCOM, Mürettebat, gemiye yeni durum vektörü konmadan önce gemi yolculuğunun bir yıldız pozisyonu üzerine sabitleneceğini ve iç moment birimine hizalanacağını da bilsin.
Saibam que a Navegação quer fixar uma posição estelar e um alinhamento UMI, antes de pôr um novo vector a bordo.
Biraz benimle otur.
Vem cá un moment.
Seninde tahmin edebileceğin gibi, " " exactly when it was natural that it should be so, not a moment sooner, " " Edmund çok hoş ve şaşırtıcı bir gerçeği söylemeye geldi. "
E, como devem ter adivinhado, no momento em que seria natural que assim fosse e nem um minuto antes, o Edmund declarou a deliciosa e surpreendente verdade.
" Un moment, un moment.
"Um momento! Um momento" Kim!
Moment kuvvetinin bizi taşımasına izin ver.
Deixe que nos leve.
Than spend each moment loving you Baby, through and through
BEM-VlNDOS AO PARQUE DE diversões MUNDO medieval
Her an arayabilir. Mükemmel değil mi? hij kan elk moment bellen.
Bestial, não?
Moment ve kütle enerjisi PX, PY ve PZ'nin korunmasına göre.
Com o tempo e o espaço teremos o px, elevado a isso, igual ao instante e massa de energia... dentro da conservação do px PY e PZ.
Hayatımın ileri doğru bir moment kazanmayacağı hissine kapılıyorum.
Sinto que a minha vida carece de um ímpeto positivo.
bir dakika dinle
Aonde vai? - Um moment Ouve...
Sizinle bir anı paylaştık.
" We've shared a moment
Ve bu an sona ererken içimde garip bir duygu var.
"And as the moment ends " I got a funny feeling
Kısa bir an için, Chicago'daydım ve sonra,
It was Chicago for a moment,
Yalvarırım, biraz durun!
Un moment, peço-lhe.
Babanızın yeni anneciğinizle birlikte biraz yalnız kalmasına izin verin.
Dêem ao papá um moment com a vossa nova mamã.
Sana moment katmayacak ve havaya uçurmayacak.
Eles não o darão em qualquer momento, menos eles encendarán que.
Ve bu andan itibaren şekilde sana göz koydu be.
And it's been that way from the moment I laid eyes on you.
From this moment
A partir deste momento
"Şu andan itibaren," "böyle bir anda,"
"From This Moment", "A Moment Like This",
Bir dakika! Bir dakika, lütfen!
Un moment, s'il vos plaît.
Bir dakika!
Un moment.
# One shining moment # Sonunda Barney o esrarengiz... kızın kim olduğunu bulmuştu.
O Barney acabou por descobrir quem era a rapariga misteriosa.
- Bir dakika, Albay.
Un moment, s'il vous plaît, coronel.
Sürekli müzik kutusundan Billy Joel'in "Leave A Tender Moment Alone" şarkısını çalan bir adam vardı.
Estava lá um tipo que não parava de pôr a tocar na jukebox a música do Billy Joel "Leave a Tender Moment Alone".
Leave A Tender Moment " güzel şarkıdır.
"Leave a Tender Moment" é uma boa canção.
"Moment Of Truth" programına çıkarmaya ne dersin?
E se o inscrevermos naquele programa "O Momento da Verdade"?
This Moment Forever
"Este momento para sempre."
"This moment forever."
"Este momento para sempre."
- Bir dakika, lütfen.
- Un moment, s'il vous plaît.
Ve bir şey harekete geçti mi moment oluşturur.
E quando algo é posto em marcha, não pode deixar de criar momento.
Fen dersinde biz buna "moment" diyoruz, mesela.
Sabes, nas aulas de ciências, costumamos chamar-lhe "ímpeto."
* Uyandığım zaman *
The moment I wake up
O zaman maksimum moment kazadan en uzak noktada oluşmuş.
Então o torque máximo foi mais afastado do acidente.
I waited patiently for the moment to divulge this intel in the hopes of resurrecting my political career and finally redeeming myself in the eyes of my country.
Esperei pacientemente pelo momento de divulgar esta informação, com a esperança de ressuscitar a minha carreira política e finalmente redimir-me aos olhos do meu país.
Bayanlar ve Baylar, rica edeceğim.
Mesdames, Messieurs, un moment, s'il vous plait.
Geriye kalan sadece bir fizik problemi--yerçekimi, kuvvet, moment.
O resto é apenas um problema físico. Gravidade, força, torção.
Moment, iyidir güzeldir de gerçekte ne yaptığını bilmeliyim.
A torção é óptima, mas preciso de saber que está a falar a sério.
Bir saniye.
Un moment.
Şu an biraz moment var gibi.
Neste momento eu apenas sinto que, é, uma questão de tempo.
Sanırım adı'Sessizlik Anı'.
Acho que se chama'Quiet Moment'.
Adı'Gürültülü An'olmalıymış.
Eu devia chamá-lo'Un-Quiet Moment'.
Ve en sonunda, bir an gelecek... a moment of... ... o an ki sizlerin onlara harika bir hediye verdiğinizi kabul ettikleri an olacak.
E chegará um momento de aceitação quando perceberem que vocês lhes deram a derradeira prenda.
Moment kazanıyordu, ta ki Dünya'da iz bırakmaya karar verene dek.
A ganhar impulso até decidir deixar a sua marca na Terra.
* Not for one moment.
Nem por um momento.
Is, we kept going back to the charge that was put forth to the jury as to the actual event, that one moment in time.
Nós continuávamos a voltar à acusação que foi apresentada ao júri como sendo a situação real, aquele momento no tempo.
- Yalancı Anım çeviren :
3ª Época Episódio 17 - My moment Of Un-Truth
Çeviri :
- S08E18 "Any Moment"