Moore tradutor Português
1,545 parallel translation
Moore'da ikisi de güncellendi.
O sistema Locheim foi actualizado no Moores.
- Cindy Moore.
- Cindy Moore.
- Memnun oldum Bayan Moore. - Ben de.
- Prazer em conhecê-la, Sra. Moore.
Ava Moore hiç var olmamış.
A Ava Moore nunca existiu.
Ava Moore'un Viyana-Virjinya'daki Hermes mağazasında... dikkat çeken bir hesap hareketi var.
Há uma Ava Moore que tem um belo saldo na loja Hermes em Vienna, Virginia.
- Şu anda kullandığı ismi Ava Moore.
- O nome que usa agora é Ava Moore.
Ava Moore kayıtlarını istiyorsa neden kendisi aramadı?
Se a Ava Moore quer os registos dela, porque é que não nos contactou?
Dr. Barrett Moore?
Dr. Barrett Moore?
Ava Moore'a yaptığınız dönüşümde hatalı birşey yoktu.
Não havia nada de falível na sua transformação da Ava Moore.
Ava Moore, 17 yaşındaki oğlumla yatıyor.
A Ava Moore anda a dormir com o meu filho de 17 anos.
Oğlunuzu ondan koruyamadınız, Dr. Moore.
Não conseguiu salvar o seu filho dela, Dr. Moore.
Teşekkür ederim, Bayan Moore.
Obrigado, menina Moore.
Mandy Moore filmi izlemiyorlar ki.
Não é um filme da Mandy Moore.
Tıpkı Stan Lee gibi hikaye anlatma sanatını, eski ekol usulleriyle birleştiriyor. Ama içine biraz da lirik ve kültür ekliyor. Alan Moore gibi.
Digo, combina o tipo de narração exuberante de, talvez, um Stan Lee uma sofisticação lírica de...
Tek yapmak istediği, beraber oturmak, şarap içip, kurabiye yemek, ve Mary Tyler Moore ile Andy Griffith'in tekrarlarını izlemek.
Só quer sentar-se comigo, beber vinho, comer bolachas e rever Mary Tyler Moore e Andy Griffith.
Okey, Mary Tyler Moore. Çırılçıplak.
Mary Tyler Moore, toda nua.
- O Michael Moore.
- É o Michael Moore.
Dün gece ne yaptım ben? ROGER MOORE'un MALI
O que raio fiz ontem à noite?
Peder Moore.
Padre Moore.
- Peder Moore!
- Vai declarar-se culpado?
- Buraya bakın, Peder Moore!
- Aqui, Padre Moore!
Adliye binasındayız. İşte Peder Richard Moore.
Estou aqui esta tarde, no Tribunal Distrital de Crescent, onde vos mostramos o Padre Richard Moore...
Peder Moore anlaşma istemediğini açıkça beyan etti.
O Padre Moore foi muito claro. Não admite a culpa a troco de acordos.
Onun bakımı..... tamamen bu adama emanet edilmişti. Sanık, Peder Richard Moore'a.
Foi assim entregue aos cuidados exclusivos desse homem o arguido, Padre Richard Moore.
Hayatı bahasına Peder Richard Moore'a güvenen bir kız.
Uma rapariga que confiou a vida ao Padre Moore.
Peder Richard Moore'un onunla işini bitirip ölüme terk ettiği günü de hatırlarsınız umarım.
E como ela era quando o Padre Richard Moore acabou com ela e a deixou a morrer.
Sizce Emily tüm bakımını... -... sanığa bırakmış...
Pensa que a Emily colocou o seu tratamento totalmente nas mãos do Padre Moore?
Evet. İlaçları kesmesini Peder Moore'un önerdiğini söyledi.
Ela disse que o Padre Moore sugerira que ela deixasse de tomar o remédio.
Peki sizce Peder Moore'un bu önerisinin tıbbi sonuçları nelerdir?
E na sua opinião clínica qual foi o resultado directo da sugestão do Padre Moore?
Peder Moore'un bu önerisinin Emily'yi öldürdüğüne inanıyorum.
Acredito firmemente que a sugestão do Padre Moore a matou.
Emily epilepsi hastası değildiyse o zaman Peder Moore'un tavsiyesi yerinde değil miydi?
E o conselho do Padre Moore de parar de tomar o Gambutrol não seria bom, caso a Emily não fosse realmente epiléptica?
Kilisenin maruz kaldığı durumu Peder Moore ile sınırlandırmak isteyeceklerdir.
Querem limitar a exposição da Igreja ao Padre Moore e a mais ninguém.
Jürinin saygıdeğer üyeleri bildiğiniz üzere adım Erin Bruner. Sanık Richard Moore'u temsil ediyorum.
Senhoras e senhores do júri, como já sabem, chamo-me Erin Bruner, e represento o arguido, Richard Moore.
Göreceksiniz ki doktorların Emily'ye yardım etmedeki mutlak başarısızlıklarının ardından Peder Moore ona sadece farklı bir yöntemle yardımcı olmaya çalışmıştır. Emily'nin ve ailesinin inandığı, kullandığı yaklaşım onun tek çaresiydi.
Porque verão que após o falhanço completo dos médicos na ajuda à Emily o Padre Moore apenas tentou ajudá-la de uma forma diferente, usando uma abordagem que ele, a Emily e a sua família acreditavam piamente ser a sua única possibilidade de recuperação.
Ayrıca göstereceğiz ki olağanüstü çabalarına ve Emily'ye duyduğu içten sevgiye rağmen Emily Rose'un ölümünü engellemek için yapabileceği bir şey yoktu.
E mostraremos que apesar do seu enorme empenhamento e do seu sincero amor pela Emily não havia nada que o Padre Moore pudesse ter feito para evitar a morte de Emily Rose.
Peder Moore ne zaman olaya dahil oldu?
E quando é que o Padre Moore entrou em cena?
Neticede durumu düzelmeyince, rahibimiz Peder Moore'u çağırdık.
Finalmente, como ela não melhorava, chamámos o nosso padre, Padre Moore.
Peder Moore geldi.
O Padre Moore está cá.
Bana veya Peder Moore'a hiç de öyle gibi gelmedi.
Não me pareceu nada disso, a mim ou ao Padre Moore.
Haklısınız. O geceden sonra kızınızı tamamıyla Peder Moore'a emanet ettiğinizi söyleyebilir misiniz?
E depois daquela noite, voltaria a entregar a sua filha aos cuidados do Padre Moore?
Peder Moore'un bana ihtiyacı olmamasını umardım, ama onun hapse tıkılmasına göz yumamam.
Tinha esperanças que o Padre Moore não precisasse de mim mas não quero que o prendam.
Tutuklanmadan önce Peder Moore bana bunu göndermişti.
Antes de ser preso, o Padre Moore enviou-me isto.
Emily'i gördüğünüzde Peder Moore ona tıbbi yardımda bulunmanızı istedi mi?
O Padre Moore pediu-lhe que fizesse algum tratamento médico à Emily?
Peder Moore, şeytan çıkarma ayinine başlamadan önce kilisenin iznini almanız gerekiyordu, değil mi?
Padre Moore, antes de poder celebrar o exorcismo teve de obter a aprovação da Igreja, certo?
Peder Moore, başpiskoposun onayını aldıktan sonra şeytan çıkarma ayinini ne zaman yaptınız?
Padre Moore, depois de ter recebido autorização do bispo, quando procedeu ao exorcismo?
Peder Moore bunu tanımlayabilir misiniz?
Padre Moore é capaz de identificar isto?
Peder Moore.
Padre Moore. Padre Moore.
Burada hazır bulunanlar bendeniz, Peder Richard Moore Nathaniel, Emily'nin babası Jason, arkadaşı ayin sırasında Emily'i izleyecek olan bir doktor ve Emily'nin kendisi. Emily ayinin icra edilmesi iznini vermiştir.
Presentes estão eu próprio, Padre Richard Moore Nathaniel, pai da Emily Jason, amigo dela um médico que cá está para monitorizar a Emily durante o ritual e a própria Emily que deu a sua autorização para a celebração do ritual.
Peder Moore!
Padre Moore!
Peder Moore, bu kasedi doğaüstü şeylerin kanıtı olarak mı görüyorsunuz?
Padre Moore, considera essa gravação uma prova do sobrenatural?
ROGER MOORE'un MALI Yüce Tanrım!
Santo Deus.