Mouse tradutor Português
293 parallel translation
Miki Mouse ve Donald Amca.
- O Rato Mickey e o Pato Donald.
İkizler, Muffy ve Mouse. - ve Elizabeth, piyanist. - Bak!
As gémeas Muffy e Mouse e Elizabeth, a pianista.
"Minnie Mouse".
Minnie.
Yani Miki Fare'nin köpeği hakkında kocaman bir kitap mı yazmışlar?
Escreveram um livro desse tamanho sobre o cachorro do Mickey Mouse?
And softer than a mouse's ear
E mais suave do que a orelha de um rato
Evlilik cüzdanında Bayan Mickey Fare olarak imza atabilirsin.
É legal. Até podes assinar Minnie Mouse na licença de casamento.
Onu bir Jean Harlow'a, bir Mickey Mouse'a çevirdiler.
Transformaram-no numa Jean Harlow, num Rato Mickey.
Ya da Minnie'nin deyişiyle, "çikolatalı fare".
Ou, como a Minnie diz, "mouse" ( rato ).
Miki Fare.
Mickey Mouse.
Ne zaman iyi bir fare kapanı yapsak Phibes daha iyi bir fare yaptı.
Cada vez que você construir uma ratoeira melhor, Phibes construído um mouse melhor.
Doğru. - Bana Miki Fare derler.
- Chamam-me Mighty Mouse.
Temel Reis, Miki Fare. Ne olmuş yani?
Popeye, Mickey Mouse.
- İyi günler, Mighty Mouse.
- Viva rapazes! - Caro Vidicio!
- Hayır, Mickey Mouse'dan.
- Não, com o Rato Mickey.
Ya, peki, belki sen de Mickey Mouse için dediklerini unuttun.
Sim, bem, talvez te tenhas esquecido do que disseste do Rato Mickey.
Sana Miki Fareli kalem kutusu alacağım.
Compro-te um suporte de lápis do Mickey Mouse.
Mighty Mouse, Süpermen'i yener mi hiç?
Achas que o Super-Rato venceria o Super-Homem?
Mighty Mouse çizgi film.
O Super-Rato é um desenho animado.
Miki Mouse'un yeğenleri gibisiniz.
Parecem os Três Mosqueteiros.
Mouse'la Sugar da onu tutup yere yatırıyorlar.
O Mouse e o Sugar apanham-no por acaso e deitam-no no chão.
Mouse, Sugar, asansöre girin!
Mouse e Sugar, metam-se no elevador!
Mouse.
Mouse.
Kusura bakma Mouse, o buna razı olmadı.
Desculpa, Mouse, ele não quis aceitar.
Midemde Ziggy'nin kontrol faresi kadar düğüm oluştu.
Eu tinha um nó no estômago do tamanho do mouse de Ziggy.
Piyasadaki Mickey Mouse ortamından sıkıldım artık.
Lá é tudo tão Mickey Mouse. Na verdade, essa é uma das razões por que estou aqui.
Burası şato ve pek çok işli örtümüz var. Siz bir İskoç lorduysanız, ben de Mickey Mouse'um!
É um castelo e temos muitas tapeçarias e, se o senhor é quem diz, eu sou o Rato Mickey!
Doğru! Mickey Mouse kıçını kaldır ve şehre, spaghetti pişiren kaltağın yanına dön. Yolumdan çekil, yoksa seni vururum.
Volta para à baixa, para a rua cadela que cozinha espaguere!
- Mickey Mouse satış konferansı.
- Para a Sala de conferências Mickey Mouse.
Siz kimi yenebilirsiniz? Mighty Mouse'u mu?
Quem joga contigo?
Mickey Mouse masaj salonum vardı.
Eu era dono das salas de massagens do Rato Mickey.
-... Mickey Mouse Gece Kulübü.
... de uma tal discoteca do Rato Mickey.
Bu da mouse.
Isto é um rato.
Mickey Mouse'un Minnie'si mi?
Como no "Rato"?
Bana Teksas'ta, Mouse adındaki birini hatırlattı.
Fazia-me lembrar um tipo que conheci no Texas chamado Mouse.
Bunları en son Houston'dayken dinledim. O gece Mouse seni elimden zor kurtarmıştı.
A ùltima vez que ouvi tocar estes tipos foi em Houston, na noite em que o teu amigo Mouse te salvou de levares uma sova minha.
Mouse'un Navrochet'yi öldürmesine yardım ettin.
Admite que ajudaste o Mouse a matar o Navrochet.
Mouse'ın üvey babasını birlikte öldürmediğiniz gibi.
E eu não acredito que não tenhas ajudado o Mouse a matar o padrasto...
Houston'da Etta Mae Alexander'ı aradım. kocasına not bıraktım, Mouse'a.
Telefonei para Houston para a Etta Mae Alexander e pedi-lhe que desse um recado ao marido o Mouse.
- Mouse!
- Mouse!
- Mouse, hayır!
- Não, Mouse!
Yoksa Mouse seni vurur.
Ou digo ao Mouse que te mate, porque não gostamos de ti.
Mouse'u arayıp, Dupree'nin arabasıyla Central'a gitmesini istedim.
Disse ao Mouse que fosse ter comigo à esquina da 34 com a Central.
Sür, Mouse.
Guia, Mouse!
- Hayır, Mouse.
- Não, Mouse.
Yarı Musa, yarı Mickey Mouse.
Meio Moisés, meio Rato Mickey.
Doğum gününde, Mighty Mouse müziği eşliğinde... striptiz yapmamı istedin, kabul ettim.
No teu aniversário, pediste-me um striptease... ao som de Mighty Mouse e eu aceitei.
Cesur Mickey Fare'nin özgür ülkesine. Mickey Fare mi?
Terra de liberdade, pátria dos corajosos, Mickey Mouse...
The White Mouse?
- O White Mouse?
Ben Mouse.
Eu sou a Mouse.
- Birbirimizle konuştuk, konuşmadık mı? Hayır.
É o Mickey Mouse.
Bir deneyeyim. Çekil, Mighty Mouse.
Vai para trás.