Muffin tradutor Português
269 parallel translation
Frank'e İngiliz usulü pişmiş yumurtalı ve Kanada usulü... domuz pastırmalı sandviç... ve büyük bir bardakta taze sıkılmış portakal suyu getir.
Traga a Frank dois ovos fritos e um Muffin inglês... Com bacon canadense... E uma jarra de sumo de laranja fresco.
Muffin.
Muffin?
Muffin dönebilir.
A Muffin pode aparecer.
Muffin'miş!
Ah, Muffin!
Gel, Muffin.
Venha cá, Muffin.
... Thomases İngiliz Muffinleri yiyerek...
comendo Thomases English Muffin...
Ve ben de.. .. bir yüzü tereyağlı İngiliz çöreği alacağım, bir fincan da kahve.
E eu quero um muffin inglês, com manteiga e um café.
Bay Muffin adam, sizi sonra yutarım.
Sr. Muffin, até já.
Ben de Muffin.
Eu sou a Muffin ( queque ). E que queque me saiste.
Bir çörek alayım, sonra hallederiz.
Deixe-me só pedir um muffin.
Çörek alacakmış, sonra da dışarı çıkarken bize eşlik edecek.
Vai pedir um muffin e depois acompanha-nos lá fora.
Sadece çörek alacağını söylemiştin.
Julguei que tinhas dito que ele só ia pedir um muffin.
Çöreğe ne oldu?
- Então e o muffin?
Biliyor musun, aslında bir çörek gayet doyurucu olabilir.
Sabe que um muffin pode deixar uma pessoa satisfeita.
- Bir çörek gayet doyurucu olabilir.
Sabes que um muffin pode ser suficiente. Eu sei.
Çörek, sandviç ve kahve.
Um muffin, uma sandwich e um café.
Ben sabahları sadece çörek ve yoğurt yerim.
Pai, só como um muffin simples e um pouco de iogurte.
- Çizburger ve çörek.
- Cheeseburger, muffin de arando.
- Bir fincan kahve ve çörek istiyorum.
"Quero uma chávena de café e um muffin."
Ve, damızlık bir kocan.
E ainda, tens o stud-muffin como marido.
- Şu keki ısıtabilir miyim?
- Importas-te que aqueça este muffin?
Kekim.
O meu muffin.
Karl? Çörek ister misin?
Karl, queres um'muffin'?
Chandler, Mon. Sadece bir tane muzlu cevizli muffinimiz kalmış.
Chandler, Mon, só há mais um muffin de banana e noz.
Muffinimi yalarsan böyle olur işte.
É para aprenderes a não lamber o meu muffin.
Haşhaşlı kek yediğiniz için sizi uyarmalıyım.
Reparei que está a comer um muffin com papoilas.
Tamirci eleman az kalsın karbüratöre kek girdiğini söyledi.
O do reboque diz que o carburador quase engoliu um muffin.
- Bu yüzden bunun gibi durumlar için, şey, bir muffin kullanıyorum.
Para situações como este, bom, uso um bolinho.
Tamamdır, kahve İngiliz kurabiyesi ve suyunuz.
Aqui tem o café, o "English muffin" e a água.
Birisinin bu kekin üstünü çıkardığına inanamıyorum.
Não acredito que alguém tenha arrancado o topo deste muffin.
Nerede bir kek tepsisinden firar ederse o artık kendi başına bir şey oluyor.
É onde o muffin se liberta da forma e faz o que lhe apetece.
Kek-üstü mü yiyorsunuz?
Está a comer a parte de cima de um muffin?
- Kek-üstü dükkanı mı?
Uma loja que só vende partes de cima de muffin?
Size kek-üstü!
O melhor do muffin para si...
- Kek istiyor musun istemiyor musun?
- Quer ou não quer um muffin?
Kimse benim kek-üst'lerimi beğenmedi.
Ninguém gosta da parte de cima dos muffin.
Sen kek-üstü uzmanısın.
É perita em topos de muffin.
Siz sadece kekin üstünü yapıyorsunuz.
está a fazer apenas os topos dos muffin.
- Bütün olarak keki yapmalısınız.
- Tem de fazer o muffin todo.
Çünkü "Size Kek-Üstü!" değil de.
Porque não é "O melhor do muffin para si!"
- Siz kek parçalarını sığınağın arkasına bırakanlar mısınız?
- São vocês que deixam pedaços de muffin nas traseiras do lar?
Kek'i üstü onların neyine?
Para que precisam do topo do muffin?
İki dakikada bir : " Bu kekin üstü nerede?
" Onde está o topo deste muffin?
Kek altlarını yerel depoya götüreceğiz.
Vamos deixar tocos de muffin no depósito local.
- Bunlar keklerin altları.
- São tocos de muffin.
Daha sonra "Sabah vakti, çörek alsam daha iyi olur" diye düşündüm.
Mas depois pensei : "É de manhã. Devia era comer um muffin."
Muffin Man'i biliyor musun, Muffin Man, Muffin Man?
Você conhece o "Muffin Man", o "Muffin Man", o "Muffin Man"?
Hey, sevgilisi kızamık olunca Muffin'i maskeli baloya kim götürmüştü? - Babası.
Quem levou a Fofinha ao baile de máscaras quando o par dela ficou doente
Ve tatlı bir çörek gibi.
- E um muffin. - Mirtilo.
- Çörek alacağını sanmıştım.
- Julguei que ia comer um muffin.
Muzlu muffin başları.
Queques de banana!