Mustafa tradutor Português
301 parallel translation
Prens Mustafa'ya verdiğim sözden dönmemi mi isterdin? Yalancı mı olayım?
Queres que falte à minha palavra de honra?
Mustafa çok şey bildiğime hükmedebilir.
Mustapha poderia achar que é demais.
Belki de Mustafa'nın hazine dairesine kanaldan girmek niyetindedir.
- Não o sei. Quiçá queira entrar na câmara do tesouro.
Hükümdar Mustafa bile halkından topladığım altından hoşnut kalacaktır.
O dey pode estar contente com o ouro que saquei ao povo.
Onu 5000 altın dinar karşılığında Mustafa'ya teslim edeceğim.
- Não. Entregá-la-ei eu a troco dos dinares em ouro.
Saraya gidip hükümdar Mustafa'nın adaletine sığınacağım!
- Irei a palácio procurar justiça.
Gitmem için Mustafa izin verdi. Bırakın!
Tenho permissão para sair.
Mustafa'dan 5000 dinarı almışsın. Hayır. Rezilin oğlu ödemeyi reddetti.
- Conseguiste os dinares de Mustapha.
Hükümdar Mustafa yakında vergileri düşürmek zorunda kalacak, ya da hazine dairesini genişletecek!
Ou degradamos os impostos ou alargamos a tesouraria.
Uzun zaman önce, Julna'yı öldürmek için kiralandım. Böylece Hükümdar Mustafa tahtı ele geçirebilecekti.
Faz anos encarregaram-me que assassinasse o Julna pára que Mustapha rei herdasse o seu trono.
Tanca lordu hükümdar Mustafa'dan hepinizi affetmesini isteyeceğim.
Rogarei ao príncipe que vos conceda o perdão a todos.
Mustafa tarafından katli emredildi. Ama katil ona kıymadı.
Deram a ordem, mas o assassino salvou ao menino.
Şimdi 20 yıldır dolandırıcı Mustafa'nın ayağı altında ezilenler bizimle saraya gelsin.
Todos os maltratados por Mustapha, nos sigam agora a palácio.
- Mustafa'ya ölüm!
É Mustapha!
Prenses Yasemin ve Mustafa sürgüne gönderildiler. Bir daha asla buraya dönmeyecekler.
A princesa e Mustapha foram desterrados.
Sen nereye gittiğini sanıyorsun, Mustafa?
Onde julgas que vais, Mustafá?
Yakala onu Mustafa.
Pegue-o, Mustafá.
Sence Mustafa'ya ne oldu?
O que acha que aconteceu com Mustafá?
Muhtemelen Mustafa öleceğini düşünmemiştir.
Provavelmente Mustafá não queria morrer.
Mustafa!
Mustapha!
Lideri Büyük Ed Mustafa adında bir adam.
O chefe é um tal Ed "Grande" Mustaffa.
Mustafa, Mission Bölgesi'nden.
Do bairro da Missão.
Büyük Ed Mustafa'yı arıyorum.
Procuro o Grande Ed Mustaffa.
Ed Mustafa'yı arıyorum.
Procuro o Ed Mustaffa.
Mustafa sen misin?
És o Mustaffa?
Pekala Mustafa ben San Francisco polisinden Yüzbaşı McKay.
Mustaffa... Fala o capitão McKay, da polícia de São Francisco.
Mustafa, duyuyor musun?
Estás a ouvir-me?
Beyler, işte Mustafa'yı tutuklayan müfettişler.
Aqui têm os dois inspectores que prenderam o bando de Mustaffa.
Mustafa'yı kastediyorsanız ele geçen birşey yok.
Se se refere à prisão do Mustaffa, não se desmantelou nada.
Mustafa'yla onları bulmak için anlaşmıştım.
O Mustaffa até ia ajudar-me a descobrir os terroristas.
- Mustafa'yı kastediyorsun.
- Refere-se ao Mustaffa?
Mustafa'yla anlaşma yaptım. DiGeorgio'yu bıçaklayan Bobby Maxwell'i bulacaktı bana.
Tinha feito um acordo com o Mustaffa para ele me pôr na pista do Maxwell, o tipo que naifou o DiGeorgio.
- Mustafa içerideyken bulamayız.
- É impossível. O Mustaffa está dentro.
Mustafa'yı kefaletle çıkaralım.
Por que não pagamos a fiança do Mustaffa?
Mustafa, ona göz kulak ol.
Mustafá, de olho nela.
- Mustafa, hoş geldin.
- Mustafá, bem-vindo.
Mustafa'ya ve sizin adamlara ne oldu?
O Mustafá... e os oficiais?
Mustafa... Bırak gitsin.
Mustafa... deixa-o em paz.
Mustafa!
Moustafa!
Mustafa onur diyorsa dünyanın sonu gelmiş demektir.
Quando Moustafa fala de honra... o fim do mundo está perto.
Mustafa, sen o tarafa bak.
Moustafa, vai por aqui.
Mustafa, sıra sende.
Moustafa. É a tua vez.
Mustafa! Kalk!
Moustafa, acorde!
Güle güle. Evet, nasıI buldunuz bunu, Şüpheci Mustafa Bey?
Então, que tal, Sr. Mustafá Céptico?
Ne yani, Mustafa ve Akbar gibi isimler çok mu zor geldi?
Que, faz nomes como Mustafah e Akbar Tornou demasiado duro de pronunciar?
Mustafa ve Kral, Chablis.
Moustapha e King são vinhos brancos.
Olacak, Mustafa.
Se-lo-á, Mustafa.
Mustafa, 120.000 den bahsediyordun.
Mustafa, estavas a falar de 120.000.
Planımız mükemmel ilerliyor.. 1 küçük hata dışında. Dalkavuk Mustafa tarafından teknik bir hata yapıldı..
Tudo ocorreu perfeitamente conforme o plano... excepto uma coisa... devido a um erro técnico do Mustafa...
- Mustafa Kesici. - Burada.
- Mustafa Kesici!
Mustafa, Frau Farbissina...
Mustafa, Frau Farbissina...