Müşteriler tradutor Português
1,150 parallel translation
Müşteriler, satıcı... Bakalım birden fazla mı oda tutmuşlar?
Compradores, vendedor, vejamos se reservaram vários quartos.
Yani müşteriler mi?
Queres dizer clientes?
Önce onu bitir, müşteriler yoldadır.
- Falta uma manga. Faz esta primeiro.
Yarın için görmem gereken bazı müşteriler var. Ve sonra gideceğim.
Tenho uns clientes para ver amanhã... e depois vou-me embora.
Ama müşteriler senin için geliyor, benim için değil.
O pessoal vem cá por tua causa, Casey, não por minha.
Asya ve Ortadoğu'dan müşteriler beklemede efendim.
Os clientes da Ásia e do Médio Oriente estão à espera, senhor.
"Yeni müşteriler, bıçak gibi dişleri olan gree kurtları gibidir lezzetli görünebilirler ama bazen ısırırlar da."
"Clientes novos são como vermes gree de dentes afiados. Podem ser suculentos, mas às vezes mordem."
Müşteriler beni bekliyor.
- Tenho clientes à espera.
Müşteriler beni bekliyor.
Tenho clientes à espera.
- Sadece özellikli müşteriler.
São só clientes especiais.
- Kasalar sadece müşteriler içindir.
- O cofre è apenas para clientes.
Müşteriler mi?
Os clientes?
Onu son gördüğümde Hasta Çocuk kendini bir pezevenk ve torbacı olarak yeniden keşfetmişti ve işle zevki birbirine harmanlayarak müşteriler ayarlıyordu.
Desde que me viera embora o Sick Boy reinventara-se como chulo e traficante e tinha vindo misturar negócios com prazer.
Eğer fark etmediysen... buradaki müşteriler ahlak timsali değillerdir.
Não sei se reparou, mas a clientela não é o exemplo da rectitude moral.
Müşteriler!
Clientes.
Tuvalet bir şey alan müşteriler için?
É só para clientes que pagam.
Bazı müşteriler, ne olursa olsun yine de göze çarpıyorlar.
Alguns dos meus clientes, faça eu o que fizer, ainda se reconhecem.
Aslında burada önemli müşteriler için bir tane var.
Tenho uma coisa especial para os clientes mais importantes.
Müşteriler, Charles!
- Os sócios, Charles!
Ve son müşteriler pekde memnun kalmadı.
Perdemos dois dias de negócio e os sócios não estavam contentes, posso acrescentar.
Müşteriler buna bayılır.
Os clientes adorariam.
Mina'nın karakteri, Yoko Takakura, müşteriler tarafından tecavüze uğradığında karakterler tamamen değişecek...
A personagem da Mima, Yoko Takakura, muda... de personalidade quando é violada pelos espectadores de um espectáculo de strip.
Müşteriler duymasın, yoksa salon üç dakika içinde boşalabilir.
Não deixes que os clientes te ouçam. Isto ficaria vazio em três minutos.
Yemekte sonra toplantı odasında müşteriler olacak. Şunu unutmamanızı istiyorum ; "daha az vergi".
Temos de nos lembrar, " Menos impostos, senão pouco, menos então.
Şimdi yemeğini ye, sonra da bu beyinleri al dabo çarkına geri dön ki müşteriler onlara güzel güzel ve uzunca görsünler.
Agora, come, e depois leva essa cabeça para a roda do dabo, onde os clientes a possam ver bem.
Müşteriler senin'zorlama yok'sistemine bayılmışlar.
Os clientes adoram a sua atitude descontraída.
Eğer devriye olmazsa, müşteriler sorun çıkarır.
Se não são as chamadas, são os clientes.
Müşteriler bizi bekliyor! Evet Bay Pire.
Temos clientes a incubar!
- Bütün müşteriler kederlendi.
Steven, que se passa? Os clientes estão deprimidos.
Bizimle uçtuğunuz için teşekkürler. Harris taşımacılıkta devamlı müşteriler değerli hediyeler için puan kazanır.
Obrigado por voarem na Harris Freight onde os utentes assíduos ganham pontos para trocarem por produtos de qualidade.
- Demek sıkı müşteriler. - Evet, çok ciddiyim.
- Tipos tesos?
Müşteriler, aldıklarını iade ediyormuş.
Os clientes estão os mandando de volta.
Genellikle müşteriler arabadan indikten sonra kusmaya başlarlar.
Geralmente, os passageiros fazem-no depois de sairem.
Hamamda cinayet müşteriler panik içinde!
Tiroteio nos Banhos Públicos clientes em pánico.
Müşteriler bekliyor.
Que estás a fazer? Temos clientes à espera!
Müşteriler seni çok seviyorlar.
Os clientes adoram-te.
Müşteriler, dabo kızları, Ferengi garsonlar... Seni işe onlar almadılar.
Os clientes, as raparigas do dabo, as empregadas de mesa não te contrataram.
Müşteriler, makinistler ve bir çalışan olmak üzere toplam 14 kurban var.
14 vítimas no total, incluindo espectadores, um projeccionista e uma empregada.
Bunu müşteriler tarafından tasarlandığını söylediler.
Dizem que foi feito pelo cliente.
- Yeni müşteriler mi geliyor?
- Acabaram de entrar dois clientes?
O zaman şunu sormak isterim... neden müşteriler... onları direkt olarak yazılımcılara kendileri vermiyor?
É isso. Bem, então só tenho que perguntar... porque é que os clientes.. Não as levam directamente ao pessoal do software?
Biraz Listerine al. Müşteriler için kendine gel.
Bochecha com Listerine e toma juízo, temos cá clientes.
Müşteriler bunlarla ilgilenmez.
Aos clientes não lhes importa que sejas a Anita Roddick do mundo dos computadores.
" Bu arada zengin müşteriler kullanır saf kokain
" Clientela fina e rica que snifa coca pura
Müşteriler hafif olmamızı seviyorlar. Hafif mi?
Os clientes gostam das pneumáticas e bem dotadas.
Benim için önemli bütün müşteriler ve Buckland için, ve tabiî ki senin.
Todos os cliente são importantes para mim, a Buckland, por isso para ti.
Yakında bir açık artırma yapacağız, aramam gereken müşteriler var.
Oh, eu tenho um leilão daqui a uns dias, tenho de ligar para os clientes.
Bence sakıncası yok ama diğer müşteriler rahatsız olur.
Não me importo, mas é pelos outros fregueses.
Belli ki diğer müşteriler rahatsız olmuyormuş.
Aparentemente, os outros fregueses não se importam.
Son müşteriler gidince kapatacağım.
Vou fechar assim que estes clientes saírem.
Müşteriler, yere yatın!
Clientes, para o chão.